3 Aralık 2012 Pazartesi
Yol biter mi?
Ne varsa yol ve yolculuğa dair,hayata dahil..Yürümekse düşünmeye muadil..Daimi bir yolcu olduğumu farkettiğim andı bakaranın başı..Uzun bir yolculuğa çıkıyor gibi hissetmiştim,tamamlayabilir miyim demiştim de,kılavuzum herkes neredeyse orada tamamlar inşallah demişti...
Galiba iki yılı geçti..Uzun bir yolculuk nasip oldu surenin içinde,her surenin başka bir alemi vardı aynı anlam içinde..Tevbenin getirdiği yer başkaydı,enbiyanın,nurun furkanın başka..şuara,neml kasas başka...Üçleme kitaplar çıkarıyorlar sevdiğim yazarlar,kitaplarla şehirlerle anlatabilirim bir nebze belki..Ama hiç birine benzemiyor surelerinki...
Bakaraya başlarken,elif dedik lam ve mim...En derinden,göğsün en derininden dile dudağa..İçten dışa bir yapılanma demiştik.Sona doğru elif en gizlimizde olan,ALLAH ın olması gerektiği yer,belki noktayı süveydanın nurlanması,lamın çengeliyle çıkaracak ne varsa,la diye diye nehyede nehyede teke inecek en gizli en derin yer,mimle dudağa dökülecekmiş,inlemekle..efendimizin ismiyle...Bakara yarmak demekti zaten,başta bir hedef gösterildi,hani tezhiplerle fatihanın yanına yakıştırılan aşrı şerif,elif lam mimle..Ortasında ayetel kürsi,sonunda amenerrasulu ile,arada benim için kema erselna fikümle bir ramazan,ayetel kürsiyle bir,sıbgatallahla bir daralma,içinizden geçenlerden sorulacaksınızla bir..Fezkuruni ezkurkumla umit...ölüm..hayat..feinni karible aşk...çağrı,çağıran,çağrılan..çağıldayan aşk..
Kelimeler...kelimeler..şifreler..kalpler ve kalıplar..Ahkam ve his..surei bakara,iki çiçekten bir çiçek..Kim onu hıfzederse,başa geçiren..Bir çiçek nasıl hıfzedilir?Aklınıza küçük prens geldi mi...Ne kadar dolu dimağımız..Bir çiçeği hıfzetmek..Çok sevmek..Bir çiçeği ne korur, su toprak sevgi,madde mana..iç dış..Surei bakara hep bu ikilemle bütünledi bizi..Namaz dua ,bedenin sallanması,oruç yeme disipliniyle hayat tarzı,bedenin zayıflarken ruhun güçlenmesi,şehadet,dil ve göz kalp arası yakınlık,hac rukunları ise başlı başına maddeyle mananın birleşmesiydi.Adem ve Havva ile zıtların birliği,dünyaya inişle dünya ahiret evliliğinden beklenen ukbaya götürecek amel çocuğu..Ve ne formüller,ne çok birikmiş kavanoz kavanoz hisler..Elime son kez aldığımda bakarayı okumak için Taif yolundaydım,her satır,her sayfa bölüm,an an yaşatır mı geçmiş zamanı..Koku değil,tat değil,mekan değil,ses değil,ayet ayet his biriktiriyoruz içimizde ,müteşabih,cennet ayeti....İnsan bir dağa tırmanırken Ganime cebecinin yeşil halısına oturur,camı acar,tül havalanır mı...
Benim içimde bakara,bir toprak fenomeni..Cennetten bu toprağa pişmanlıkla inilen yerde..Üzerine 99 yıl hüzün yağan,1 yıl surur yağan toprak..
En başlarda iş makineleriyle kasklarla çalışılan yıkık dökük,israiloğullarıyla,her enkazın altından bambaşka birşeyler çıkan,hep yan çizen,idare eden,böyle de olur deyip yapılmış,ama olmamış da yıkılmış binalar,bozuk mimariler,gecekondu ibadetler,estetiksiz ameller,süreksiz yollar,çıkmaz sokaklar..Başımda fenerli bir kaskla yürümeye çalıştım,maden ocaklarımda..Hani süt filminden bir sahne,yusuf maden ocaklarına bakarken..acı..Toprak altında çift taraflı yolun adı nifak..Derinlerden çıkan bir sey münafıklık..Hem öyle hem öylelerimiz,zaten böylelerimiz..Cumartesi yasaklarına cuma çözümlerimiz..Şimşekler çaktı,yağmur yağdı,gök gürledi,ruh sübhanallah dedi,nefis kulaklarını tıkadı,ne çok gidip geldik..
Hükümlerden önce aşk geldi,Rab kendini tanıttı kuluna,ağır ağır..Ben hükümleri soğuk sanırdım.Namaz,oruc,hac,umre,şehadet aşkın ilanlarıymış..Çağrı çağırma ve yakınlık oruçla gelirmiş.Gökyüzünün romantik yüzü ay hilaliyle hac için varmış.Zaman başka türlü akarmış.Say benim bıkıp usandığım koşturmalarımın oturup kalmalarımın,gayreti terketmelerimin karşısındaymış.Tavaf O nda olmak,kıble öper gibi muhabbetle dönüp durmakmış..Hidayet her an alınan ,dalalet satılanmış,ticaraten len tebur,zarar etmeyen ticaret buymuş..Faizi Allah tan bekleyecekmişiz....Hani semereden bahsetti sona doğru sure,bire yediyüz veren başak..Ve bu toprakta yetişen semereden infak,en sevdiğinden..Bir avuçla iktifa etmek önüne çıkan nehirlerden,yalnız kalmak,Allah demek,üzerime sabır yağdır demek...
Toprağım harmanlandı sandım,artık sürüldü,belki tohum ekildi,ayetel kürsi tanımlanamayan Ramazan bilgisiydi...Hayy,Kayyum ellerindeyim,dizlerimin dermanı yok..Sen tut ayakta dedim,acizim acıkıyorum uykum geliyor yoruluyorum,ama göğe bakıyorum..sana bakıyorum..yağmur yağıyor cama koşuyorum..ben merhametine koşuyorum..Sen münezzehsin..Sen başkasın,bildiğim hiç bir şeye benzemiyor varlığın..Yer ve gök..Ayaklarım ve başım kadar anladığım,gözlerim, çakıl taşları ve yıldızlar kadar.Senin kürsün benim anlamadığım kadar,kalbimin genişleyebileceği kadar..Senin lütfun kadar..Senin iznin olmadan yardım edilemeyen yer,şefaat senin merhametin,uzattığın elin,benim bildiğim yer gök,kalbiminki ancak,dışarda gördüğüm kendimim...Ve sen..Önüm arkam,üstüm altım sağım solum,içimi dışımı kuşatan..Hıfzından başka zırh yok..Kendimce sığındım kalbimin köşesinde Rabbime..Gözlerim göğe takılı tavaf ederken,yürümüyor gibiydim..acı bile lokma lokma yutulur gibiydi..
Hilaller büyüyüp küçülürken Hac geldi,mücadele yani..Uzun uzun yürümek,ardına bakmadan şeytanı taşlayıp ilerlemek,bir dosta tutunmak,ellerini açmak bir akşam üstü,gün batmasın istemek..Yorulmak,bitmek,ama bitmemek..Yürüdükçe yürüdükçe içine içine,bunlar da nereden çıktı demek...Bir çiçek bir başak büyür mü derken,hayal ederken,hayallerin tevbesi..tevbelerin tevbesi..istemsiz hayaller,düşünceler tevbeler,düşünceler tevbeler,düşünce tevbeler..Ve ayet...İçinizden geçenlerden sorulacaksınız......Her yer tarumar..Ne toprak var,ne çiçek ne başak..Ancak bir avuç killi kum o kadar...
Şimdi..amenna,ben buyum anladım.semiğna ve etağna demek zorundayım,üstünü örtmemeliyim..İtiraf etmeliyim,babam Adem gibi almalıyım şifa kelimelerini,mazeret üretmemeliyim,ben zulmettim..Edepsizlik ettim.Ben hayallerimin kabulunden sana,senin hayır planlarına sığınırım...Sen ört setret merhametinle,gufranınla..Çekemeyeceğimi yükleme...Ben unutanım,sen unutmayansın,benim vus um ne ki..Ve sonunda bakaranın,kabenin kapılarını açtılar,nefes aldı yüreğim..İçini zemzemle yıkamışlar,affedildiğimize işaret olsun deyip ümitlendim.Etrafında dönen yüzlerce insandan sadece izinli,davetli olanları aldılar,kalbimize izinsiz hiçbir düşünce giremesin artık diye dua ettim...Yoldaki işaretlere dikkat etmeli..Kuşlar ve kavimleri,tavafta hazır bulundular..Gök toprağını şenlendirenler onlar..
Ey merhamet,şimdi ben,ruyamdaki haliyle elimde bir bitki saksısını değiştiriyorum,bakıyorum ki içinde toprağı yokmuş,bir tabakla yükseltmişler,dışardan var zannediliyor,içerden yok...işte ey toprağı yaratan ve yaran,yağmur indiren ve merhamet eden,merhamet et mevlamızsın..ki bir bitki yetiştirebilelim ki infak edebilelim yüreğimizden...
Kaç can karışacak bu toprağa daha ki humuslu olsun,kaç yağmur,kaç dua,kaç sabır,yol bitmez...Ve ben iste,nefis.. daha elindekine bakmadan gözünü öbür çiçeğe diker,onunla heyecanlanır yeniden,ali imran...zehraveyn...
Yol bitmez,yakin gelene kadar,
Vesselam...
bazen bazı yollar hıc bıtmesın ıstersın,
YanıtlaSilbazı yollar, bazı anlar..
Allah bereketını arttırsın o hayır yollarının...
ınsaallah :)
YanıtlaSilAllah razı olsun, nasıl toparlayacağım diye düşünüp duruyordum; iyiki hal olarak kalmış sana bakara; iyiki çok gönülden bağlıyım sana da :)
YanıtlaSiliki buçuk yıl,sure i bakara ve sen... ne çok yol gittik ve gidilecek ne uzun bir yol gördük.
YanıtlaSil