Uzun zaman verisi rüyalar..Bir günlük yasanmislik değil.Bir his bir olay bir durum bile olsa , bir kez gördüğümüz biri belki ama ruyamiza ne zaman gireceği belli değil..
Belki insanın en zor çözülen tarafı, hala tartisadursun bilim adamları süresi dahi belli değil.
Aktif olarak içinde olmadığımız bir durumu ruyalarimizdan söküp atamamamiz bundan belki, hala ruyalarimda dediğimiz. Ya da bizi taa cocuklugumuza götüren o tadı bulduğumuz.Ah bir görsem rüyamda diye beklediğimiz..Bir çıksa şu his ruyalarimdan dediğimiz. Sahih tabirler, semboller, geçmişimizin izleri, geleceğimizin işaretleri. Haneme bir ay doğdu diyor Hz hatice Efendimizle evlenmeden önce...Efendimiz her sabah namazı sonrası ruyalarini dinliyor ashabinin. Ben de bir rüya görsem de anlatsam diyor canım Abdullah bin ömer...iki görevlinin onu ateşli bir kuyunun başına getirdiğini görüyor rüyasında, ateş ona gosterilip geri çekiliyor.Anlatamiyor da kendisi ablası hafsa ya söylüyor, Abdullah ne güzel kul keşke teheccud de kilsa diyor efendimiz...
Geceleri uyumadan sabahi beklediğimiz çocukluk ilk gençlik kandilleri geliyor aklıma, kendimce sabaha kadar ibadet olmanın verdiği artık nasıl bir hisse onunla sabah namazından sonra yatar, muhteşem müjdeli rüyalar görmeyi beklerdim. Hiç olmadı)) Sevindiren ne kadar rüya gorduysem hep beklemedigim zamanlarda bir sıkıntı sonrasiydi muhtemelen...
Sadece bir rüyada olsun görüp kavusurum umuduyla uyuduğum oldu. Kimi kavuştum kimi upuzak...
Uzun zaman verisi rüyalar...ve hayatın en büyük armağanı, ruhun kanıtı, manevi alemimizin varlığının ,bedenimizden ve su hergün yasadigimiz fizik kurallarına uygun hayattan başka bir hayat daha yasadigimizin..
Ve kanıtı hayatın bir rüya olduğunun, ancak ölünce uyanacagimizin..yorula yorula, yogrula yogrula...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder