ve kelimeler....kelimeler, seni istediğin şeyi aramaya teşvik etmeleri açısından yararlıdırlar ancak aradığını kelimelerle bulamazsın. Eğer bulabilseydin, bu kadar çabaya ve nefs mücadelesine gerek kalmazdı...

30 Aralık 2009 Çarşamba

Zaman akıp gidiyor..





14 muharrem 1431 Ay gökyüzünü kaplamış nerdeyse..
Bugün oğlum üç yaşını bitirdi.Doğum günlerini hiç değilse hicri olarak yad edelim dedik.Hep denir ya dün gibi doğduğu gün.Dün gibi değil,ama zaman geçiyor,haneme ne bırakıyor,bir günüm ötekinin neresinde,ne verebildim çocuklarıma,ne alabildim hayattan..Elimden gelen tek şey yaptığıma yapamadığıma estağfirullah..
Yetişemiyorum.Engelleyemiyorum üzülmelerini,sağlayamıyorum mutluluklarını,benim değiller çünkü sahipleri var,o mutlu ettirirse oluyor daha doğrusu O oldurursa oluyor.
Çok sade,telaşsız bir doğumgünü oldu.Önce çocuklarla beraber pasta yaptık.İkisi de tezgahın üstündeydi.Sonra üçgen,kare dikdörtgen köfteler yaptık.Son olarak da ben çocuklara sürpriz hayvan figürlü Nuh un gemisi makarnası yaptım.Babaları bu ayki temamızı hatırlayıp almış sağolsun.Sonra tabağımızda geometrik şekillerden gemi yaptık,hayvanları gemiye bindirdik..Farkettiğim en önemli şey önceki doğumgünlerimizde ben çocuklardan çok kendimi hoşnut edecek şeyler yapmışım.Dışarda yemek yemiyor benim çocuklarım mesela,iskender yemezler,pide yemezler,hamburger bile yemezler çünkü ekmek arası bir şey çok yoğun bir şey onlar için..Çeşit çeşit pasta börek yemezler biri sadece çikolatalı olanı alır,diğeri de ondan gördüğünü,yani herşeyi oturur biz yetişkinler yeriz:(Doğumgünü çocukları değil.:))
Mutluluk düşündüğümüzden,filmlerde gördüğümüzden çok farklı bir şey,hüzün de öyle,şimdi olduğu gibi,sorsalar nedenini anlatamazsınız ama kaplayıverir ikisi de içimizi,ayın gökyüzünü kapladığı gibi....

28 Aralık 2009 Pazartesi

'Yeni yıl etkinliğimiz:Hicri takvim':)







Hicri takvimi ay takvimi,miladi takvimi güneş takvimi olarak anlatmaya çalıştım çocuklarıma.Her hilalde yeni bir ayın başladığını hep söylüyorduk ama ayın sesteş bir kelime olduğunu düşünememiştir yavrucak.Okuldaki yavrular bile anlamadılar,hoş zıt anlamda bile var sorun ama neyse...
Bu takvim yıllık ve aylık program açısından iyi oldu.Böylece her ay bir peygamberi tanıyalım,bir duayı öğrenelim bir temamız olsun dedik.Eğer hayata geçirebilirsek arkadaşlarıyla haftada bir buluşup yapacağız etkinliklerimizi.


Bu arada çocuklar kucağımda fotoğrafları çeviremedim ters düz baksın gülsünler şimdi...

22 Aralık 2009 Salı

Güldüren şeyler...


Sınıfta,ünite tekrarı yapıyoruz,karşılıklı soru cevap,benim çalışkan öğrencilerim...
-Yusuf en yakın arkadaşın kim?
-Kerem
-Kerem en yakın arkadaşın kim?
-Halil
-Halil sen en yakın arkadaşın kim?(hepsi platonik arkadaş benimkilerin diye düşünüyorum)
-Emre
-Emre senin yakın arkadaşın?
-Meltem...(hoppalaa)
_Neden?
-Bize en yakın o oturuyo..Sınıfa bakıyorum evet öğretmenim en yakın meltem gerçekten..
-yakın,samimi,en iyi,kem küm...
..........
Evde hayvan beslenir mi?
Haayıııır
Neden
Beslenir öğretmenim
Hangi hayvanlar beslenir
Kuş
Ama uçmak ister yazık
Köpek
Bahçede daha mutlu olur
Kedi
Kedi olur
Balık
Evet,kedi balık evde güzel beslenir
Evde hayvan beslemenin faydaları nelerdir?
İrem:Kedi evdeki fareleri yer.
Emirhan:Zihnimiz açılır,balığı pişirir yeriz
Çocuklar,beni çıldırtmayın fanustaki balık yenir mi
Galip:Yemeyiz ,balıkçıya satar,para kazanırız
...........
Tüm bunlara gülebilen 3,5 öğrenci çıktı,şükür..

21 Aralık 2009 Pazartesi

Kasas suresinden bana kalanlar 2

Pişmandı hz Musa,korkarak ve mukarabeyle geçiyordu gece..Ama işte tanıdık bir ses yine yardım istiyordu,sen bir azgınsın denildiğinde ise konuşuyordu,benzeri her devirde aşikar uslubuyla,sen demek bir zorba olmak istiyorsun ,dün birini öldürdün,bugünde beni,ıslah edici değil,arabulucu değil,ancak bir zorba olmak niyetin..
Cevabı yok Musanın,sükut en güzeli,fırsat da yok kurtarıcı şehrin öbür ucundan koştu gedi sure i yasindeki gibi,çık kurtul dedi,öldürecekler seni..Umulur ki Rabbim beni doğru yola ulaştırır diyerek çıktı Medyene,suyun başına..Aranan,korkan,mukarabe halinde,katil olmuş ama umt kesmemiş Musa iki kadına yardım etti,hayvanlarını sulayıverdi.İyiliğe devam etti.Ve kenara çekilip Rabbine yöneldi:
RABBİ LİMA ENZELTE MİN HAYRİN FAKİR...
RABBİM BANA İNDİRECEĞİN HER HAYRIN FAKİRİYİM...
Sebepler sustu,açsam korkmuşsam,düşmüşsem,kaçmışsam da senden yardım dilerim muztarım Allahım.Allah ın rahmetinin anahtarı.
Ve hayayla geldi hanımlardan biri,babam seni çağırıyor.Baba da bir peygamber,hz.Şuayb.Ne güzel bir baba,ne ferasetli bir kız,babacığım,onu ücretle tutsan...Ne anlayışlı bir baba, seni kızlarımdan birine nikahlamam karşılığında 8 yıl yanımda kal,inş. beni salihlerden bulursun,hizmetini ona tamamlarsan,o da senden..ne güzel bir aile,Ne güzel kayınpeder,ne güzel damat..
Süre dolunca,hizmet tamam olunca,ehliyle yine yürüdü Musa..O yol,o mübarek yol zeytin aşk ve ateş..ateş..ateş..Bekleyin o ateşten ya bir haber ya da bir cezve,parça getiririm ısınısınız..
İki yönlüdür olaylar,biri yakına biri uzağa bakar,biri dünyaya biri ukbaya mesela,her yaşadığımızdan temiz niyetle iki yönünün hayrını da isteyelim, ama her nimetten ahireti ille arayalım..
Bu kısım nasıl dile ,kağıda,klavyeye dökülür,Rable tanışmak ne demektir,Ben ALLAHIM,hitabını duyabilir miyiz ölmeden,kalbimizin kulağıyla biz...
Rabble tanışmanın ilk şartı geliyor hemen,asanı at..Ne varsa dayandığın bırak gitsin,bırak da gör her birinin yılana ejderhaya dönüşmesini..
Elini koynuna sok bembeyaz çıksın..KORKUDAN AÇILAN KOLLARINI KENDİNE ÇEK,işte böyle sarmalar Rabbin seni..
Bunlar Musa sa.ın Firavuna delilleri,ama kendine bakışı Musa asın..Ben onlardan birini öldürdüm,kardeşimin dili daha düzgün,bana yalancı derler...
Allah,biz seni kardeşinle destekleyeceğiz ve size öyle bir KUDRET vereceğiz ki.....siz üstün geleceksiniz dedi.
Ahit alınmıştı,ne zorlu mücadele..
Firavun siyasi otritenin gerçeği örten yüzünü gösteriyordu,ayetleri görünce ben sizin için benden başka bir ilah tanımıyorum diyordu,her emre uymamanın altında bir firavun var otorite kabul etmeme,ben ancak ben karar veririm var..Sonuçsa denizden kurtarılan Musa,denize ille ordularıyla atılıverilen Firavun..
Kudret bu..Feleği çeviren,herkesi döneceği yere çıktığı yere döndüren ALLAH..Sonraki sayfalarda efendimize hitabındada var bu kudret,sen bunları görmedin.Sen sevdiğini hidayete erdiremezsin.Allahla beraber başka ilah çağırma,kafirlere arka çıkma,şirk koşma hitapları ne ağır..
Ve yine bir iman edenler tasviri var..Onlara Kuran okunduğunda iman ettik zaten önceden teslimdik derler.islamdan imana..eslem,eymen..Sabretmelerinden dolayı ecirleri iki kt verilir.Kötülüğü iyilikle savarlar.Kendilerine verilen rızıktan harcarlar.Boş söz işittikleri zaman bizim işimiz bize,sizin ki size,selam,biz bilmezleri istemeyiz derler.Allah dilediğine hidayet eder,peygamber bile sevdiğine değil.
Biz seninle doğruya uyarsak yurdumuzdan oluruz dediler..Biz onlar emin bir beldeye yerleştirmedik mi,çoğu bilmezler..Koltuk,makam,statü kaybetme korkuları neler yaptırıyor doğruyu aslında bilenlere,zaman değişti,düzen böyle diyenlere..
Kendine sağlanmış imkanla şımaranın hakkı azap..Hiç kuluna zulmeder mi mevlası,kulun çektiği hep kendi cezası...
Bize verilen süslü görünen herşey geçici,sonra olan ise hayrun ve ebka..Neden elbise altın inci ev manzara meyve,aşk anlatır Kuran..Kimin için,erteleyelim için...Yoksa ortaklarım nerede dediğinde Allah,zatıyla muhabbetiyle korusun ki bunlar çıkıp gelecek galiba,tarzım,dekorum,lezzetim,başarım,bir yandan firavun bir yandan karun...Ve haberler kör olur artık,bir tıkla ulaştığımız her şey helak..AncK TEVBE EDEN,salih amel işleyen başka,o kurtuluş UMABİLİR.
RABBİN DİLEDİĞİNİ YARATIR VE SEÇER ONLARIN SEÇİM HAKKI YOKTUR.
VE HÜVALLAHÜ LAİLAHE İLLA HU.LEHÜL HAMDÜ ULA VEL AHİRET.HÜKÜM O NUNDUR.O NA DÖNDÜRÜLECEKSİNİZ.70
Ne gücüm var,ne seçimim,geceyi uztıverse gözüme ve gönlüme kim aydınlatır,gündüzü yayıverse kim sükunlandırır...
Gece....tamir olma ,maddi manevi sukün bulma zamanı,yalnızca uyuma değil..Ruhumun günahlardan kırılan fay hatlarını,erozyonlarını temizleyip yıkayarak fidan dikme zamanı,bir çiğ tanesiyle başlamak,sabah kuran okumak,yeşillenmek iyiden iyiye duha...
Neler var bu surede daha,korktuğuna uğramak,ummadığına nail olmak.Büyük korkuyu bu dünyada taksitlendirmek,eminlerden olmaya özenmek,kabri tefekkürle taksitlendirmek,bir gönül evi için takva kredisi almak,bunun için sıkışmak..İçimizdeki aslında bizden iman etmiş,elimdekiler bana ilmim sayesinde verildi diyen karunlaşmış tarafımız.Karunun karşısındaki,ayyy ne güzel ne şans imrenmeleri,vahh ne yazıklar,iyiki öyle olmadıklar..Nasıl bizden sesler..Hasta olmadım çünkü çok iyi besleniyorum,çalıştımda kazandım,eh değişti ama ne uğraştımlar..Allah affetsin....
Vel hasıl bu sureyi anlamanın son noktası
LA İLAHE İLLA HU KÜLLÜ ŞEYÜN HALİKUN İLLA VECHEH
ONDAN BAŞKA İLAH YOK HERŞEY HELAK OLACAK O NUN VECHİ KALACAK..
şİMDİ BELKİ ANLAMADAN EZBERDEN,ama sonra inş.hayat kıssamızla derinden içten 1. kurdan O nu razı edip mütmain olana dek ki kalpler ancak Onun zikriyle tatmin olur,son nefesi alırken vechinin güzelliğiyle mest olana dek söylemek..
Üzülür mü çok bunu söyleyen,sevinir mi,korkar mı çok dünyanın elinden kaymasından,cebindeki bilgidir gelen acılar.Allah nasip etsin,acizliğimize acısın çekemeyeceğimizi vermesin.Hikayemizin içinde boğulmadan,yukarıdan,kuşlar kadar özgür bakmayı,aşkla subhanallah,elhamdülillah,Allahü ekber demeyi nasip etsin..Amiin
Not:Ayetler tamamen aklımda kaldığı şekliyle,Allah ın kelamı yazdıklarımdan hissettiklerimden münezzehtir,Allah bunları bize anlatmak için haliyle kavliyle çalışanlardan razı olsun...

19 Aralık 2009 Cumartesi

Kasas suresinden bana kalanlar...1

3 Muharrem 1431
Kasas suresi okumalarımız bitti..Bir hayat,bir kıssa,kıssa içinde kıssa..Doğmadan düşmanı firavun,Annesi,ablası,düşman yanındaki dost asiye,kıpti ve hataen öldürüverdiği adam,eşi,baldızı,kayınpederi,hizmeti,ailesi,korkuları,duaları,tövbeleri ve ateşiyle,Allah la buluşmasıyla hz.Musa...Bebekliği,çocukluğu,ergenliği,evliliği,olgunluğu,peygamberliğiyle hz.Musa...
Her şeyiyle teslim,Allah ın akıttığı yere akması,taa doğumunda teslim bir anneyle,vahye muhatap bir kalbe sahip anneyle doğuyor,sepete konup atılıveriyordu hz. Musa..Ve üstünde sevgi,karşı konulmaz,Rab tarafından verilmiş bir sevgi..
Başlı başına kudreti Allah ın surenin her yerinden fışkırıyordu.Kim ne isterse istesin,ezilenin gözünü aydın edecek,diğerlerine hüzün ve düşman olanı elleriyle büyüttürecekti.
Bir ananın kalbi gece boyu bomboş kalacak,kelimeler karşılamıyor işte o acıyı,fariga!Allah kendiyle dolduracaktı ona teslim kalbi,ve söz verecekti yavruyu ana kucağına döndürmeye,herkesi bir felekle döndürdüğü gibi.Anasınıkinden başka sütler haram edilecek,aynı zamanda çocuğu olmayan Asiye nin de gözü aydın edilecekti.Ablası bebeği takip edecek,süt anne olarak annesini tavsiye edecek tüm sebepler tamam olacak,Musa hem anacığının yanında hem saray da büyüyecekti.
Ve bir genç olunca kendi serüveni başlayacak,anneden çıkacaktı.Zaten ergenlikten sonra anne,o zamana kadar derinlere gömdüğü eğitimini destekleyebilirdi ancak.Annesi mütevekkil,kendisi de seçilmişti,Allah Musa ya ilim ve hikmet verdi.Ve yürüyüşü başladı.Musa hep yürüdü,yol aldı,zaten ömür de bir yürüyüş,gizli bir yolculuk değil mi?Düşülen kalkılan nida ve tevbe ile devam edilen bir yolculuk.Karşısına iki adam çıktı,biri kendi şiasından biri firavunun şiasından,hani firavun fesat çıkarıyor kavimleri bölüyor,diğer kavimleri,öldürüyor azap ediyordu,O da kendisinden yardım isteyene yardım etti,bir yumruğuyla adamı öldürüverdi.Ve ilk tepkisi hatalarıma en güzel umut:
HAZA MİN AMELİŞŞEYTAN
RABBİ İNNİ ZALEMTÜ NEFSİ,FEĞFİRLİ......................FEĞAFERALEH
BU ŞEYTANIN AMELİNDENDİR
RABBİM BEN KENDİME ZULMETTİM,BENİ BAĞIŞLA,ÖRT..........VE AFFEDİLDİ
Ve korkarak ,mukarebe halinde,zalimlerden kurtulma duası bir daha zalimlere arka çıkmama tevbesi ile medyene,o ferah ve sulak memlekete vardı,olur ki Rabbim beni doğru yola eriştirir dedi...

17 Aralık 2009 Perşembe

Yeni yıl geldi..mi,geliyor mu...


Her ayın birbirinden farklı ve önemli olduğunu çok geç farkettim ben.Önce bir ramazan vardı hayatımızda.İlk önce recep şaban ramazan,kandiller geldi.Sonra ramazan bitti derken şevval geldi,6 gün orucu ramazan özlemiyle birleşen,bir yıla eş olan.Sonra zilkade zilhicce,hac,mücadele ayları,kurbanın arefenin hacla bağlantısını da çok geç farkettim.Hacla biten yıl,muharremle aşureyle başlıyor...
Her ayın başı ortası sonu oruçlu olmak o aya bedel..
Bu gün muharremin 1i..Dün de oruç olmak istemiştim ama nasıl oldu oldu,yarın dedim ve bu gün niyetlendim ve bu günün hadisi geldi,zilhiccenin sonuyla muharremin başını oruçla birleştirenlerin 50 yıllık günahı affolur,nasıl üzüldüm dün tutmadığıma..AMA..biraz önce altınoluk sitesindeki tarih şu:30 zilhicce 1430,umut dünyası..belki zilhiccenin sonudur bu gün Allah değerlendirmeyi naip etsin her anı..Affetsin..

Beni ben yapan her şeyden zarar var..Zaten bana benden başka düşman mı var...


Dün Irmağı doktora götürdük.Bir haftadır ellerinde yüzünde ağız içinde döküntüler oluştu.Çok hassas olduğu için psikolojik bir sıkıntısı yoktur inş.diyerek götürdük.Bir sürü test,sonuç kontakt dermatitti galiba.3 yıl ciddi bir diyet yapması gerekiyormuş.Boyalı,yapay gıda,hiçbir çikolata kola,gazoz içirmeyin dedi doktor........
Sonra dişlerindeki çürükler için diş doktoruna gittik.O da muayeneden sonra biberon çürüğü bunlar,tabi şekerli süt,kaç yaşına kadar kullandı,dolgu da yaptırmaz,yaşı küçük,dedi........
BEN,KENDİM,BİZZAT,ŞAHSEN,ENE KOKAN BAŞKA KELİME VAR MI?ONDANDA,5 yıldır en bilinçli halimle,bilmem kaç kitap devirip,en yakınlarımla mücadele ederek,anne çocuk eğitim seminer vs.katılarak ve...ben bööööle yapmıyorum diyerek büyüttüm çocuklarımı galiba..Biberon,çikolata,tattıkları fakat kontrollü ve sınırlı bulabidikleri bi şeydi.gazoz kola cips hiç tatmadılar.Sonuç,aklımı başıma getirdi.Şimdi daha neyi kendi tedbirimden bildiysem tövbe...Allah korur inş.tedbir ben ben diyerek yapılmaz.Tevekkülsüz tedbir işe yaramaz,tedbirsiz tevekkülün eksik kalacağı gibi...

15 Aralık 2009 Salı

Düşünüyorum da...

Meb.in sitesindeki okul öncesi eğitim yaklaşımlarını incelerken farkettim de montessori ne kadar fıtrata uygun görünüyor.Ve dahası bana hep peygamberimizin yaklaşımını hatırlattı.Hatanın direk söylenmemesi,bireysel eğitim,yarışmaktan azade,zamanın kayıp gibi değil araç gibi kullanılması,çocuğun aileden soyutlanmaması bizim eğitim sistemimize uzaklardan bakıyor..

MONTESSORI YAKLAŞIMI

Montessori’ye göre çocuklar doğanın düzeni, uyumu ve güzelliğini anlamalı ve bundan mutluluk duymalıdır. Doğanın kanunları, bilimin ve sanat dallarının temelini oluşturur. Bu nedenle doğa kanunlarını anlamak bilimin temelidir (Montessori, 1966). Montessori yaklaşımında çocuklara araştırma, deneme, hata yapma ve hatalarını kendi kendilerine düzeltmeleri için fırsatlar tanınmalıdır.

Montessori materyalleri, çocuklara hatalarını kendi kendilerine bulma olanağı tanır. Öğretmen çocuğun hatasını söylemez. Eğer çocuk materyallerden hatasını göremiyorsa, bu çocuğun yeterince gelişmediğini gösterir. Zamanı geldiğinde çocuk hatasını görerek düzeltir (Temel, 1994).

Montessori yaklaşımında ortamın düzenlenmesi büyük önem taşımaktadır. Montessori yöntemi çocukların fiziksel serbestliğinin, onlara tanınacak yaşamsal araçlarla sağlanabileceğini ileri sürer (Montessori, 1995).

Montessori çevresinde gerçeklik ve doğallık büyük önem taşır. Sınıftaki araçlar çocuğun gerçekle yüz yüze gelmesini kolaylaştırmak amacıyla gerçek yaşamda kullanılan araçlardır. Bir şey içmek için gerçek cam bardaklar, ütü yapmak için gerçek ısınabilen ütü, sebzeleri kesmek için gerçek keskin bıçak kullanılır (Temel, 1994).

Montessori sınıflarında, çocukların sınıf içerisinde istedikleri gibi dolaşmalarına izin verildiği gibi okuldan açık alana çıkmalarına da izin verilmektedir. Hareketlerdeki bu özgürlük nedeniyle Montessori geleneksel okullardaki gibi, çalışma, dinlenme ya da oyun zamanlarına bölünmemiştir (Morrison, 1976; Temel, 1994). Bu çocuğun materyalleri kullanarak bir etkinliği tamamlamasını sağlamaktadır. Çocuk seçtiği için gerekli bütün materyal parçalarını bulur, etkinliği kimse tarafından bölünmeden çalışabilir ve materyalleri tekrar yerine koyabilir. Böylece çocuk sınıfta düzenin bir parçası olur (Lillard, 1972).

Montessori sınıflarında çocuğun etrafındaki eşyalar onun vücut yapısına ve gücüne uygun olmalıdır, etrafta hareket ettirebileceği hafif eşyalar, elini uzatıp yetişebileceği, kolaylıkla kullanabileceği kilitler, kolay açılıp kapanabilen çekmeceler ve kapılar, duvarda kolay yetişebileceği kıyafet askıları, parmakları ile kavrayabileceği fırçalar, eline sığacak sabunlar, kısa-düz saplı süpürgeler, kendi başına giyinip çıkarabileceği giysiler bulunmalıdır. Bunlar çocuğun zamanla kendini geliştirmesini, sosyal kuralları kazanmasını sağlayacaktır (Montessori, 1995).

Montessori araçları, çocuğun güçlük çektiği sadece bir kavramın diğerlerinden ayırt edilip verilmesine olanak sağlar. Örneğin; pembe küpler yalnızca büyüklük kavramından birbirinden farklıdır, diğer özellikleri açısından aynıdır. Böylece, çocuk büyük küçük kavramını daha iyi öğrenebilmektedir. Montessori araçlarının diğer bir özelliği de basitten zora, somuttan soyuta aşamalı bir biçimde düzenlenmesidir. Örneğin; değişik uzunluklarda yapılmış kırmızı çubuklar ilk aşamayı oluşturmaktadır. İkinci aşamada mavi ve kırmızıya boyanmış çubuklarda sayı ve uzunluk kavramı birlikte ele alınabilmektedir (Montessori, 1966).

Montessori sınıflarında saygı atmosferi olmalıdır ve çocuklar çalışacakları projeleri, süresini ve kiminle çalışacaklarını kendileri seçer. Huzurlu olan bu ortam çocukta kişisel disiplini geliştirir (Calvert, 1986).

Montessori yaklaşımında öğretmen, çevreyi hazırlamaktan ve çocukların çevre ile etkileşime geçmesinden sorumludur. Montessori öğretmeni “yöneltici” adını alır. Öğretmenler, çocukların kendi gelişimi için onlara potansiyellerini kullanma fırsatı tanır (Linnard, 1972). Dış görüntüsü ve kişiliği ile çocuklar için iyi bir model olmalı ve saygı uyandırmalıdır. Öğretmenin esnek olabilmesi için yaşamı seven sıcak, anlayışlı ve saygılı olması gerekmektedir (Temel, 1994).

Montessori öğretmeni, aile ve toplum çalışmalarına çok zaman ayırmaktadır. Montessori çocuğu soyutlanmış bir birey olarak değil, ailenin bir üyesi olarak görmektedir. Montessori öğretmeni çocukların çalıştığı ortamda güçlükle fark edilen bir görünümdedir (Temel, 1994).

Montessori programları çocukların bireysel gelişimlerini ve iç disiplin geliştirmelerini; saygı atmosferinde huzurlu bir ortamda desteklemeyi amaçlar. Öğretmenler, ortamı çocukların aktif araştırma yapabilecekleri ve yetişkinlerle iletişim kurabilecekleri, serbestçe hareket edebilecekleri şekilde düzenler. Çocuklardan istenilen bilgi, beceri ve deneyimleri kazandıracağına inandıkları materyalleri, öğretmen rehberliğinde seçmesi istenir. Çocuklar kendi amaçları için materyalleri düzenleyebilmektedir. Çocukların bilgi ve becerilerinin yanında duyuşsal hedeflerin (örneğin benlik saygısını geliştirecek hedeflerin) gerçekleşmesine özen verilmektedir.''


Keşke sünneti daha iyi bilsek,Onun o güzel yaklaşımını kalplerimizle okullarımıza hiç değilse evlerimize taşıyabilsek........

HAC=HAYAT

Hac hayattır..Hayat hacdır,mücadeledir diyeli ne uzun zaman oldu.Bunu farketmek bile ne kadar da zordu.Dün bir arkadaşım Hacdan döndü.Kabe den itibaren yürüyerek,aralıksız telbiye söyleyerek,minada kalarak,Resulullah ne yaptıysa,nerede durduysa takip ederek...İçimden geçen tüm duygularımı Rabbime sunuyor,Onun bunları dua kabul edip razı olacağı bir hac nasip etmesini diliyorum..Ümmet i MUHAMMMED E..
Burdaki tüm mücadelemiz cehdimiz O nun için olursa yollar o yollar,önder o önder olur belki....

12 Aralık 2009 Cumartesi

Ev okulu :)






Uzuun grip dönemi ve yuva memnuniyetsizliğimizden sonra evimiz iyice okula döndü.Ev okulu montessori alternatifi olarak hep projemdi.Bakalım ne kadar hayata geçirebileceğiz..Kurban bayramı için iki tane köpüğü kumaşla kapladık,pano yaptık.Etkinliklerimizi yaptık.Kurbanlık koç,Kabe ve Ravza resmi boyadık.Sonbahar ı işledik ,yaprak topladık.Hızımızı alamadık tam saatler çalıştık.Gayret bizden tevfik Allah tan..

Bu gün cuma ertesi..


Sanırım üç yıldır cumanın rahmetini ertesi gün dolu dolu cumartesinden alıyorum.Bu gün yine önü buğulu sonu yağmurlu bir cumartesi..Sabah koşturmaca öğlen susup kendine dalma akşam yeni kararlar pişmanlıklar ve umutlar zamanı.
Uçmak ne güzel şey..Masmavi gökyüzüne süzülmek önde ensevdiğinle..Onun en yükseklere uçuşuna sevinmek..
Ama ayağı yere basmak yaşamak,dönüp durmak.Aşağıdan yukarıya,Hep daire işimiz.Yürümek ,düşe klaka,diz yaralarımızı ve göz yaşlarımızı sile sile,ama umutla,kalpten alınan güçle.
Bu günün en önemli konusu yine bölmemek,yine bütünlemekti.Hani firavun kavimleri şialara ayırıyor,erkeklerini öldürüp kadınlarını yaşatıyordu.Diğerlerine olan negatif duygularından nemalanıyor saltanatını koruyordu.Haman ve ordusu da sırf güç için yanında yer alıyordu..
Kötüye kötü demek,dedikodu,eleştiri hepsi derinde kendini aklamaktan ibaret.Üzülüyor musun toplumdaki yanlışlara,ondan mı konuşmaların,veryansınların, o zaman test et kendini,gece o insan için dua edebiliyor musun..Kızınlık mı yoksa tek hissettiğin..
İşte gün gibi ortada nefsin..Ona iyi bak..O sana Rabbini tanıtan,O na yakınlaştıran..Melekte de hayvanda da olmayan,üstünlüğe sebep engelin,aşmaya bak.Uçmaya bak..Azade ol ,kuşlar kadar özgür ol...

11 Aralık 2009 Cuma

Bu da geçer ya Hu...KASAS IN SONUNA GELİRKEN..


Her başlangıç bir bitişi barındırıyor aslında,her bitiş de başlangıcı..Görebilmek ve umutla bakmak en büyük mesele galiba..Olayların geliş yeri,mahiyeti ve aslında bilemediğimiz nedeni bakış açımızı nasıl da değiştiriyor.
Ne güzel günler baki,ne sıkıntılı günler,hazırlıklı olmak gerek onun için birinden diğerine..Gece ve gündüzün birbiri ardınca gelişinde akıl sahipleri için ibret var o yüzden..Tefekkür onun için önemli..
Hayat kıssamızın bir ırmak gibi akıtıldığı yere akması ve aktığı yerde mutlu,geçtiği yerde hayat verir olması asıl beklenen..O zaman yanan bir ateş buluruz belki,taa içimizde..Hem ısınır,hem aydınlanırız,hem şimdi hem sonra...Dua ile..
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...