11 Şubat 2015 Çarşamba

Uhud...

Şimdi uhuddayiz..
Okcular tepesine yerlestirilenleriz belki , belki denenecegimizin bile farkında değiliz. Yay gibi eğri miyiz ok gibi doğru mu..Kalbimiz ganimet karşısında yamulur mu..ölüm korkusunda savrulur mu..
Elif gibi dimdik durmustuk oysa, savunmadan çok savasmayi seçmiştik. Kalplerimizi telif etmişti birbirine Rab, acaba ehillesmis miydik, birbirimize düşer miydik..
Uhud..herkesin bi ayrı yere savruldugu dağ. Efendimizin sığındığı yarık..Diş düşünce rüyada bir yakını kaybetmeye yorarlar ..feminden sızan gül kokusu bizim yüzümüzden mi..
Uhud artik sehidlik..Uhud şahitlik..kendimizin , sabitligi ve kaypakligi kademimizin..Denenmesi elifligimizin..
Acı...
Istigfar...
Tevbe...

2 yorum:

  1. ifade edemiyorum ama benzer ruh halini sezebiliyorum...belki de benim zannım ama...Uhud yerinde bir benzetme olmuş...

    YanıtlaSil
  2. Öyle...Ali Imran in atmosferi, önce Uhud diyor Bedir den önce...

    YanıtlaSil