12 Ekim 2010 Salı

Taş, Kuş ve Deve


Bakarada bir taş var.Belki bana değiyor ta baştan  beri. Çok uzakta bir kuş var,kanadında gümüş var,düşünüyorum halimi.Bir de hadislerden ayağını sürüyüp gelen bir deve,hatta kervan,karmakarışığım yine ben bu ara..

Bakarada bir değil üç taş var.Biri kalbin i hali,biri cehennem vakudu,tutuşturucusu çırası yani,biri insan kalbinin bir üst merhalesi.Sözünde durmayan kalp taşlaşıyor,insanın yanında büyüttüğü bir varlık olup cehennemi tutuşturmaya gidiyor,sonra taş bile kalbinden iyi oluyor insanın,içinden sular fışkırtıp Allah korkusundan yuvarlanıyor.Ve biz yakıtı taşlar ve insanlar olan o yeri okuduk.Duyduk yani bunu,nasıl sırt döneriz şimdi taşlaşmışlıklarımıza.Katılıklarımıza.Ki taş ateşte erimeyen tek madde,demir erir de taş erimez.Ufalanmaktan başka çare görünmüyor.Bir denize kıyı olup dalgalarla yontulacağız belki..Ateşten önce su deneyeceğiz.Taşla ötelerde muhatap olmayacak olanlar,içlerinde taş biriktirmemiş olanlar var bir de.Hendekte karnına taş bağlayanlar,kızgın taşın altında,doğruyu,yalnızca doğruyu söyleyenler..Bir var bir yok taş,orda varsa burda yok,burda varsa orda yok belki.

Bir kuş var sonra,olup uçmak istediğim,taş olup kalmak istemedikliğimin yanı başında.Ben yattım taş gibi,Allah kaldırsın kuş gibi duası var bir de çocukluğumdan kalan.Taştan kuşa uzunca bir yol var aslında.Hani mümin kalbini kuşa benzetiyor efendimiz,öyle naif,öyle titreyerek ve özgür yaşayan,hem rızkını yiyen,hem etrafını kontrol edip kendini tehlikelerden koruyan,rızık endişesi taşımayan,kuş gibi hafif ve özgür bir kalp,selim yani,yüksekte.Oysa taş ağırdır,taşıması zor..

Senin kuş olduğundan şüpheleniyorum dedi bir arkadaş,beni sadece okulda gördüğü için çok az yediğimi düşünerek.Bir diğeri ne kuşu dedi,ben deve kuşu dedim..Sonra takıldım,işte bu dedim tamam,tavus değil hindi derken,deve kuşu tam isabet..Kuş bile uçar aynı cins kuşla,deve kuşu uçamaz o varoluşla..Nakarat da geldi.Sonra kervan kervan develer zihnime,ama hadislerden.Karışığım işte.Ayağı bağlanıp sonra çözülen yaptığından ibret almayanı mı ararsın,susayıp bir solukta içeni mi,ama bir tane daha var kervanda,en ağır yükü yüklenmiş,yorulmadan susamadan koşuyor gideceği yere,ağır,hantal ama gidiyor,gocunmuyor,aşık deve...İş aşık olabilmekte..

İşte böyle,tekrar okuyunca anlar mıyım şu hissettiklerimi bilmem ama yazmasam daha çok karışacağım.Maksat yolculuk başlasın..

3 yorum:

  1. karışık ama öylesine büyüleyici ve güzel ki bağlantılar..maşallah...yolda olmak her zaman zordur zaten,karışsan da bulansandan da yürümelisin..yürüdükçe çözülüverir düğümler inşallah.

    YanıtlaSil
  2. hissetsem yazamadım, yazsam hissedemedim..işte öyle.. (ağlayarak)...

    annenden sana...

    YanıtlaSil
  3. Annemmm..Sen zaten kalpten ibaretsin...

    YanıtlaSil