ve kelimeler....kelimeler, seni istediğin şeyi aramaya teşvik etmeleri açısından yararlıdırlar ancak aradığını kelimelerle bulamazsın. Eğer bulabilseydin, bu kadar çabaya ve nefs mücadelesine gerek kalmazdı...

25 Ocak 2015 Pazar

Uçurumun kenarında

Yürüyoruz durmadan.
Kah ağır aksak kah bir ileri iki geri kah koşar adım, bazen aslî yolda bazen tali, ama Yürüyoruz..
Yolumuz denizlere uğruyor kimi zaman ağaçlara kırlara çöp alanlarına izbelere harabelere saraylara dağlara, ve tikaniyor adimlarimiz bazen bir uçurumun kenarında..
Bitecek bir yerde bu yol biliyoruz. Ölümlüyüz..elimizde bir levha sakin ha ölmeyin başka türlü , ancak müslümanlar olarak ölün..Teslim miyiz bilmiyoruz. Yürüdüğümüz yol bizden razi mi biz yoldan razi miyiz elimizdeki haritaya uyduk mu harfi harfine, bir güzel sona varanin ayak izini takip ettik mi?
Müslüman ol demiyor levha olun diyor bir topluluk olarak yurumemizi istiyor üstelik birbirimizi sevmemizi ..
Her seferinde üstümüzde bir rahmet eli, sevinirken uzulurken karada ve denizdeyken dağ başında ve çöldeyken de..
Kelimeler bir yara gibi düşer içimize bazen. Yaralaniriz da anlamını bilmeyiz. Ala şefa hufra var nice zamandır içimde.
Geldi zamanı..biz ..ayrışan adimlarimiz ve kendimizce tuttugumuz yollarimizla yine bir yön sorgulamasina giristigimizde , benim kiblem Nerede, gördük ki bir uçurumun kenarında toplanmisiz belki de...şimdi...Gökten sarkitilan ip..kim sarilirsa sımsıkı...sarilmanin tek çaresi bahaneleri terk..bahaneler adım düşmanı..Babamız a bakıp Âdem tevbesi getirmenin zamanı ve sonrası güllük gulistanlik mi, hayır ispat bedel zamanı...
Ali Imran 102-103-104 üzerine...

22 Ocak 2015 Perşembe

Sımsıkı sarıl

İçimde bin bir sanciyla devam eden günümde hazmina ugrastigim bir sürü mesele, desilmis yara ve beden halsizligiyle ulaştım hala isinamadigim evime...
Yanımda aynı benim gibi yaralı bir küçük modelimle yürürken,dik durmaya çalıştım en çok , vizirdanmamaya, anne gibi durmaya, "beraber uyuyalim mı" dedi , başka hiç bişey istemiyorum"
Sarıldik, beraber uzandik. Onu tamir edici bişeyler için dışarı çıkardık. Günlük yazmasını önerdim duygularını en açık haliyle yazmasını. Heyhat ki insanın tavsiye ettiğini yapması güç...kendimi okunacak yazı google aramasi blog yazılarıyla avutmaya çalıştım olmadı. Su iyi gelir dedim kendimi suya sürükledim. Evet...Mesnevi nin kapısını çaldım. Kalbimin payını aldım. Sonra bu evi ısıtacak şeyi buldum deyip tefsir kaydını kurşun kalemimi ve ajandami alıp masaya geçtim. Hatirlatici olsun, burnumda Hindistan cevizi kokusu var, kulagimda sivrisinek Viziltisi..
Yaza yaza okunuyor insan, kulak kesilmeden duyamiyor. Nerde ısıttin içini nerde sardın yaranı tüm mesele bu...
Vegtesimuu...sımsıkı sarildigin Allah ın ipi olsun...kendine açmaya çalıştığın bin türlü pencere değil, bil ki kendini avuttugun hersey vuracak seni, üşümeye kanamaya razi ol...O ndan razi olmaya, ve çekişmeye kendinle kavgaya ,hazma , hoslanmadiklarina, seni sen yapan şeylerin terkine...
Ve sarıl sımsıkı...sadece O na..gerisi fani, yerin , en sevdiğinin yanındaki...kapının kenarına iliş ama O na sımsıkı sarıl...

1 Ocak 2015 Perşembe

Bir duru su gibi...

Bir duru suya benzer özümüz bir damla bulanık sudan yaratılsak da..
Bir duru suda görünür yüzümüz, yunur yıkanır dahası bir duru suda..
Aynımız ayinemiz, gözümüz göz göz olan gönlümüz bir duru su arar ömrü boyunca..
Ömrüme bir duru su değdi, fazlindan suyla hayat verenin..umre diye davet ettiği beytine ikram diye zemzem verenin..Musa yı nice korku yolundan sonra medyen suyuna eristirenin fazlindan..
Ömrüme bir duru su değdi. Çölde serap gibi. Karışıklığıma düzen, bulanıklığıma berraklik, hirsima kanaat, isteğime tevekkül, sesime suskunluk, körlüğüme göz, zayifligima kuvvet, ofkeme huzur, isyanima şükür, yumusakligima sertlik, sertligime yumuşaklık gibi bir duru su...zemzem gibi..ne için icilirse sırrınca..
Bir duru su ki zemmeden kendimden beni, durduran içimdeki koşturan atları, yelelerini okşayan sabah yeli, akşam güneşi...
Bir duru suda saklı sevginin hakikati..Sevgi ne degildirden gide gide bulunan saf özelliği, renksiz kokusuz acı değil tatlı değil,bulanık değil, asitli değil alkali değil, bir duru su sevgi, karşılığı hamdden başka bir şey olmayan..
Bir duru su durgunluğu lazım hayatta akmak için, su gibi aziz ..kendi ritmince ..su akışını bozar mı hiç..hiç acelesi olur mu, telaşı, gerginliği..
Bir duru su sesi lazım gürültülere cevap, düşsün pesisira aşıkları suyun su sesinin kevserin...
Bir duru su gibi kanaatkar olmalı gönlü insanın, tüm hirslardan azade, ibadetten bile..kendinden gelen tüm aksi sebeplerle mücadele eden ama dışardan gelen her sebebe teslim musebbibe hurmeten...
Bir duru su gibi muratsiz olmalı gönlü dervisin..isteklerini hak yularinin bağladığı..her döndüğü kapıdan razi, kapıyı çalmaktan mesut..
Bir duru su gibi kirlenebilecegini bilmeli insan, üzerine gelen topraktan çamurdan kirden kacmamali , ellerini göğe açınca yukselip bulut olacağına yine dupduru su olacağını bilmeli, yanındaki çamuru toprağı dikeni kiri diriltmeli...
Bir duru su , saf süte benziyor en çok. Kan ve kir arasından tertemiz çıkarılan..zemzemin esyadaki kokusu anne sütü kokusuna benziyor sonradan
..Bundan mı acaba..Kâbe nin ana oluşundan mi?
Bir duru su ayna aslında..Sırrı kendinden kurtuluşunda..her kimse karşıdaki o olmasında..
Bir duru suyun en büyük özelliği mütevazı oluşunda..bile bile kaybolmasinda...
Bir duru su değdi içime Rebiulevvelle birlikte..O ndan gelen her şeyi öpüp başına koyan, ekmek gibi nimet gibi...
Bir duru su..
Bi'ru ahlaki sallallahu aleyhi ve sellem...
Cuma mübarek
Mevlid mübarek
Rebiulevvel mübarek.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...