9 Ekim 2019 Çarşamba

Hira ve Arayışımız


Hadis Dersinden Gönlümüze Kalanlar/ Hacı Bayramı Veli 

2-3. Ders

Kainatin yaratılışı, Ruhlarin yaratılışı , Dünya serüvenimiz , muhabbet özümüz ve Efendimiz..

Içimizden O'nun kalbi pakine giden yol.. Içimizdeki hazine ve onu nerde kullandığımız hayatımızı belirliyor .

Insan dünyaya geldiği zaman ömrünce kullanacağı techizatiyla donanmış olarak geliyor. Anne olacak kız bebek daha doğduğunda yumurtalarıyla doğuyor , maddiyatta nasılsa maneviyatta da böyle,  Rabbimiz ruhumuzu kalbimizi güzelliklerle yaratıyor. Cömertlik tohumu ,merhamet tohumuyla, iyicil de kötücül tohumları var herkesin içinde. “ FÜCUR ve TAKVA” hepimizin icine ilham olunuyor.
Kabiliyetlerimiz,ilgilerimiz , yönelişlerimiz  bebek oluşumundaki gibi ortam bulunca “HAYY” ile diriliyor muhabbetle.  Insanın içinde meknuz  bir sevme ihtiyacı var. Bir gizli hazine , sevmek ... Muhabbeti nerede mayalarsak bizi oraya götürüyor. Muhabbet, ittibayı getiriyor. Icimizdeki kabiliyeti farkli olumsuz kötü yerlerde mayalarsak farkli canlılar türüyor ... Muhabbet ve ittiba arasındaki kuvvetli  bağ...

Hadis dersine başlamadan önce kalplerimiz zihinlerimiz Efendimizin sözünden halinden kalbi dokusundan nasip alabilmek için hazırlansın istiyoruz ..

Efendimizin hayatında bir Hira dönemi var . Tefekkür  ve arayışla örülü..  " Ikra " emriyle sonuçlanan bir Hira dönemi .. Hira bir arayış ama karşılıklı .. Allah ' ı arayan bir kalp , ayetlerin nazil olacağı bir kalbi arayan Rab.. 

"Susuzlarin suyu araması gibi , su da susuzları arar ."

Ayetler inecek , kul okuyacak. Okumak kolay mı , hayatı kendini toplumu , Allah 'ın ayetlerini , işaretlerini ..

Cebrail as " Oku " derken sımsıkı sıkıyor efendimizi , sıkıp bırakıyor ,tam üç kez , ve Efendimiz 

ما انا بقارء Ben okuma bilmem 

buyuruyor . Bu sıkıp bırakmada , kabz- bast haliyle bir frekans yakalanıyor . Bir arınma harekatı bütün sıkıldığımız yerler .. Sonra okur oluyor..

Efendimiz  Allah’ı arıyor. Allahu Teala da pak bir kalp arıyor.  En temiz kalp, Efendimizin olduğu için Kuran’ı Kerim’in ayetleri ilk olarak O’nun pak olan kalbine indi. 

Kur'anı Okumak için önce efendimizin kalbi pakini içimizde canlandırmak kuranı da bize açar inşallah.

Ayetlerin efendimizin kalbine inişini belki kendi küçük dünyamızda küçücük bir örnekle anlamaya çalışabiliriz. Uçak geniş ferah goge ait bir araç , yere inerken en uygun yerin ayarlanması gerekiyor. Allah’ın kelamı da göklerden en uygun ve en temiz zemine ,kalbe, Efendimizin ( sav) kalbine indiriliyor.

" Yere göğe sığmayan, iman etmis emin bir kalbe sığıyor..."

Bu kalp nasıl böyle temiz pak emin oldu ? Göklere layık oldu ? 


Efendimizin hayatına bakarsak belki şifreleri çözmeye çalışabiliriz . Hiç babasını görmedi efendimiz, doğmadan vefat etti. Annesi de 6 yaşında iken babasının mezarını ziyaretten dönüşte kaybetti. Bir çocuk için büyük bir travma gibi, bizim şartlarımızdan bakınca. Yetim ve öksüz idi. Her dunyevi bagdan koparılarak aslında temizleniyor. Bunca sıkıntılar içinde büyüdüğü halde hiç bir ruhi buhrana girmiyor. Pırıl pırıl bir genç oluyor, Muhammed-ul Emin oluyor.Yasadigi sıkıntıların üzerine çıkabiliyor,yükseliyor . 40 yaşına gelince toplumun gidisatin derdine düşüyor. Hira mağarasına çekiliyor . Hira öyle bir yer ki hem küçücük bir kuytu hem daglarin dorugu , bakınca Kabe görünüyor. 


 İnsanın, kendi içine dönmesiyle bir hal meydana geliyor. Biz de okuyabilmek istiyorsak , daraldığımızda Allah’a tutunmayı öğreneceğiz. Etraftaki ilgilerden soyutlanacağız. Sancılarımız, dertlerimiz bizi dış dünyadan çekip içimize yöneltip Allah’a yaklaştıracak. Sancı ile namaz daha güzel kılınır. Çok dertliyken daha çok Allah’a yaklaşırız. İçe yönelme Allah’ı buldurur.

Nörologlar; 40 yaş üstündeki deprasyonlarında ve menopoz döneminde ilaçlarla sakinleştirme yöntemine gidiyor. Bu ABD yöntemi. Yapılması gereken içimizdeki HİRAYA dönmek. Bir daha dön oku , hayatinin geldiği yeri.. Bizler eğer eğlenelim, gezelim, hayatımızı yaşayalım der üstünü örtersek , gelişmiyor kemale ermiyor okuyusumuz.. Kendimizle başbaşa kalmaktan korkuyoruz. İçimizde Allah’ı bulamıyorsak ;


KİME KAVUŞACAĞIZ?
KALBİMİZDEKİ KİM?


 Kişinin tahammülünün genişlemesi tekamulunun gerçekleşmesi için  kendinden korkmaması, Allah’ın adının anıldığı ortamlarda bulunması, ruhun beslenmesi önemli ..Hirayı yaşamak için , beş  vakit namaza sımsıkı sarılalım.. Kiminle berabersek onunla haşrolunacağız. Sancılarımızı doğru değerlendirelim. Güneşe, aya, sarı çiçeğe bakıp kainatı okuyalım. Kadere teslim olalım. Sancılara göğüs gerelim. Herkesin sancısı ve imtihanı farklı. Herkes kaderine razı olup Allahtan razı olacak. Herkesin alfabesi kendi sancısından oluşacak .

Aynur Teyze' nin ricalden sayılan merhume annesi çocuklarıyla aç kaldığında hiç şikayet etmemiş. Yokluğa- açlığa sabır göstermiş. Çocuklarını tenbih edermis sakin açım deneyin diye ,bir gün misafirine çay ikram etmek isterken kapıda erzak bulmuş , ondan sonra hep öyle ... Ihtiyaci nev'inden acilmis dostluk kapisi ..Ne büyük teslimiyet
Herkes kendi imtihanını içselleştirerek okursa ordan okuyacağı sayfalar açılır inşallah..Kisi kendini bilmek gibi irfan olmaz.

 Irfana yaklasmak istiyorsak, Allah ' ın esmasina bakmak önemli, esmanin bizim ustumuzdeki tecellisini... Dışardan bir hoca söylemeyecek bize bunu , biz kendi ihtiyacımızla bulacağız , üç günde 5 taktikle kolayca değil belki ama okumakla gayretle çözülecek. 


Bize Allah’ın hangi ismi yakın? Herkes hayatında bunun okumasını yapmalı. Kendi hayatımızı, imtihanlarımızı kendimiz okuyalım. Kendi çocuğumu, eşimi çözemediysem alemi nasıl çözerim? Niye Efendimizi ( sav); alemlere rahmet? İnsanın dertleri, sıkıntıları var. İnsan, bu imtihanların altında mı? Üstünde mi? Icinde boğulmuş mu , üzerine basıp yükselebilmiş mi ? Kişinin derdi ne ise onu döker, dokununca .. Büyük- olgun insan; daha doğrusu İNSAN, imtihanlarının üstüne basıp yükselebilendir. Kozayı düşünelim; içinde sıkılır, bunalır belki tırtıl. Sonunda kelebek olarak çıkar içinden. “  tek dert  benim derdim değilmiş ..” deyince bu kozadan çıkan kelebek gibi oluyoruz. Kendimizden çıktığımız yerde rahmeti merhameti bulabiliyoruz .. Anahtarı kaybettiğimiz yerde bulabiliyoruz. Irfan merhamet bağlantısı ittiba ve sevmek bahsinin yanında bir yol daha açıyor efendimizin kalbine ..

 Efendimizin alemlere rahmet olarak gönderilmesi içimize deryaları getiriyor.Efendimizin kalbi neden yıkanmış , temizlenmeye öyle talib miyiz ?Onun kalbi yıkandığı gibi bizim de yıkanabilir mi ,  O’nun sabrını, merhametini gayretini sadakatini kuşanırsak neden yıkamasın Rabbi Rahim .. 


Biz kalbimize yakından bakalım ,Kalbimiz kime tabi ... Oturusumuz kalkışımız giyim kusamimiz hangi rüzgarlardan esinlenmiş ? İnşaAllah Efendimizden ( sav) etkilenelim. Rahmet ve merhamet üzerine çok tefekkür edelim, amel edelim, yükselelim ...



Yükselenler aynı yerde buluşurlar. "


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder