28 Ağustos 2017 Pazartesi

Akabe

Bir şubat soğuğuydu. Hiç bu kadar üşümemiştim. Bahtına düşmüştüm. Üsküdar da Hudai yokuşunun başında kaç gün kaç gece kaç vakit içimi dökmüştüm.Icim bazen bir yagmur kadar su, bazen fırtına kadar ağrıydı. Geçti. Bu da geçer ya hu demezler mi , derler.. Derler ki edeple gelen lutufla gider..
Bahtına düşmüştüm. Bahtım beni bir yokuşa sürmüştü. Kara kış geçti yaz geldi.
Şimdi bir yokuşun başındayım. Zahiren de! Hiç bu kadar bahsetmedim bir yokuştan. Bu kadar duymadım bir yokuşla ne yapılırlı sohbetler..
Yokuş..yokuş..çok yokuş..çok dik yokuş..Küçücük görünüp gitgide çığlaşan bir YOKUŞ..ve cumartesi ... YOK-OLUŞ
Bir yokuşla ne yapılır?
Bol bol felsefe yapılabilir, yaptım..
Sarp yokuş hatırlanır, akabe , Rabbin soruşu hatırlanır hatırladım.
و ما ادراك ما العقبة؟
Içimden konusmaya alışkınım. Ama dışardan duyulan seslerin yankısı bir başka.. Hersey sarpa sardı mesela, bir yokuşu tırmanarak yuvarlanarak yeniden iterek tekleyerek işleyen bir dünyaya hoş geldim. Unutarak geldim. Bu sefer ne istedigini bilerek ki istemenin tek ise yaradigi yer o seyin olmaması, bende böyle - :) bir tür farkindalikla geldim. Mobilya isleri ters gidince mesela , siz akabe mobilyaya gidin dedi bir adam, orda bulursunuz, yankı..akabe... gittik bulamadık ama ordan aldık. Yokuşun huyu bu..
Bu huy bir aksi sedası belki icimizde bir yerlerin, belki yol hali..
Bir yokuşla ne yapılır düşünmeye devam ettim.Yolun burasında dönecek yer yok, mecburen ilerleyecek sabredeceksin çünkü evet , yokuşta geri dönemezsin inişi çıkışından zordur, yürüyeceksin. Yokuşun huyuna gideceksin. Rabbini dinle,
Köle azat edeceksin
Senden ala köle mi var, azat ol, kurtul..
Zor zamanda yemek yedireceksin
Miskini yetimi gözeteceksin
Hakkı ve merhameti tavsiye edeceksin..
Ağlayacaksın... Çünkü sure-i beled..
Yutkunacaksin.. Mekkede ilk ezber ettiğin sureyi iliklerine kadar hissedeceksin ,kendini "hil" saydığın haremden ayrı düşeceksin.  Sevgili de perdesinin ardindan izleyecek seni..Bakalim ne edeceksin..
Cumartesi.. hiçlik.. yok oluş..efendimizin gözyaşları ve duası.. tevbe edeceksin, yokuşunu severek eve döneceksin. Yokuşunu ve yokuş ehlini seveceksin. Için sımsıcak olacak. Sohbet olarak sana fecr yetecek de hiç seni yok edecek..
Veee patlama...
Yine yeniden yeniden deneneceksin. Çünkü sarp yokuş bunu gerektirir.
Dizlerinin bağı çözülmüş ve öylece düşmüşken elinden tutan bir dua gelecek.. sen o duayı bilirsin denecek...Bileceksin..
Dersini alip da ezber edeceksin..

اللهم اعوذ برضاك من سخطك
و بمعافاتك من عقوبتك
و اعوذ بك منك
لا احصي ثناءا عليك
انت كما اثنيت علي نفسك

Not: Akabe عقب: nesil, son, sonuç,engel, yokuş,torun, dip...
Akibet, yakub,  duadaki ukubet (ceza, sonuç) aynı kök...
Ve binlerce bağlantı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder