Bir edebiyat hocam vardı.Gozumun önünden ucuverecek gibi geçen bir titrekligi var tüm öğrencileri titreten vakarinin yanında. Tek renk, çoğunlukla aynı başörtüsü saliniyor bir ton koyu pardusenin üzerine öyle üçgen nasıl anlatılır ki bunca sade ve düzen..
Okuldaki halini siliyor okul yolunda, sokaktaki hali ve kulağıma biriken komşu sesi..Aynı apartmanda oturuyoruz ama o eski öğretmenlere has saygı korku karışımı hasyet bürüyor içimi her defasında..Akşam Sohbetleri baslatiyorlar apartmanda kapı tiklatilirsa hanım zil calinirsa erkekler var kapıda..Bir edep ve huzur hali..
Çocuğu yok. Ondan mı bu sert duruş diyor birileri orali değilim not korkutmuyor beni..
Kocası üniversitede eğitim üyesi, amerikaya gitmesi gerekiyor , uzunca bir süre, hocamiz gitmiyor.Yalniz kalıyor. Neden?
Turkiyeden ilk çıktığı yerin Mekke olmasını istiyor Medine olmasını istiyor.Gitsin o zaman iş işte diyenler var, komşu malumati bunlar, incelik bağlılık hanimlik..kulluk....
Şimdi o köşeden dönüyor her seferinde gözümde, bizim mahallenin tek incir ve ceviz Ağaçlı tek tek katlı büyük toprak Bahçeli kosedeki evin önünden, burası da yıkılır da apartman olursa diye endiselenerek..Geçiyor. Orası yıkılıyor bir apartman yapılıyor işçilerin abdest aldığını görüyor annem beton üstünde..Iste bizim ev oraya rast geliyor...
Benim için lise edebiyat dersi ve bolca melankoli demek tm sınıfında olmama rağmen sayısal siniftakiler de sırf bu yüzden kopamayacaklar edebiyattan.Edebiyat hocam bir önceki hocama hocam diyor onun da lise edebiyat hocası çünkü. Hafizlik yapan hocam hocasının tesvikiyle dışarıdan bitiriyor okulunu ve edebiyat fakultesi..ilk Hocamızın yanında kalem oynatamazken hocamin yanında yazmak tek olanagim oluyor. Haftanın en önemli işi o haftanın kompozisyonunu yazmak hissetmek diğer arkadaşları dinlemek o derste sıkılan var mıydı bilmiyorum. Zamanın durduğunu hatırlıyorum.Gordugum duvarları kitap kaplı ilk ev bu..Ve bu evde elinde kahve ve kitapla pencere kenarında oturan bir entellektüel değil kayinpederine bakan bir malatya gelini var.
Yazılar harfler vesile. Aramızda başka bir şey var. Rüyalar var..şiir gibi bir şey var ..Bizi alıyor bir gün kaleye götürüyor bir yazmaca oyunu oynuyoruz tekrarı yok. Uzuun uzun anlık hikayeler bunlar. Yaz diyor gönder..kendime hiç güvenmiyorum..dergi çıkarıyoruz. Yazıları konuşuyoruz ..evleniyorum bir buket çiçekle çıkıp geliyor bir cümleyle değiştiriyor halimi..saygı duyuyor bu kadar nasıl yıllar geçtikçe hoca öğrenciyi abla kardes alıyor. Öyle çok kare var zihnimde elimizden tutuyor..Babası ölmüş arkadaşın, hata yapanın, umursamayanin söz dinlemeyenin yaramazin, borc isteyenin, daha nelerin,ellerin kızı bak neler yapıyor diyor birgün sadece, gülüyor ve yutkunuyorum..
Bunları anlatmamın sebebi 7 güzel adamın haturlattiklari, dizinin konusu ve gerçek kahramanlarının hatalarını orttugunu en azından şimdilik, söyleyerek eski günleri yad ediyorum.
Hikaye tamamlama yazilisini mesela...Dervis olma niyetimi desteklemesini hocamin ..kurgularin canlanması kehaneti))
Olsa da yine böyle bir atölye yapsak...dimi inci hocam...na...an
Ansızın bir zaman..
Sizden sonraki edebiyat hocasina yaptiklarimi hatırlamak istemiyorum..gulumsuyorum...Hani özel bir kız okuluna sizin ve hocanizin da yerine bir adam getirmislerdi. O da bize dilbilgisi anlatıp geçmek istemişti. ....))) Niye gitti bu hocalar diyebilirsiniz ..başörtüleri için. ..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder