ve kelimeler....kelimeler, seni istediğin şeyi aramaya teşvik etmeleri açısından yararlıdırlar ancak aradığını kelimelerle bulamazsın. Eğer bulabilseydin, bu kadar çabaya ve nefs mücadelesine gerek kalmazdı...

21 Nisan 2011 Perşembe

Ay Terapisi



        Ay benim için çok özel,ona bakmak da..Daha önce de söylemişim ya...Gözleri vardı ayın çocukluğumda,kendi gözlerime benzettiğim eğik,hüzünlü,benden başkasının göremeyeceğini düşündüğüm gözleri,hatta ağzı burnu bile vardı..Büyüdüm,bir ara zühre oldu gözdem,venüs,benim yıldızım,sonra geçtim yıldızımdan burcumdan,aya döndü yüzüm yeniden..Gözleri vardı ayın,benden bakışını çevirmeyen..Sonra ayın başlı başına göz olduğunu anlattı sanki ehli hikmet bana,göğün gözü ay,göz bebeği..Nur u habibi..Sonra o hadis..''Siz şu dolunayı gördüğünüz gibi.....''müjdesi...En sıkıntılı zamanlarda ayın içinde olduğunu hissetmek dedi sevgili,karanlıkta kalsan da dolunayın geleceğini bilmek,ya da hilali sevmek...Kim hilali sevmez,bir yanı karanlık diye,kimin aklına gelir hilali değil,yanındaki çoğu karanlığı görmek...Ay başlı başına olumlulama nesnesi,umut aşılama,ışınlama hatta...Sonra bir bilge,her şeyin kemalden zevale vardığını en estetik biçimde anlatan...Bebeklik,gençlik yaşlılık dersi mi versin,felek mi,daire mi dersin,her yükselenin alçalması mı,her büyüyenin küçülmesi mi,her küçülenin büyümesi mi,bir işaretle ikiye ayrılması mı,teslimiyet mi,fena mı....Efendimi mi,hz.İbrahim i mi,ay onların gözlerine de bakan nadir hatıralardan değil mi?
      
        Sonra bir kitap..Ay terapisi,uzun zaman okuyamadım,belki kıskanıyorum demişim daha önce Mustafa Ulusoy,tespitlerini çok beğendiğim biri,nasıl durultmuş zihnini,imtihanları ağır,sezgisi kuvvetli olmuş belli,benim ayımı kim bilir ne zaman keşfetmiş,neler yazmış düşündüm,merak ettim,alamadım yine de uzaktan baktım hayran hayran,belki yok saydım,Taha getirdi bir gün,bunu seveceğini düşündüm,hem ay,hem Mustafa Ulusoy dedi,nasıl sevindim,evet bu doğru dedim.Hem AY...Hem terapi...

        Kitap yine çok güzeldi,içimde tanımlanamamaktan ortaya çıkamamış bir sürü duyguyu,düşünceyi ortaya koydu,kendimle yüzleştirdi.Şaşırttı,utandırdı:)Ayı haset ve kıskançlık tedavisinde kullanması,benim küçücüklüğümü ikrar etti.Öyle ya herkes ona benim ayım diyebilirdi,ayı tüm dünya insanları paylaşabilirdi.Kimse kimseden ayı kıskanmazdı,öyle değil mi:))Ay,benlikten ve güncel girift dertlerden kurtulma nesnesi...Ay yeryüzündeki koordinatlarını belirleme vesilesi...Ay,her yaratılan gibi bir anlam abidesi..
Amerika'daki  ağaçların üzgün olma sebebi ise bambaşka bir güzel bakıştı..Güzel bakıştan yoksundu bazı güzellikler,ayın güzelliği de belki bundan diyordu Ulusoy,aya güzelliğinin müsebbibini görerek bakacak birileri her zaman var..Bir ağaç ne ister,ne için yaratıldıysa onu yapmak ister,O nun güzelliğiyse güzelliğiyle anlatmak istediği ağaca bakan O nu görsün ister...Nefs ve sınır ise iyiydi,nefse ay terapisinden çok ölüm terapisinin iyi gelmesi de ayrıca iyi...Ay ışığında tefekkürü mevt nasip etsin Allah sınır tanımayan nefse.....Kayıp,milliyetçilik,kıskanma,imrendirme,takıntı diğer irdelenen noktalardandı.Velhasıl,iyi geldi kitap bana...

17 Nisan 2011 Pazar

Annelik ve Canavarlık

Annelik kutsal,saf merhamet,canını canına katmak,onu kendine tercih etmek,Allah ile kul ilişkisine en benzeyen merhamet....Ama her şey gibi annelik de iki uçlu bıçak galiba...Allah ana babaya ihsanı emrederken her seferinde bir parantezle,benim emirlerime isyan dışında diye belirtiyor ya...İyi ucu ne kadar yüksekteyse anneliğin ,kötü ucu o kadar alçakta...Ne kadar ahseni takvimse yaratılışta,o kadarda tehlikede esfeli safiline yuvarlanmakta...

Gerçekleştirilememiş nefis hayallerinin deneme tahtası  bazen çocuk...İsteklerin uzantısı,kadın olmaktan mutsuzluğun hıncı bazen erkek çocuk,olamaz mı?Bunun için bunca istenişi,üstüne titrenişi,seninki kız bir kıymetliyse,benimki iki kıymetli dedirten..Bazen takmadıklarını takma,giyemediği mini eteği giyme,okuyamamanın hırsını yükleyip nasıl bu soruyu yapamazsın,bu rolü başkasına kaptırırsın diye hırpalama yeri bir kız çocuğu...

Ne acı,kabuğa baktırmak çocuğu,ne acı anneyle paylaşılan şeyin alışveriş zevki ya da dedikodu olması...Bir Peygamber şiirinin paylaşılamaması iki kızdan çok iki anne tarafından,güzel giyinen birinin dışlanması,bir annenin hayalinin kızını hostes yapmak olması,ne olduğunu bilmeden sırf 'güzel' olduğu için...

Evet,çok üzgünüm,gözümün önünde abartısız bir sürü anne,canavara dönüştü.Demek benim anneliğimde böyle bir potansiyel var..Kaç gündür bana ne oluyor ki,velilerim böyle yapıyor diyorum ve sığınıyorum....Nefis insana kötü şeyler fısıldar,ama anneyse bu, merhametliyse o fısıltıyı avazla çocuğuna söylemesin..Çocuğundan önce çocuğunun nefsini büyütmesin,büyütmeyelim...Abartmayalım Allah ım lütfen....

9 Nisan 2011 Cumartesi

Son cumartesiden kalanlar...

Kaleme yazdırılanlar...Dili onun diline tebdil etmek isteyince,dilden akıtılanlar...
Elif lam mim,felah bulmuş mümine karşı İbrahim.Dairenin,başı sonu..Ve felahın gizli olduğu kelime sandığı,adı ibtila..Kime verilse,ister istemez söylenecek tel şey,bela...Ki insanın varı yoğu,cevheri ortaya çıka,harabeler yıkıla,Leyla nın köyünden gelen kirli köpeği öpüp sevenler ise evliya...İbrahimde denendi,ibtilalarla,ki insan dairesinin temel kopuş yerleriydi,can,mal,evlat...fe etemmehün..O tamamladı,canıyla ateşi gülistana,malı tesbihata,evladı kurbiyete/yakınlığa çevirdi...Bir daireyi tamamladı böylece,kendinden çıktı,bambaşka bir daire verildi sonra ona...

İmamet...Ve imamet in barındırdığı büyüklük ve bizle,zürriyet duası geldi..Evlat değil,torun değil,zürriyet..Furkan ın sonunda salık verildiği gibi imamet istedi hz.İbrahim,kendinden sonrakilere de...Zalimler beri tutuldu imametten,aydınlıktı imamet,zulüm ise karanlık..Sünnetullah böyleydi,ezilen,mazluma imamlık,zalime ise miskinlik damgası...Öyle bir insan koyuldu ki önümüze,mümin müşahhaslaştı..Öyle ya bizim şu dünyaya alışmış yüreklerimiz somutlaştırmaya alışıktı..Ve asıl yurduna hasret,neye üzülse asıl sebebi gurbet..Bize bir ev lazımdı...

Kabe...Mesabet ve emniyet yeri..Huzur yeri,uğrak yeri,sevap yeri,emniyet yeri,toplanma ve mümin olma yeri,en küçük anlayış bizimkisi,sanki bayramda baba evi...Hep özlenen..Makam ı İbrahim,baba özlemini kuvvetlendiren...Nasıl gideceğiz diyene,İbrahim in makamından bir namazgah edinin müjdesi..Yine namaz insanın tek çaresi,ve kendindeki makamı İbrahim i belirlemesi belki...Canda mıdır,malda mıdır,evlatta mıdır ibtilası..Ya sevdası,yıldızda mı,güneşte mi,ayda mı?Hepsine deva,namaz ve duası...İbrahim as.e ,imama,babaya,düşense,temizlemesi,hizmet etmesi arındırması...İmamlıktan çıkan bir daire daha ,hizmet..Namaz ve hizmet,insanın iki kanadı...Nasıl lider /kul/hür olunurun en öz cevabı...

Ve dua..Rabbim burayı emin bir şehir yap...Sadrın genişlemesi,belki yarılması...Ve meyvelerle rızıklandır inananları...Oysa Rahman Allah,herkese veriyor rızkı,imamet rızıktan çok büyük çünkü kabul etmiyor zalim olanı,ama rızıklanıyor zalim de en güzel meyvelerle,çalıştığının semeresiyle,ahirete göre pek az oluyor hesabı...Ve biz ne küçüğüz,ne kadar anlamaktan aciziz Rahim olanı...

Kabe...Beytullah..Kalp...Temelleri acziyet,mahfiyet,dua ile atılıyordu...İbadetler de dualar gibi kabule muhtaç ya,tekabbel minna..Ve dua adabı,her duanın sonuna esmaül hüsna nidası...Bizi teslim olanlar eyle,zürriyetimize kitap ve hikmeti öğretecek resul gönder ki temizlensinler.Bize ibadet yollarımızı göster,biz bilemeyiz,tevbemizi kabul buyur....Yapıp yapamadım demek bu,çaba sarfedip küçüldükçe büyümek bu....

Şimdi,kim İbrahim in milletinden kim yüz çevirir?Sefih,zavallılar...

4 Nisan 2011 Pazartesi

Konya....

     Mesnevi nin kapağı bir farklı açıldı,cumartesi gecesi,çekingen,ürkek,Mevlana m yarın sana gelmek istiyoruz,ama nasıl bilmem...Bir güzel dostun geniş gönlü,daveti senin gibi deryaya varmaya vesile olur mu ki...
El cevab:Öl!Hiç değilse ölmüş gibi yap,yarı akıllı balık ol...
....
     İnsan bir günde bu kadar dinlenir huzur bulurmuş.Tatile günlerin ayrılması ve kifayetsizliği,huzur bulamayan aç ruhların huzursuzluğuymuş.Büyük ruhların yanında yöresinde dolaşmak tarif edilemezmiş..
     Aynur Anne..Huzuruna kendinden daha layık nicesini önüne dizme,hatıra biriktirme,ah etme,yad etme,kuzum nidası isteme...
     Şems i Tebrizi..Bambaşka,gizemli,güneş gibi aydınlık ve sıcak,Mevlana nın son kademi,güneşi,batan güneşi,pencere önünde bir Kur an,hoca usülü bir tefeül,parmağın işaret ettiği kelam...Şems..
     Mevlana..Huzur u pir..Korkarak girilen,anı kapıları,ve o ne heybet,ve karşısında liyakatsizlik,küçüklük,acziyet...Ney,bişnev...ney...
     Düğün..Şeb-i Arus..Ölüm..Düğün de en az ölüm kadar dua içermesi gereken bir ritüel belki,ölüm de düğün olsun diye..Bu düğün ne ah ettirdi,geçmişe..Evliyalar,kızı damada emanet eden bir manevi babanın himmeti var düğünde,bol bol dua...
     Dua...Yanına isim isim sevdiklerini alma,onların yerine içilen birer yudum sudan,kanma..Ve bir telefon hisseden kalpten:Hangi camidesin?Şems desem...
     Üçler..Bir medeniyetin tüketilemeyen izleri..Hacı Veyis Efendi,ve muhsinesi Fatıma,Veyiszadeler,Büyükkörükçüler,Ali Ulvi Kurucular...Kabristan,Yeşillik ve Hızır..Tanımadığımız bir cenaze,namazı,teşriği,arkasından yürüyüşümüz ve toprağa girişi bir insanın,ıslak toprak,soğuk toprak,ölüm dersi devam etmekte...
     Ladik...Hızırla sohbet hayali,köşede eski bir sandık,o tatlı oda,kendi köyü gibi insanın,uzakta kuyu,Hızır ın açtığı,hala buz gibi kaynıyor suyu..Ağaçlar çiçeklerini sığdıramamış dallara,hava ise buzdan berrak..
     Hoca,yolda yanımızda sesi...Ölüm ve ölmek üzerine..İhtiyaca binaen,etem ve İbrahim üzerine,kabe,hatta çekirdek ve hizmet üzerine...Her kelime ayarlanmış,ezelde...Şems in yanına girerken,imam vaazdaydı,kapıda duyduğumuz ilk cümle,şu latifenin güzelliğine bakın:))
     Çok olan şeyler hiç anlatılamıyor,şimdi fark ettim bir kez daha...

2 Nisan 2011 Cumartesi

Ve Nur Doğar


Birdenbire bir ışık daha girer hayatınıza,aslında yavaştır gelişi,alıştıra alıştıra,sancılı bir süreçten sonra rahatlamayla...Zürriyet duaları arasında,bir sürü sancıdan ve sevgiden süzülen bir Nur doğar,Kabe nin temelleri atılır bir taraftan İbrahim ve İsmail as.la..Anne bir yer tutmuştur,makamı ibrahime musalla,duada...Ve herbirimizin hayatına,nisan yağmurlarının bereketiyle bir nur doğar inşallah..
Gaflette olanı uyandıran,uyananı aydınlatan bir Nur...Can ın Nur u...Canımın Nuru.........

Haber,müjde dostlardan,Allah razı olsun...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...