ve kelimeler....kelimeler, seni istediğin şeyi aramaya teşvik etmeleri açısından yararlıdırlar ancak aradığını kelimelerle bulamazsın. Eğer bulabilseydin, bu kadar çabaya ve nefs mücadelesine gerek kalmazdı...
28 Ağustos 2011 Pazar
Sona Doğru
Sona bir kala.. Son teravih...
Ellerinde Kuran taşıyan teyzelerin son günüydü 26 sı...
Bugün yatsı vakti koşuşanlar da kaybolacak camilerin önlerinden..
Bir dosttan ayrılır gibi buruk içimiz..Hilali tutup durdurmak ister gibiyiz.Bir oturup halleşemedik,sarılıp doyamadık,senle geçen zamanın kıymeti bilinmiyor der gibiyiz,uzun yoldan gelen dosta,bizi Hacca hazırlamaya gelen dosta..Arkası şevval,zilkade zilhicce çünkü,başlıyor hac/mücadele ayları.Dün Kabe imamı söyledi,akşam ezanının ardından eski alimler altı ay,ramazana kavuşmak için dua ederlermiş,diğer altı ayda ramazanın kabulu için...Annemin sesi geliyor çocukluğumdan kulağıma,kim ramazanın gelişine sevinir,gidişine üzülürse...devamı bile yok,gerisi müjde,yetiyor bu kadarı ümidi giyinmeye..Fotoğraf beni aldı götürdü hilali tutup zamanı durdurmaya,kime ait bilmiyorum derken burada nicesi de varmış..
Ramazandan payımıza,ömrü ramazan gibileştirecek,hadis ve tefsiri ile Kuran okumaları,gece uyanıklığı,kıble-kabul mukabele üçgeninde hissiyatlı adımlar,gönül yapıcı ziyaretler,rahmet ve mağfiret kalsın ki bayramımız bayram,ölümümüz bayram olsun inşallah,
Allah hayırlı Mekke Medine Ramazanlarına erdirsin efendim.....
Ömrü ramazan olanın ölümü bayram olur/muş...Allah nasip etsin...
Zarif bir şiir,yakarış tadında:
Seçkin bir kimse değilim
ismimin baş harfleri acz tutuyor
Bağışlamanı dilerim
Sa na zorsa bırak yanayım
Kolaysa esirgeme
Hayat bir boş rüyaymış
Geçen ibadetler özürlü
Eski günahlar dipdiri
Seçkin bir kimse değilim
İsmimin baş harflerinde kimliğim
Bağışlanmamı dilerim
Sana zorsa bırak yanayım
Kolaysa esirgeme
Hayat boş geçti
Geri kalan korkulu
Her adımım dolu olsa
İşe yaramaz katında
Biliyorum
Bağışlanmamı diliyorum
Cahit Zarifoğlu
24 Ağustos 2011 Çarşamba
Kuş Gibi...
Cennete girecek bir kısım insanlar vardır ki onların kalbi kuş kalbi gibidir...
Efendimiz...Rıyazüssalihin-tevekkül-yakin....
Şimdi semada kuşları tutana tutunma zamanı..
Şimdi burada,anı yaşama bir an ötesini düşünmeme tevekkül zamanı..
Şimdi hafifleme,
Şimdi içi pır pır bir heyecanla dolma,
Şimdi özgürleşme zamanı...
Kuş gibi yer,kuş gibi içer,kuş uykusu uyursan,kuş kalbi gibi titrerse kalbin rahmeti soluklayamamaktan,ve kuş kalbi gibi mütevekkil olur doyurulursan,kuş gibi havf ve reca kanatların çıkar,uçup gidersin belki buralardan...
Şimdi itikaf vakti...
Efendimiz...Rıyazüssalihin-tevekkül-yakin....
Şimdi semada kuşları tutana tutunma zamanı..
Şimdi burada,anı yaşama bir an ötesini düşünmeme tevekkül zamanı..
Şimdi hafifleme,
Şimdi içi pır pır bir heyecanla dolma,
Şimdi özgürleşme zamanı...
Kuş gibi yer,kuş gibi içer,kuş uykusu uyursan,kuş kalbi gibi titrerse kalbin rahmeti soluklayamamaktan,ve kuş kalbi gibi mütevekkil olur doyurulursan,kuş gibi havf ve reca kanatların çıkar,uçup gidersin belki buralardan...
Şimdi itikaf vakti...
23 Ağustos 2011 Salı
Su üstüne yazı yazmak
Su üstüne yazı yazmak kim ben kimim..
Acaba buranın ismini mi değiştirmeliyim...?
Hayatımın zahir yönünün batınla alakasını kurmanın deştiği ruhumu sakinleştirmeliyim..
Yazıp çizdiklerimin yapıp ettiklerimin gayret sınıfından bir işe yaradığını hissetmeliyim..
Lavabolar tıkandığında..
Tüm makineler bozulduğunda..
Buzdolabı su akıtıp,bulaşık tortu bırakıp,çamaşır sıkmadığında,süpürge bağırıp topalladığında..
Tamirciler yapmaktan çok bozduğunda,tasarrufen ayırdığın paraları aldığında..
''Beyin değişecek abla,beyni bozuk''cümlesi beynimden vurduğunda..
Konuşarak anlaşamadığımda,susarak anlaşılamadığımda...
Mutfakta uçan canı minicik kahverengi bir kelebek görüp,kurt halinin peşine düştüğümde..
Araba bozulduğunda,yolda kaldığımda..
Bir mesaj geldiğinde..Ve hep çiğ cevaplar verdiğimde..
İşte hep bunu düşünüyorum..:)
21 Ağustos 2011 Pazar
Bir Uğultulu Orman Olunca İçim
İşte yine başbaşayız içimin acısı
yine birlikteyiz
ver elini
sus ve ne olur incitme beni..
Ey kalbimin ağrisi
ver elini
çıkalım seninle soluksuz kalmadan sessizce
bu karanlık ve uğultulu ormandan
yine birlikteyiz
ver elini
sus ve ne olur incitme beni..
Ey kalbimin ağrisi
ver elini
çıkalım seninle soluksuz kalmadan sessizce
bu karanlık ve uğultulu ormandan
Etiketler:Çocuk etkinlikleri,tefsir notları,
acı,
haleti ruhiye,
hayat,
kabz,
şiir
18 Ağustos 2011 Perşembe
Kayıp Parça
Aslında hepimiz kayıp parçalardan ibaret değil miyiz..
İnsan Kuran ve Kainat üçgenindeki kayıp parçaları birleştirip şifreyi çözmekle görevli değil miyiz...
Biz,insanlar kimimiz biraz eksik,kimi biraz fazla kimi teslim ve hiçlik makamında ''yuvarlanmakta''ve daire tamamlamakta değil miyiz...
Köşelerimizden kurtulmak,renksiz şekilsiz,aziz olmaya talip değil miyiz...
Kendi hikayemizde ''düşe kalka'' yontulmaya,şifreyi içten tekrarlaya tekrarlaya yürümeye mecbur değil miyiz..
Ölmeden olmaya istekli değil miyiz..
Kendi küçüklüğümüzle bir köşede acaba sizin parçanız olabilir miyim,derken ne kadar da çaresiziz..
Ve yalnız kala kala Kim'imizle kimsesiz...
Bence kendin halletmelisin diyene,önce küskün sonra müteşekkir...
Rab elimizden tutmazsa ne kadar aciziz...
'But I have sharp corners'mazeretlerimiz..
atrective and flashy gayretlerimiz...
a missing piece cant roll by itself,yersiz kabullerimiz...
Olmamak için onca gayretimiz,birine yamanma isteğimiz...
Ve biz üsve i hasenenin izinde ahseni takvimiz...
ACİZİZ..
Beni bu düşüncelere gark eden,ama hayatın kitabını okumuş gibi hissettiren kısa video:
Hayatımın tam da şu döneminde,ummadığım yerlerden beni tamir eden,ömrümü ömür eden Rabbi Rahimime sonsuz hudutsuz hamdler...Evlere kapılarından giriniz ayetini Allah a velileriyle yaklaşınız diye açıklıyor Mevlana,karşıma çıkarılan heybetli huzur kapıları için şükürler...Biz kapı çalmayı bilemezdik,kapı içerden açılmasaydı,biz beklemeyi nerden bilirdik,Rab zamanı yaratmasaydı,teselliyi coşturmasaydı...18 Ramazan 1432
İnsan Kuran ve Kainat üçgenindeki kayıp parçaları birleştirip şifreyi çözmekle görevli değil miyiz...
Biz,insanlar kimimiz biraz eksik,kimi biraz fazla kimi teslim ve hiçlik makamında ''yuvarlanmakta''ve daire tamamlamakta değil miyiz...
Köşelerimizden kurtulmak,renksiz şekilsiz,aziz olmaya talip değil miyiz...
Kendi hikayemizde ''düşe kalka'' yontulmaya,şifreyi içten tekrarlaya tekrarlaya yürümeye mecbur değil miyiz..
Ölmeden olmaya istekli değil miyiz..
Kendi küçüklüğümüzle bir köşede acaba sizin parçanız olabilir miyim,derken ne kadar da çaresiziz..
Ve yalnız kala kala Kim'imizle kimsesiz...
Bence kendin halletmelisin diyene,önce küskün sonra müteşekkir...
Rab elimizden tutmazsa ne kadar aciziz...
'But I have sharp corners'mazeretlerimiz..
atrective and flashy gayretlerimiz...
a missing piece cant roll by itself,yersiz kabullerimiz...
Olmamak için onca gayretimiz,birine yamanma isteğimiz...
Ve biz üsve i hasenenin izinde ahseni takvimiz...
ACİZİZ..
Beni bu düşüncelere gark eden,ama hayatın kitabını okumuş gibi hissettiren kısa video:
Hayatımın tam da şu döneminde,ummadığım yerlerden beni tamir eden,ömrümü ömür eden Rabbi Rahimime sonsuz hudutsuz hamdler...Evlere kapılarından giriniz ayetini Allah a velileriyle yaklaşınız diye açıklıyor Mevlana,karşıma çıkarılan heybetli huzur kapıları için şükürler...Biz kapı çalmayı bilemezdik,kapı içerden açılmasaydı,biz beklemeyi nerden bilirdik,Rab zamanı yaratmasaydı,teselliyi coşturmasaydı...18 Ramazan 1432
15 Ağustos 2011 Pazartesi
Dolunay...
Yıllar önce bir kitap cümlesi,herkesin sevgisi kendi kadardır,kendi gibi sever insan,her sevginin farklı oluşu bundandır..Sonra,Allah a ulaşan yollar insanlar sayısıncadır....
Psikologlar karşılıklı konuşurken sözlük kullanmaktan bahsediyorlar,her tanım herkesin zihninde aynı değil diye....Ve şimdi,sevgi,insan ve ramazan...Bambaşka herkesin zihninde belki...Sevgi kimine göre fedakarlık,hizmet,hediye,beraber olmak,uzaktan bakmak,dokunmak,acı,kimine göre sevilmek...Ramazan,kimine kola pide,kimine göre davet,uyku,kimine teravih,kimine kurbet,kimine gurbet,cami kokusu,bitecek korkusu,kimine göre tekamül,onbir ayın sultanı,ayın anlamı....Ve tek cümleyle özeti yaşadıklarımızın,herkes ramazanı kendi kadar yaşar...
Dün ay kemaline ulaşmıştı.Işığı her yeri kuşatmış.Huzuru gönülleri aydınlatmış.Ay bile herkesin yüzüne bir farklı yansımış.Ayı göğe koyana hamdolsun..Kontrol ettik ramazanla ilişkimizi,ramazanın kemalinde,neydi bizim ondan beklediğimiz,bayram günü elimize verilecek hediye o cinsten olacaktı çünkü,bir farkla ki bizim yarım,eksik sahte,taklit bakışlarımız afla merhametle,şefkatle görmezden gelinecek inşallah.Hayatı boyunca kalp paraları müşterilerinin yüzüne vurmamış bakkalın,ölünce işte kalp amellerim,vurma yüzüme deyişini tutacağız içimizde...
Her başlangıca bir niyet lazımdı,hani yeni okul döneminde defter kitap kaplanırken yepyeni kararlar alınır,bu yıl düzenli çalışacağım,hep güzel yazacağım,böyle niyetler...Gençler okuduk ve niyetlerini,kimi ramazanda umreye,kimi çadırda hizmete,kimi afrikaya,kimi gecelerde Kadire,kimi hatimle teravihe,kimi ailesine ulaşmaya,kimi evliya tanımaya,kimi kendini tanımaya,kimi tefsire,kimi hadise niyetlenmiş..20 lerini henüz geçmişler,kan deli akarken ramazana akıtmak ne güzel...Salih amelin çeşidi ne çok...Hilal güzel başlıklarla ipucu verip duruyordu...
Doymaktan çok doyurmaya
Giymekten çok giydirmeye
Ağırlanmaktan çok ağırlamaya
Başkalarından beklemekten çok vermeye
Okumaya
Tanımaya
Yaşamaya
İçe dönmeye
Kalp alemine girmeye ve temizlemeye
Hastalanmadan hasta ziyaretine
Kuran dostluğuna
niyetlenelim yeniden ve bakalım ne çıkacak ramazan okulundan...Bakalım ne kadarız ve nasıl yaşıyoruz ramazanı ve diğer on bir ayı da...
Bu dosyayı dinlemek iyi geldi,feyizli bir dilden...
Altınoluğun ramazan dosyasını da okumak da,buraya yüklememişler:(
Derginin kitabın kokusu başka...15RAMAZAN 1432
10 Ağustos 2011 Çarşamba
Dün kursun bahçesinde teravih...
Ayetler fezkuruni...ve vakıanın sonu..
Tüm düşüncelerimin doruğu,yanık bir sesle,
yine yeniden
bu yol uzundur
menzili çoktur
geçidi yoktur
derin sular var...var...derin sular var...
sbh...yüzmek,tesbih hızla ilerlemek ya,başka çare yok,sen sübhansın ben seni bilemedim....
Ayetler fezkuruni...ve vakıanın sonu..
Tüm düşüncelerimin doruğu,yanık bir sesle,
yine yeniden
bu yol uzundur
menzili çoktur
geçidi yoktur
derin sular var...var...derin sular var...
sbh...yüzmek,tesbih hızla ilerlemek ya,başka çare yok,sen sübhansın ben seni bilemedim....
Etiketler:Çocuk etkinlikleri,tefsir notları,
günlük,
haleti ruhiye,
Ramazan,
teravih
9 Ağustos 2011 Salı
Kendime Rağmen...
Ramazanın bir haftası geçti,avuçlarımızda emanet dağlardan ağır ayetler..Daraldık,nefes almaya çalıştık,korktuk ağladık,hatırladık,unuttuk,sabretmeye çalıştık,ramazan iklimine şu kesif bedeni alıştırmaya çalıştık,dönüp bakınca avuçlarımıza bakınca anladık ki ameli felsefesiymiş ayetlerin yaşanılanlar..Üzerine her sohbette tekrar edilenler...Neydi alatılmak istenen...
*Ve la tehşevhüm vehşevni...Onlardan değil,kimseden değil,benden korkun....Kesildi bağlarımız en sevdiklerimizden bile,ayrılık korkusuyla dolup taştık da,sonunda tevekkül edip illallah dedik....
*Kema erselna fiküm rasulen minküm...İçimizden bir Rasul,en derinimizde bir rasul, elçi dirilsin diye tüm salavatlar,Medine ye yola düşüşler,ki o rasul,yetlu aleyküm ayatina,bize kendimizi ve kainatı okumayı öğretsin,tek derdimiz okumaktı çünkü,ve yüzekkiküm,bizi içten içe temizlesin muhabbeti,ve yuallimikümül kitabe,bize şu kitabı öğretsin,önce hadis önce hadis dedikleri buydu demek Rasul öğretecek bize kitabı,vel hikmete,hikmet de gizli hadiste,ve bilmediğimiz ne varsa,takvayla...Ve bize nimetini tamamlayacak Rab,nimeti içimizdeki Rasul,içine kuranın misli kadar vahiy nakşolunmuş rasul ...
*Fezkuruni ezkurküm veşkuruli vela tekfurun...Zikir..Hatırlamak,insanın nisyan üzere olan tarafına rağmen,zikir..Hatta ünsiyet tarafına da inzivaymış çare,bunu yeni öğrendim:)ihtiyaca binaen:)Hatırla,bir adım at,ki on adım gelsin,sen ver o sana daha çok versin,sen sev o daha çok sevsin,sen zikret o da seni zikretsin ve hatırlatana şükret,sakın hiç birşeye nankör olma,güzelin üstünü örtme,nimete kafir olma...
*Ve la tegulu limen yugtulu fi sebilillahi emvat...Bel ahyaun velakin la teşurun...Sakın Allah yolunda ölenlere ölü demeyin belki onlar hayat sahibidirler de siz şuurunda değilsinizdir...Ölen hayvandır aşıklar ölmez diyor ya Yunus Emre...Yapayalnız değiliz öyleyse,onunla yaşayan kimse ölmedi...Hayatta da biz ölüyüz belki her nankörlüğümüzde...
*Veleneblüvenneküm...Sizi deneyeceğiz,belalarla,korkuyla,açlıkla..eksilmelerle..maldan,candan,ve herhalin sonucu olan ürünlerden eksilmelerle,sabredenleri müjdele...Eksildikçe sevin diyordu can...Eksildikçe tamamlanıyor insan..Onun için Hak,her an candan,eşden dosttan arkadaştan,kardeşten,sevdiklerinden eksiltiyor zaten,artıyorsa ne eksiliyor ona bak,ve ver en sevdiklerinden,eksilmeden sen ver ki eksilen de senin olsun madem.Kop bağlarından ki kanatların hayat bulsun...
*İstenen o ki,her eksilmede,velev ki ayakkabı bağı olsun, de ki İnna lillahi ve inna ileyhi Raciun..Biz zaten Allah ınız,ona döneceğiz...Allah var ne gam...Hani sihirbazlar la dayr,zararı yok diyorlardı ya elleri ayakları kesilecekken,biz de minicik kesiklerimize olan yaslarımıza sürelim merhem diye inna lillah...
*İşte onlara salavat ve rahmet var.Hani hep istediğimiz,rahmet...Muhtaç olduğumuz rahmet..Ve istediğin hidayet...
*Ve benim kilidim....İnnessafa velmervete min şeairillah...Ne oldu,nereden geldik safayla merveye değil mi?
İşte zikir,sabır ve şükürün kilit noktası safa ile merve,hayat bu ikisi arasında koşup durmak vesselam,merve gözyaşı,çakıl taşı demekmiş,safa da saflaşmak,safaya ermekse iki uç arasında yedi sonsuz kere koşup duracağız,Hacer hissiyle,elimizde yavru hissiyle,kendi için bile değil aranan su belki,yalnız koşturmak...Hav da mücadele demek ya,say sabırın timsali...Sabır oturup ağlamak değil,koşup umutlanmak...
Ek:(İçime dokunan,bir ışık gibi aydınlatan bu ayetlerin açıklaması da geldi hamdolsun.Altınoluk ramazan1432 sayısında Veysel Akkaya nın say mektebi yazısı...Hayatın say oluşu,sayın çalışıp çabalama gayret etme hasebiyle dünyaya işaret etmesini anlatmış.Safa ile Mervenin farklı anlamlarını bile vermiş,sözlüklerde bulamadığım anlamlarını...
Safa(safiyyullah Adem.as)-Merve(imraetü Havva.as.)
Erkek-Kadın
Safa(sert katıksız taş)-Merve(yumuşak küçük taş)
Ruh-Nefis
Safa(saflaşmak)-Merve(mürüvvet)
Hervele,nefisten hızla kaçıp kurtulmak,saç ise nefsin ilgileri(şe-a-ra)kesilmesi ise nefsin ilgilerinden soyunmak...
İnnessafa vel mervete min şeairillah...24 ramazan 1432)
Ek:Say yazısı burada,ramazan yazısı burada...ramazan mektebi burada..taze çıktı sanalda daha iyisi dergiyi hatmetmek:)25 ramazan 1432)
Bir hafta acıyla soluklanan bu ayetler inşallah nakşolur da kazınıp gitmez gafletle..Kabzdan basta bir nefes aldık hamdolsun,derkeeeeen....hamdolsun.
Canım pınar ve ayşe,sizin için yazmaya zorladım kendimi iyi geldi..
*sus.
8 Ağustos 2011 Pazartesi
Okumak Dinlemek ve Ferah
Enam suresiydi bugün payıma düşen,ve yıldızlarla İbrahim...
Hz İbrahim yıldıza bakmış,aya bakmış ,güneşe bakmış hepsinden teker teker geçmiş benim Rabbim Allah demiş,ben hala yıldız sayıyorum,bu değilse bu diye....halbuki yıldızlar yön bulmak için,kendimi bulayım diye,kendini bulan O nu bulur ya...
Dün ise bir isim,en güzellerinden..Rahman...Öncelikli anlamı aşkmış,şefkatten merhametten öte,dilin tekamülünden önce..Rahman...Ardından huzur halinden uzaklaşmaya yön tutmuş,kalabalık ve çocuklu Hacı-bayram Camiinde ki ne olsa bir ışık almak için Ankara nın ışık merkezi,Hacı Bayram ı Veli,geceleri çok ağlarmış,bu ışık gözyaşlarından çıkan gökkuşağı..Ve orada sure i Rahman...Ne romantik,ne ayrıntılar detaylarla kurulmuş bir buluşma yeri,aşıklar bahçesi dense değil,aşık bahçesi,rengiyle kokusuyla,yakutuyla mercanıyla,deniziyle incisiyle,meyvesiyle,giysisiyle,ipeğiyle sesiyle..Allah bu aşka,bu gizli bahçeye layık etsin...
Her şeyden azade,sebepli sebepsiz içe umut düşüren Rabb'e hamdolsun...Rahman'a,Rahim'e...Erhamerrahimine...
Hz İbrahim yıldıza bakmış,aya bakmış ,güneşe bakmış hepsinden teker teker geçmiş benim Rabbim Allah demiş,ben hala yıldız sayıyorum,bu değilse bu diye....halbuki yıldızlar yön bulmak için,kendimi bulayım diye,kendini bulan O nu bulur ya...
Dün ise bir isim,en güzellerinden..Rahman...Öncelikli anlamı aşkmış,şefkatten merhametten öte,dilin tekamülünden önce..Rahman...Ardından huzur halinden uzaklaşmaya yön tutmuş,kalabalık ve çocuklu Hacı-bayram Camiinde ki ne olsa bir ışık almak için Ankara nın ışık merkezi,Hacı Bayram ı Veli,geceleri çok ağlarmış,bu ışık gözyaşlarından çıkan gökkuşağı..Ve orada sure i Rahman...Ne romantik,ne ayrıntılar detaylarla kurulmuş bir buluşma yeri,aşıklar bahçesi dense değil,aşık bahçesi,rengiyle kokusuyla,yakutuyla mercanıyla,deniziyle incisiyle,meyvesiyle,giysisiyle,ipeğiyle sesiyle..Allah bu aşka,bu gizli bahçeye layık etsin...
Her şeyden azade,sebepli sebepsiz içe umut düşüren Rabb'e hamdolsun...Rahman'a,Rahim'e...Erhamerrahimine...
Etiketler:Çocuk etkinlikleri,tefsir notları,
günlük,
haleti ruhiye,
hocam,
Ramazan,
sohbet
7 Ağustos 2011 Pazar
Tuhaf Bir Dua
Bir davet...
Tuhaf bir rehavet..
İçim kıpır kıpır hem,
Hem buz gibi bir haşyet..
Her şeyi sen ayarlarsın madem:
Ya Hak,
üzerime indiriver Rahmet...
Cümlelerim
uzuyor gitgide,
yok açılmak
değil bu
sen sırlardan hoşlanırsın,
geç de
olsa
anladım
o zaman
bana
yardım et!!!
5 Ağustos 2011 Cuma
Keşke...
Keşke yolda sapa salim devam etmek,bir araca binmek kadar kolay olsa...
Keşke her gece yola çıkan yol alsa..''Geceleri kalkıp öyle namaz kılanlar vardır ki,uykusuzlukları yanlarına kar kalır.''Efendimiz.
Keşke nefis takıdan süsten,kıyafetten ibaret olsa,çıkarılınca kurtulunsa.Oysa bin bir çeşit giysisi var,mahfiyete bile bürünüp gelebilir.Kocaman bir örtünün altından oynatılan sopa gibi,tevazu kisvesiyle sırıtabilir..
Keşke yola çıkarken ağza çalınan bal,ilk ikramlar,heyecanlar,kokular artarak devam etse.Ama bu bir daire,bu yolun sonu başında dürülü,çarh ı çemberden geçmek gerek,yol almak için...Yol almak için yürümeli,lezzet almak için değil...
Keşke kalabalıklar içindeki yalnızlığımızı hiç unutmasak.Yar ile halvetin halaveti daim damağımızda kalsa...
Keşke bize maddi manevi emek verenlere vefamız,tutan bir duamız olsa..
Keşke her iftar davetinin,dünkü kadar iki uçlu bir ufku olsa..Burukluk-ümit,yalnızlık-dostluk,tebessüm-gözyaşı,yüksek-alçak,hatırlama-unutma.....ve sonu açıkhavada bir teravih olsa,bakara,ala,kafirun,ihlas..
Keşke her dünya kelamının sonu vel ahiratü hayrun ve ebka,olsa...
Keşke adı anılınca içim dolan sevgiliden bir haber alsam.
Keşke benzetildiğime sevindiğime gerçekten benzesem..
Keşke kendi haline terkedilmişliğime bunca üzülmesem,getirilerini göre göre:)Seviyorsan şanslısın,seviliyorsan..
Keşke çocuklar uydu olan her evde televizyona mıhlanmasalar:)
Keşke daha sabırlı,daha güçlü,daha tevekküllü OLSAM..Öyle çiğim ki...
Mesneviden:
Her zaman yeni talih,kulağıma der ki:
SENİ ÜZECEĞİM,ÜZÜLME...
Seni kötülerin gözünden gizlemek için üzüp ağlatacağım.Kötü gözün senin yüzünden dönüp gitmesi için senin huyunu üzüntülerle acılatırım.Sen beni arayan/avlayan değil misin?Senin derdin benim için çare arıyor,dün gece soğuk ahını duydum.Ben bu bekleme olmadan da sana yol verebilirim,geçiş yolunu gösterebilirim.Böylece devranın bu girdabından kurtulursun.Bana kavuşma hazinesinin başına ayak basarsın.Ancak kalınacak yerin tatlılığı,yolculuğun zahmeti ölçüsündedir.Yabancılıktan zahmet ve mihnetler çektiğin zaman şehrinden ve yakınlarından nasiplenirsin.
Vesselam..
Ramazan kayıyor avuçlarımdan..
Alnımda bir el,gözlerimde çiğ...
Gözlerim akar mı korkularımdan
İçim hala 17,elimde bir iğ..
Kulenin en gizemli odasındayım belki
Tüm kehanetler gerçek
Tüm gerçekler yalan
Korkuyorum ayrılıktan
Ramazan kayıyor avuçlarımdan...
Evi gönlü gibi geniş,kendi ismi gibi değerli Hocam,teşekkürler..........
Keşke her gece yola çıkan yol alsa..''Geceleri kalkıp öyle namaz kılanlar vardır ki,uykusuzlukları yanlarına kar kalır.''Efendimiz.
Keşke nefis takıdan süsten,kıyafetten ibaret olsa,çıkarılınca kurtulunsa.Oysa bin bir çeşit giysisi var,mahfiyete bile bürünüp gelebilir.Kocaman bir örtünün altından oynatılan sopa gibi,tevazu kisvesiyle sırıtabilir..
Keşke yola çıkarken ağza çalınan bal,ilk ikramlar,heyecanlar,kokular artarak devam etse.Ama bu bir daire,bu yolun sonu başında dürülü,çarh ı çemberden geçmek gerek,yol almak için...Yol almak için yürümeli,lezzet almak için değil...
Keşke kalabalıklar içindeki yalnızlığımızı hiç unutmasak.Yar ile halvetin halaveti daim damağımızda kalsa...
Keşke bize maddi manevi emek verenlere vefamız,tutan bir duamız olsa..
Keşke her iftar davetinin,dünkü kadar iki uçlu bir ufku olsa..Burukluk-ümit,yalnızlık-dostluk,tebessüm-gözyaşı,yüksek-alçak,hatırlama-unutma.....ve sonu açıkhavada bir teravih olsa,bakara,ala,kafirun,ihlas..
Keşke her dünya kelamının sonu vel ahiratü hayrun ve ebka,olsa...
Keşke adı anılınca içim dolan sevgiliden bir haber alsam.
Keşke benzetildiğime sevindiğime gerçekten benzesem..
Keşke kendi haline terkedilmişliğime bunca üzülmesem,getirilerini göre göre:)Seviyorsan şanslısın,seviliyorsan..
Keşke çocuklar uydu olan her evde televizyona mıhlanmasalar:)
Keşke daha sabırlı,daha güçlü,daha tevekküllü OLSAM..Öyle çiğim ki...
Mesneviden:
Her zaman yeni talih,kulağıma der ki:
SENİ ÜZECEĞİM,ÜZÜLME...
Seni kötülerin gözünden gizlemek için üzüp ağlatacağım.Kötü gözün senin yüzünden dönüp gitmesi için senin huyunu üzüntülerle acılatırım.Sen beni arayan/avlayan değil misin?Senin derdin benim için çare arıyor,dün gece soğuk ahını duydum.Ben bu bekleme olmadan da sana yol verebilirim,geçiş yolunu gösterebilirim.Böylece devranın bu girdabından kurtulursun.Bana kavuşma hazinesinin başına ayak basarsın.Ancak kalınacak yerin tatlılığı,yolculuğun zahmeti ölçüsündedir.Yabancılıktan zahmet ve mihnetler çektiğin zaman şehrinden ve yakınlarından nasiplenirsin.
Vesselam..
Ramazan kayıyor avuçlarımdan..
Alnımda bir el,gözlerimde çiğ...
Gözlerim akar mı korkularımdan
İçim hala 17,elimde bir iğ..
Kulenin en gizemli odasındayım belki
Tüm kehanetler gerçek
Tüm gerçekler yalan
Korkuyorum ayrılıktan
Ramazan kayıyor avuçlarımdan...
Evi gönlü gibi geniş,kendi ismi gibi değerli Hocam,teşekkürler..........
Etiketler:Çocuk etkinlikleri,tefsir notları,
günlük,
haleti ruhiye,
iyi insanlar,
mevlana,
Ramazan
1 Ağustos 2011 Pazartesi
Şehr-i Ümmet-1
Ramazanla ilgili söz dizilmiyor dilime,yutkunuyorum..Pınar ne güzel anlatmış,Allah hepimize yaşatsın.Gecesi,gündüzü,iftarı sahuru teravihi sabahı kah kızgın bir alevle yaksın içimizi,kah rahmet yağmurlarıyla serinletsin,kalp yansın,göz ağlasın...Ramazan mübarek olsun ümmet i Muhammed e.....Hilal de bir ramazan yürüyüşünden bahsetmiş ki,ümmet sınavı...
Bir laboratuvar ramazan,insanla namaz,oruç,sadaka,fitre hatta mümkünse umre birleşsin ortaya kul çıkar mı,kul fıtrata ulaşıp da fıtrat bayramı kutlanır mı?Tepkimeye bırakıldık bu vesileyle,tefsir derslerimiz de yok,ramazan boyunca,elimizde fezkuruni ayetleri,ağır...İçimizde resul açlığı,hasret...Bilemediği bir tada mübtela,müştak...Allah nasip etsin sonuna mağfiretle erişmeyi....Ne güzel cümle beden ruhun avuçlarının içinde,ne güzel olur gerçek olsa...Duayla....
Ramazan Duası:
BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHIYM,
Allâhümme inni es’elüke bismikel hüsna. Yâ Allâh, fa’lem ennehû lâ ilâhe illallâh
Yâ Rahmân, errahmânü allemel Kur’an
Yâ Rahiym, ve kânellâhü Ğafûrar Rahıymâ
Yâ Mâlik, mâliki yevmiddin
Yâ Kuddûs, el Melikül Kuddûsüs Selâm
Yâ Müteâl, fe teâlellâhül melikü hakk
Yâ Selâm, vâllahü yed’û ilâ dâris selâm
Yâ mü’min, el Mü’minül Müheyminül Aziyz
Yâ Aziyz
ve kânellâhü Aziyzen Hakiymâ
Yâ Cebbâr, el Cebbârül Mütekebbir
Yâ Hâlik, fe tebârekellâhü ahsenül hâlikıyn
Yâ Musavvir, hüvellezi yüsavviruküm fil erham
Yâ Bâriül Musavvir
Yâ Evvel, hüvel evvelü vel âhiru vez Zâhiru vel Bâtin
Yâ Şekûr, inne Rabbenâ le Ğafûrun Şekûr
Yâ Vedûd, ve hüvel Ğafûrul Vedûd
Yâ Zâhir, vez Zâhiru vel Bâtin
Yâ Kâimen bil kıstı lâ ilâhe illâ hû
Yâ Hayy, Allâhü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm
Yâ Aliym, Yâ Basıyr, innellâhe basıyrun bil ıbâd
Yâ Haliym innehû le aliymün haliym
Yâ Hakiym, ve kânellâhü aziyzen hakiymâ
Yâ Keriym, innellâhe le Ğaniyyün Keriym
Yâ Kâdir, kul hüvel kâdiru alâ en yeb’ase
Yâ Muktedir, ınde meliykün muktedir
Yâ Bâis, innellâhe yeb’asü men fil kubûr
Yâ Râzık, vallahü hayrür râzikıyn
Yâ Vâris, Ve LillÂhi miyrâsüs semâvati vel ard
Yâ Kaviyy, innellâhe le kaviyyün aziyz
Yâ Şehiyd, innellâhe alâ külli şey’in şehiyd
Yâ Mübdiü, innehû hüve yübdiü ve yüıydü
Yâ Razzâk, vellâhü yerzüku men yeşa
Yâ Tevvâb, innellahe kâne tevvâben rahiymâ
Yâ Vehhâb, inneke entel vehhâb
Yâ Celiyl zül celâli vel ikrâm
Yâ Cemiyl, fasbir sabran cemiylâ
Yâ Vekiyl, ve kefâ billâhi vekiylâ
Yâ Kâfi, ve kefallâhül mü’miniynel kıtâl
Yâ Veliyy, vehüvelveliyyül hamiyd
Yâ Rabbi, fe tebârekellâhü rabbül âlemiyn
Yâ Ğaniyy, vellâhül ğaniyyü ve entemül fükarâ
Yâ Şâkirü, innellahe şâkirun aliym
Yâ Hallâk, vehüvel hallâkul aliym
Yâ Muhsin, vellâhü yuhibbül muhsiniyn
Yâ Kadiyr, vellâhü alâ külli şey’in kadiyr
Yâ Mufaddil, vellâhü zül fadlil azıym
Yâ Mütimm, ve yütimmü ni’metehû aleyk
Yâ Müızz, tüızzü men teşâü ve tüzillü men teşâ
Yâ Refiy’u, refiud deracâti zül arş
Yâ Şefi, men zellezi yeşfeu indeh
Yâ Kebiyr, innellâhe kâne aliyyen kebiyrâ
Yâ Hakk, fe teâlellâhül melikül hakk
Yâ Berru, innehû hüvel berrür rahıym
Yâ Vitr, veş şef’ı vel vetr
Yâ Ğaffâr, innehû kâne Ğaffârâ
Yâ Ğafir, ve ente hayrül ğafiriyn
Yâ Hamiyd, tenziylün min hakiymin hamiyd
YâMennân, be lillâhü yemünnü aleyküm
Yâ Bâki, ve yebkâ vechü rabbike zül celâli vel ikrâm
Yâ Vâhid, kul hüvellâhü ehad
Yâ Metiyn, innellâhe, hüver razzâku zül kuvvetil metiyn
Yâ Hâdi, innellâhe yehdi men yeşâ’
YÂ Bedi’, bediy’as semâvâti vel ard
Yâ Aliym, âlimül ğaybi veş şehâdeh
Yâ Fettâh, ve hüvel fettâhül aliym
Yâ Muhıyt, vellâhü bi mâ ta’melûne muhıyt
Yâ Kâdi, vellâhü yakdi bil hakk
Yâ Samed, Allâhüs samed
Yâ Hasib, ve kânellâhü alâ külli şey’in hasiba
Yâ Nasıyr, ni’mel mevlâ ve ni’men nasıyr
Yâ Vâsiu, ve kânellâhü vâsian hakiyma
Yâ Kâhir, ve hüvel kâhiru fevka ıbâdih
Yâ kebiyr, kebiyrul müteâl
Yâ men leyse lehû veledün, lem yelid ve lem yûled ve lem yekün lehû küfüven ehad
Yâ Men Leyse kemislihi şey’ün ve hüves semiul basıyru ni’mel mevlâ ve ni’men nasıyr
Ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azıym.
Yâ Rahmân, errahmânü allemel Kur’an
Yâ Rahiym, ve kânellâhü Ğafûrar Rahıymâ
Yâ Mâlik, mâliki yevmiddin
Yâ Kuddûs, el Melikül Kuddûsüs Selâm
Yâ Müteâl, fe teâlellâhül melikü hakk
Yâ Selâm, vâllahü yed’û ilâ dâris selâm
Yâ mü’min, el Mü’minül Müheyminül Aziyz
Yâ Aziyz
ve kânellâhü Aziyzen Hakiymâ
Yâ Cebbâr, el Cebbârül Mütekebbir
Yâ Hâlik, fe tebârekellâhü ahsenül hâlikıyn
Yâ Musavvir, hüvellezi yüsavviruküm fil erham
Yâ Bâriül Musavvir
Yâ Evvel, hüvel evvelü vel âhiru vez Zâhiru vel Bâtin
Yâ Şekûr, inne Rabbenâ le Ğafûrun Şekûr
Yâ Vedûd, ve hüvel Ğafûrul Vedûd
Yâ Zâhir, vez Zâhiru vel Bâtin
Yâ Kâimen bil kıstı lâ ilâhe illâ hû
Yâ Hayy, Allâhü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm
Yâ Aliym, Yâ Basıyr, innellâhe basıyrun bil ıbâd
Yâ Haliym innehû le aliymün haliym
Yâ Hakiym, ve kânellâhü aziyzen hakiymâ
Yâ Keriym, innellâhe le Ğaniyyün Keriym
Yâ Kâdir, kul hüvel kâdiru alâ en yeb’ase
Yâ Muktedir, ınde meliykün muktedir
Yâ Bâis, innellâhe yeb’asü men fil kubûr
Yâ Râzık, vallahü hayrür râzikıyn
Yâ Vâris, Ve LillÂhi miyrâsüs semâvati vel ard
Yâ Kaviyy, innellâhe le kaviyyün aziyz
Yâ Şehiyd, innellâhe alâ külli şey’in şehiyd
Yâ Mübdiü, innehû hüve yübdiü ve yüıydü
Yâ Razzâk, vellâhü yerzüku men yeşa
Yâ Tevvâb, innellahe kâne tevvâben rahiymâ
Yâ Vehhâb, inneke entel vehhâb
Yâ Celiyl zül celâli vel ikrâm
Yâ Cemiyl, fasbir sabran cemiylâ
Yâ Vekiyl, ve kefâ billâhi vekiylâ
Yâ Kâfi, ve kefallâhül mü’miniynel kıtâl
Yâ Veliyy, vehüvelveliyyül hamiyd
Yâ Rabbi, fe tebârekellâhü rabbül âlemiyn
Yâ Ğaniyy, vellâhül ğaniyyü ve entemül fükarâ
Yâ Şâkirü, innellahe şâkirun aliym
Yâ Hallâk, vehüvel hallâkul aliym
Yâ Muhsin, vellâhü yuhibbül muhsiniyn
Yâ Kadiyr, vellâhü alâ külli şey’in kadiyr
Yâ Mufaddil, vellâhü zül fadlil azıym
Yâ Mütimm, ve yütimmü ni’metehû aleyk
Yâ Müızz, tüızzü men teşâü ve tüzillü men teşâ
Yâ Refiy’u, refiud deracâti zül arş
Yâ Şefi, men zellezi yeşfeu indeh
Yâ Kebiyr, innellâhe kâne aliyyen kebiyrâ
Yâ Hakk, fe teâlellâhül melikül hakk
Yâ Berru, innehû hüvel berrür rahıym
Yâ Vitr, veş şef’ı vel vetr
Yâ Ğaffâr, innehû kâne Ğaffârâ
Yâ Ğafir, ve ente hayrül ğafiriyn
Yâ Hamiyd, tenziylün min hakiymin hamiyd
YâMennân, be lillâhü yemünnü aleyküm
Yâ Bâki, ve yebkâ vechü rabbike zül celâli vel ikrâm
Yâ Vâhid, kul hüvellâhü ehad
Yâ Metiyn, innellâhe, hüver razzâku zül kuvvetil metiyn
Yâ Hâdi, innellâhe yehdi men yeşâ’
YÂ Bedi’, bediy’as semâvâti vel ard
Yâ Aliym, âlimül ğaybi veş şehâdeh
Yâ Fettâh, ve hüvel fettâhül aliym
Yâ Muhıyt, vellâhü bi mâ ta’melûne muhıyt
Yâ Kâdi, vellâhü yakdi bil hakk
Yâ Samed, Allâhüs samed
Yâ Hasib, ve kânellâhü alâ külli şey’in hasiba
Yâ Nasıyr, ni’mel mevlâ ve ni’men nasıyr
Yâ Vâsiu, ve kânellâhü vâsian hakiyma
Yâ Kâhir, ve hüvel kâhiru fevka ıbâdih
Yâ kebiyr, kebiyrul müteâl
Yâ men leyse lehû veledün, lem yelid ve lem yûled ve lem yekün lehû küfüven ehad
Yâ Men Leyse kemislihi şey’ün ve hüves semiul basıyru ni’mel mevlâ ve ni’men nasıyr
Ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azıym.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)