21 Ocak 2012 Cumartesi

ÇAĞRI

bazen upuzun cümleleri boğazına dizen kudret,bazen sus konuşturuyor,dilin cesaret edemediğine kalem ediyordu ya bazen,o da susmak istiyor..
bu zamanlar,
ölmek desem hevesle,karamsarlıkla değil,mavimsilikle,umutla,ama hayayla,sus diyor gönlüm bu daha iyice...
ayetler,insanlar,gök,ay,kar taneleri,hilal,can,canan,kitap kokusu,sus...
telefon çalmasın,kimse bişey sormasın,bişey yokmuş gibi yapsın,ayrılmıyoruz ki..
konuşurken konuşmuyoruz ki..
yazarken yaşamıyoruz ki...
oruç..elzem,yiyeceğe,içeceğe,en çok söze....
oruç elzem kaleme bile,
kalemin de kitabın karşısında bir utancı var...
yaşamanın ağırlığı ölememekten..
öl,kurtul...buraya gönlü kuvvetli biri mevlanamdan üç balık hikayesini anlatsın...
bu zamanlar...
oruç lazım,bir çağıran,bir çağrı,bir de çağırdığı an...
ve en mühimi çağrılan...şah damarından da yakın olan...
O EN BÜYÜK ÇAĞRILAN, bir adıma on adımla koşan..
buluşmak lazım,çok geç olmadan...

sesimi duyan var mı,ne çaresiz bir feryat,
sessizliğimi duyan var,
elhamdülillah...

2 yorum:

  1. elhamdülillah... o sessizlikler, o kendi kendine içli üzülüşler ne çok rahmet çekiyormuş...

    YanıtlaSil
  2. oruç en çok "ben"liği bitirip "sen"lik olmak için. Bulunuyorsa, elhamdülillah.

    YanıtlaSil