8 Eylül 2011 Perşembe

Canım Ellerinde...

Fikrimdeki onlarca alternatifin avantaj ve devantajları arasında boğulmaktan kurtulmak için kendimi attığım Hacı Bayramı Veli de,içimden gelip çağırsam dediğim arkadaşımı,sürükleyip getiren,o kalabalıkta tam yanıma oturtan Latif,Habir,Sübhan....
Türbede kalbimi bir sahraya çevirip,altın kumları avucumda hissettiren,sessiz hareketsiz hatta duasız öylece bekleten,akşam hiç de adetim değilken bir film seyredelim dedirten ve müthiş replikleriyle kalp sahrasını önüme seriveren Bab'aziz i karşıma çıkaranVekil,Garib,Halik,Bari,Musavvir..
Sesimi duyduğunu hissettiren Semi,Her hareketimi gördüğünü hissettiren Basir,bir pazar sıkıntımı beytinin yanındaki kulunun karşısına suretimi  çıkarıp dua ettirerek çözen Erhamerrahimin,sebebe ihtiyacı olmayan Müsebbibel esbab,tevekkül semasından düştüğüm çukurlardayken ben,elimi tutan Sabur,Şekür,Hamid,Mecid...
Canım ellerinde...Ve canıma emanet olan her şey de...

''Sen sadece yürü...''
''İmanı olan kaybolmaz...''

1 yorum:

  1. Tuylerim diken diken okudum yazini.onun varligini hissedebilmek ne guzel.bize sundugunu gorebilmek ne guzel.bunun icin goren kalp gerekiyo.
    Kalbim yoegun.kalbim yarali.kalbim kor degil ama miyop yada hipermetrop.
    Kalbimin rikkat kazanmasi icin dualarinizi bekliyorum
    Sevgiyle

    YanıtlaSil