11 Ekim 2014 Cumartesi

Hayatımızın hangi ayetindeyiz?

Hıçkırıklı gözyaşlarımı hatırlıyorum o büyük mescidin yaz sonu son tefsir dersinde, eylule kadar bir fasila bahsinde. Ayetlerin fasilasi var mıydı? Kurana ara veriyor muydu hayat? Nasıl ihtiyacım var benim diyordu içim bedenimle de bu havayı solumaya, ilk anda gerçeği otelemeye meyyal bir mekanizma var içimde artık biliyorum. Kuran fasilasiz devam ediyordu ayetler tatilsiz iniyor hayatımıza , zamanın neligi felsefesine dalmaya gerek yok. Dehr..dem..vakit nakdi hayatın ,akıyordu. Ne ki hazmı lazımdı ayetlerin yasanmadan geçilmesi, kayanin üzerine yağan yağmur gibi..hissiz, üzerinden akıp giden değmeyen..Halbuki biz o büyük mescidde cennet bahcelerinin kokusunu aldık tadını hissettik görünmeyen güzelliğini duyulmayan sesini munbit bir toprağı olmak istedik o bahçenin..ağlamak elzemdi. Ağlamadan yumusamadi toprağı kalbimizin..
Tefsir dersi fasıla verdi tefsir olaylarla devam etti. Isa as havariler mucize sofralar canlandı geldi. Ağladık sıkıştık daraldık kah bu sırrı içimizde sakladik kah söylemeyi denedik.Agladik.Ayrilik vakti geldi.Bu sefer Mekke ye bambaşka bir hal içre geldik. Ozleyerek , gözümüz arkamızda kalmadan. Sırrı bu yaşayan tefsirin aciz akıl unutuyor belki baglamayi ama kalp yaşıyor ancak üzerine düşünmekle bulunuyor sonra bağlantısı benim gibi hayat acemilerinde olaylarla ayetlerin.
Birr diye bir kavram vardı kocaman..Bizim hayatımızda türkçe karşılığı olmayan onun için zorlamak zorunda olduğumuz sinirlarimizi.Her tavafin sonunda istediğimiz ebrardan olma fikri bunun yanında.
Bakara ve Ali İmran öyle iç içe ki..o iki çiçeğin kokusu birbirine öyle karışıyor ki..
Birre iyiliğe ermek dersek,

Şu halde yalnız iman, tam, kâmil hayra, iyiliğe ermek için yeterli sebep değildir. İman ve ilimden sonra amel ve özellikle (Allah yolunda) sarfetmek ve harcamak da gerektir. Hem de bu harcamak ne kadar sevgili şeylerden olursa, o kadar kıymetli olur. Allah, harcanılan hoş veya nâhoş (güzel olmayan) herhangi bir şeyi bilir ve ona göre sevabını verir. Fakat asıl iyiliğe, yüksek hayra ulaşmak, sevilen şeylerden harcamaya bağlıdır. Bundan dolayı Bakara Sûresi'nde geçen "birr" ve "infak" âyetlerini (Bkz: el-Bakara, 2/3, 44, 177, 189, 215, 219, 261, 264, 265, 267, 270, 272, 273, 274.) hatırlamalı ve ona göre İslâm'ın hükümlerini yerine getirmeye hazırlanmalıdır.

Birr: Bakara Sûresi'nde (Bakara, 2/177) âyetinde de açıklandığı üzere ihsan (iyilik etmek), geniş hayır, tam hayır demektir. "Birr" ile "hayır" arasında şöyle bir fark da göstermişlerdir: "Birr", hayra ulaşan ve kastedilmiş fayda; "hayır" ise -kasıtsız bile olmuş olsa muhakkak faydadır. Birrin zıddı ukuk (isyan etmek), hayrın zıddı şerdir. Bununla beraber "birr", hıns (günah) karşılığı da kullanılır. Burada birr'e erişmek, hayır ve iyilik etme sıfatıyla sıfatlanmış olmak veya "İyiler mutlaka nimet içindedirler." (İnfitar, 82/13) âyetinin delaleti üzere iyiliğe ve ilâhî sevaba ermek mânâlarından her biriyle tefsir edilmiştir ki, ikisi birbirinden ayrılmazlar. "Allah asla sözünden dönmez." (Âl-i İmran, 3/9) âyeti gereğince Allah'a söz vermek ve anlaşmada tamamıyla ayak direyerek ilâhî vaade tamamen kavuşmak, ermek mânâsı, her ikisini de içine alır. Buna göre iman, dinin temeli; birr, dinin gayesi demektir. Hak tevhid, hayra erişmek: İşte din, bu iki esasın mahsulüdür. Ve bu şekilde bu âyet, kendisinden önceki iman konularının bir sonucu, kendisinden sonraki hükümlere dair konuların da mukaddimesi (başlangıcı) yerindedir.
Elmalılı h.y.tefsiri

Bekke ayeti ve istataa, Mekke ,un ufak olmak ve kudret, üzerimizde Allah ın hakkı. Birr, infakin en sevdiğinden, canın rahatin , hijyenin ,malın, bedenin ve haccın. Kurbanın..Bu kelime obekleriyle anlatmaktan aciz olduğum bir sürü bağlantı.Ali imran ayetleri kelime taramasi ve temmuz-ekim gundemiyle beraber okunmasi gereken.Ibrahim as..ve haccın menasikleri. Kudüs ve Mekke..Filistin ve Türkiye..yevmi buas..kardeşlik ve fitne..Yahudiler ve biz..Allah ın ipi...
(bknz Elmalılı tefsiri Ali İmran 92-103)
Sarılmak
Sımsıkı sarılmak
Sarılmak sımsıkı
Allahın ipine.
Dağılan kalplerimize
Taşlaşan yerlerimize
Ayetlerin surelerin degmedigi yerlerimize
Şifa niyetine

Velhasıl tefsir değil tefsir dersi ara vermişti. Bir fırsat, ayetler hazmedilir mi acaba diye. Ben yutkunuyorum hâlâ..
Tek çaresi var kalbimin Ali İmran parolası Ya hayy ya kayyum...sen içimizde beğendiğin kökü canlandır Rabbimiz, sen tut ayakta mufid bitkileri, bagrimizdan güller yetissin hayalimiz, bir gül bahcivani öğretmenimiz ve elinde dikenler gülsüz..sen ayetlerinden muhkem kaleler yap içimize siginabilecegimiz, mütesabihler içerisinden senin sevdiğini seçmeyi öğret bize..Bizi yağmur gibi ayetlerinle yıka,besle, ipini tutmamizi nasip eyle..
Şu an tefsir dersi bitmek üzeredir belki de... Uzagi yakını hepimizi halkaya dahil eyle..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder