Seç ki hürsün,akıl sahibi..
Seçme ki acizsin,yalnız gönül sahibi...
Kalabalık olmak zor,yalnızlık da..
Evli olmak zor,yeniden..
Bekar olmak da,taa eskiden..
Çocuklu olmak da zor,çocuksuz olmak da..
Misafir olmak zor,mukim olmak da..
Öğretmen olmak zor mesela,öğrenci olmak kolay mı..
Sade kalmak zor,süslenmek de..
Konuşmak da zor bazen,susmak da..
Sevmek de zor bazen,sevmemek de..
Kul olabilmek çok zor anladım,
Rabliğe oynamak hayat memat meselesi..
Başka türlüsü yok,itiraf..aczi itiraf..
Yaşamak zor...
Ölmek zor..
Zorlardan zorluk beğen ki kolaylaşsın..
Bir abdest al ki hiç bozulmasın..
Bir namaz kıl ki hiç bitmesin..
Aşığa beş vakit yetmez,5000000 vakit ister..
Aşık ol ki zorlar gönle kolay gelsin..fe inne meal usri yusra...
Ne verirse hoş gelsin...
ve kelimeler....kelimeler, seni istediğin şeyi aramaya teşvik etmeleri açısından yararlıdırlar ancak aradığını kelimelerle bulamazsın. Eğer bulabilseydin, bu kadar çabaya ve nefs mücadelesine gerek kalmazdı...
28 Nisan 2012 Cumartesi
Seç(me)me özgürlüğü
şiir...
"Teşekkürler
Senden devşirdiğim
Nice ulaşılmaz şeye.
Teşekkürler ağlama zamanına
Ve uzun seher mevsimlerine.
... Teşekkürler bu güzel hüzne,
Teşekkürler bu güzel hüzne..
"Nizar Kabbani/ Teşekkürler
Teşekkürler
Benden sakındırdığın
Nice dağlanası benliğe.
Teşekkürler anlama zamanına
Ve uzun dağ,yol seyirlerine,
Teşekkürler bu acıya ve zevke,
Teşekkürler incire ve zeytine...
Ne verdiysen başım üstüne.../Teşekkürler
Senden devşirdiğim
Nice ulaşılmaz şeye.
Teşekkürler ağlama zamanına
Ve uzun seher mevsimlerine.
... Teşekkürler bu güzel hüzne,
Teşekkürler bu güzel hüzne..
"Nizar Kabbani/ Teşekkürler
Teşekkürler
Benden sakındırdığın
Nice dağlanası benliğe.
Teşekkürler anlama zamanına
Ve uzun dağ,yol seyirlerine,
Teşekkürler bu acıya ve zevke,
Teşekkürler incire ve zeytine...
Ne verdiysen başım üstüne.../Teşekkürler
8 Nisan 2012 Pazar
Dolunayla gelen...
Dolunayla neler gelir neler geçer insanın gönlünden..Ayrılık vakti başlamıştır artık,eksilmeler an be an..Nur dağına kaç kez doğmuştur ay,dolunay..Ne dökülmüştür,dağa tırmanmış sabit kadem ayakların taşıdığı sabit yürekten dua diye..Gönlü,yüzü her dem dolunay olan gül dudaktan..Hepsine amin...
Dağlara çıkmak lazım..Dağa çıkaracak bir yürek..Orada durmak lazım..Belki bir uçurumun kenarında,belki iki kayanın arasında..Gözü kara bir noktaya sabitleyerek,gökle göğsü birleştirmek lazım,dua diye...
Dağlara çıkmak lazım..Dağa çıkaracak bir yürek..Orada durmak lazım..Belki bir uçurumun kenarında,belki iki kayanın arasında..Gözü kara bir noktaya sabitleyerek,gökle göğsü birleştirmek lazım,dua diye...
4 Nisan 2012 Çarşamba
Yaş,taş..
Bakarada bir taş var,içime değiyor demiştim.Taş açılımı devam ediyor,sağol,dilsuhan...
I.
Taş taş değil bağrındır taş senin
Nereni nasıl yaksın söyle bu ateş senin
Bir katılıktır dinamit söker mi yürekleri
Başın bir kez bu kalbe çarpmasın ey taş senin
Kazmayı kayalara değil kalplere vur ey
Ferhat niçindir kırdığın bunca taş senin
Anne seninle bağrın döğer gider mi acı
Hanidir Ferhaddan aldığın ders taş senin
Sen de mi taşla bir oldun ey sevgili
İşitmez oldun beni kalbin taşdan taş senin
Ölüm sendendir bana nedir taşlamak beni
Bana güldür çiçektir attığın her taş senin
Gözünü dikme taşa işte parça parçadır
Şimşektir bir bakışın dayanır mı taş senin
Deprem değildir dağı ve beni sarsan
Bir bakışın komaz taş üstünde taş senin
Niçin çıktın dağlara evren çöl oldu leyla
Topuğun öpmek için toz oldu dağ taş senin
II.
Taş taş değil bağrındır taş senin
Nereni nasıl yaksın söyle bu ateş senin
Ülkendir taş ve beton bu yanlışkent
Her gün bir yanın biraz daha taş senin
Taş alanlarıdır taş insanları taşır bir
Nereye gelsen ey aşk karşında bu taş senin
Uygarlık taşla taşımak çağlar üzre
Kolların bu denli güçlü müdür senin
Bir taş devridir ama bağışla beni
Niçin bunca geldim üstüne ey taş senin
Bir İbrahim bıçağı ikiye biçer taşı
Sevgili nasıl kırdı kutlu dişin taş senin
Ölüm bir kasırgadır çevirir seni beni
Nedir kucağında kocaman taş senin
III.
Bir bir yürürlükten kaldırılıp çürümüş devrimleri
En gürbüz bir devrimi dikmek yerine taş senin
Nereye koysam seni söyle ey yüreğim
Bir gün beni ele verir bu güçlü atış senin
Osman Sarı
I.
Taş taş değil bağrındır taş senin
Nereni nasıl yaksın söyle bu ateş senin
Bir katılıktır dinamit söker mi yürekleri
Başın bir kez bu kalbe çarpmasın ey taş senin
Kazmayı kayalara değil kalplere vur ey
Ferhat niçindir kırdığın bunca taş senin
Anne seninle bağrın döğer gider mi acı
Hanidir Ferhaddan aldığın ders taş senin
Sen de mi taşla bir oldun ey sevgili
İşitmez oldun beni kalbin taşdan taş senin
Ölüm sendendir bana nedir taşlamak beni
Bana güldür çiçektir attığın her taş senin
Gözünü dikme taşa işte parça parçadır
Şimşektir bir bakışın dayanır mı taş senin
Deprem değildir dağı ve beni sarsan
Bir bakışın komaz taş üstünde taş senin
Niçin çıktın dağlara evren çöl oldu leyla
Topuğun öpmek için toz oldu dağ taş senin
II.
Taş taş değil bağrındır taş senin
Nereni nasıl yaksın söyle bu ateş senin
Ülkendir taş ve beton bu yanlışkent
Her gün bir yanın biraz daha taş senin
Taş alanlarıdır taş insanları taşır bir
Nereye gelsen ey aşk karşında bu taş senin
Uygarlık taşla taşımak çağlar üzre
Kolların bu denli güçlü müdür senin
Bir taş devridir ama bağışla beni
Niçin bunca geldim üstüne ey taş senin
Bir İbrahim bıçağı ikiye biçer taşı
Sevgili nasıl kırdı kutlu dişin taş senin
Ölüm bir kasırgadır çevirir seni beni
Nedir kucağında kocaman taş senin
III.
Bir bir yürürlükten kaldırılıp çürümüş devrimleri
En gürbüz bir devrimi dikmek yerine taş senin
Nereye koysam seni söyle ey yüreğim
Bir gün beni ele verir bu güçlü atış senin
Osman Sarı
Etiketler:Çocuk etkinlikleri,tefsir notları,
bakara,
daralmalar,
haleti ruhiye
1 Nisan 2012 Pazar
Kendini Tanımak
Şeytan adının uzak kalmışlıkla bir alakası vardı..Şeytanını taşlamak için galiba kendi yol kesenlerini bulmalı insan..Uzak bırakan yanlarını yoldan..İnat,cedel mi,gıcık olmak mı,tahammülsüzlük mü,insan yükü kaldıramamak mı,beraber iş yapamamak mı,kibir mi,en beteri ''ben'' cümleleri mi,bencillik mi...Taşla,taşlanarak ölmek keffaret ne de olsa..
Euzubillahimineşşeytanirracim...Konum almak,saf tutmak,içinden bir sesle birleşmesini engellemek uzaklığın..Yakını uzak etmek ister şeytan,arka sokaklarda dolandırır durur..Şüphe sokaklarının sonu çıkmaz yokuşlardır genellikle...Kendinden Allah a kaç..Fefirru ilallah...Caddeye çıkmaya bak,yol öğren..Yola çıktıktan sonra,azığın niyetinin bedeli olacak...Allah a Allah la yürümekten başka çare yok...
Düşmanlık ve inatçılıkta en şedid olan ve güzel güzel konuşan,Allah tan kork denilince bir yerine dokunup hemen savunmaya geçen insanın kendi iç sesi galiba,nefsi...Bu tanımlanan insanın tam zıddında aşık var...Malını canını Allah a satan...Rızayı satın alan...Haseneyi isteyen mümin kalbinin bir üst makamı aşığınki..Halk tavafı bile yapamamam bundan:)Haseneyi bilemem ben Allah ın yardımı olmadan,aşık olabilir mi insan kalbine Vedud olan dokunmadan..
-İnsan nedir biliyor musun Olric?
-Nedir efendimiz?
-Ağaçları kesip,üzerine, ağaçları koruyun,yazandır...Tutunamayanlar...
Hasene karşılıksız vermektir desek,bize karşılıksız verilsin isteriz,sevgi karşılıksız fedakarlıktır desek,biri benim için karşılıksız fedakarlık yapsın isteriz..Normal mi..Hepimiz ev kurmaya çalışırken burada bir arkadaş ,ben misafir kabul etmiyorum,dedi.Ama misafir olmayı kabul ediyorum,hadi ya,biz de seni kabul etmiyoruz dedim birden..Güldük..Ne bariz bencillik değil mi..Farkı var mı benim içsel beklentilerimden...Dıştan söylememek yok mu ediyor bencilliği..Ben içte konuşup duran bir canavar. Allahu ekber,en büyük taş taşlamak için,ne kadar büyütebildiysek içimizde Allah ı, o kadar büyük uzaklığı taşladığımız taşlarımız..Göz yaşı belki taşlarımız..Ebabil kuşlarının attığı taşlara benzeyen..Taşlayan ve hayat bağışlayan...Zıtlarla gelen denge..Hüzünle mutluluğun karışımı,insanın ganimeti,tebessüm...
Kendinden bunalınca ne yapar insan?Ne yapmış efendimiz..Bilmiyorum..Sarılmak benim çıkış noktam..Bir duvara sarılmak,onarır mı insanı..Hem de nasıl..Efendimizin yaptığı gibi,kollarını dayayıp Beytullaha,yanağını dayamak,kendini şikayet etmek,kendinden çıkmak...Yandan gelen bir fısıltıyla tüm ruhu doymak..Kendinden çıkmak hiç olmazsa göz açıp kapayıncaya kadar...
''Rabbi la tekilni ila nefsi,tarfetü ayn,birahmetike estegıys''
İslama kaaaaffeten girmek bu herhalde...Ama ben zerreyi kurtarmakla meşgulum,anı...Şeytanın adımlarına uymamak,karanlık adreslerde kaybolmamak,ne kurtarabilirsek kar..düşmandan..Bu amansız kaybolma korkum bundan,zahir batına ayna ya,tek başına yol alamamam..Bu korkaklık düşman karşısında ne yapar bana..Hacdayız ya,harbdeyiz ya..Mucize bekleyerek savaş kazanılır mı,canını ortaya koymadan,meydana çıkmadan...Kendiyle savaşan birinin başkasıyla ne işi var...
Topluluk halinde yaşamak zorundayız,sevmek ve dua etmek,eleştirmek ve düzeltmek değil..
Sakınmak için,uçurum kenarlarında gezmekten korunmak zorundayız,uçurum payını bol bırakmak,başkası için de bırakmak:) ,teğelliyiz birbirimize Rabbin birliğiyle,beninle onun Allah ını ayırmadan,ortak bir elbise oluşturup onunla yaşayacağı bilincini unutmamak.Rab kiminle bir araya getirdiyse..Ben yakayım,ben kolum,benim kumaşım farklı,benim desenim demeden,en önemli benim hissine kapılmadan bir elbise,bir mekan,şeytandan kurtarılmış bir nefisle huzurlu bir zaman yaşamak..
Tek bir ümmet olmak...İbrahim (as)ı anmak,salavatla sığınmak...
Şimdi,yine yeniden,
euzubıllahimineşşeytanirracim...
Euzubillahimineşşeytanirracim...Konum almak,saf tutmak,içinden bir sesle birleşmesini engellemek uzaklığın..Yakını uzak etmek ister şeytan,arka sokaklarda dolandırır durur..Şüphe sokaklarının sonu çıkmaz yokuşlardır genellikle...Kendinden Allah a kaç..Fefirru ilallah...Caddeye çıkmaya bak,yol öğren..Yola çıktıktan sonra,azığın niyetinin bedeli olacak...Allah a Allah la yürümekten başka çare yok...
Düşmanlık ve inatçılıkta en şedid olan ve güzel güzel konuşan,Allah tan kork denilince bir yerine dokunup hemen savunmaya geçen insanın kendi iç sesi galiba,nefsi...Bu tanımlanan insanın tam zıddında aşık var...Malını canını Allah a satan...Rızayı satın alan...Haseneyi isteyen mümin kalbinin bir üst makamı aşığınki..Halk tavafı bile yapamamam bundan:)Haseneyi bilemem ben Allah ın yardımı olmadan,aşık olabilir mi insan kalbine Vedud olan dokunmadan..
-İnsan nedir biliyor musun Olric?
-Nedir efendimiz?
-Ağaçları kesip,üzerine, ağaçları koruyun,yazandır...Tutunamayanlar...
Hasene karşılıksız vermektir desek,bize karşılıksız verilsin isteriz,sevgi karşılıksız fedakarlıktır desek,biri benim için karşılıksız fedakarlık yapsın isteriz..Normal mi..Hepimiz ev kurmaya çalışırken burada bir arkadaş ,ben misafir kabul etmiyorum,dedi.Ama misafir olmayı kabul ediyorum,hadi ya,biz de seni kabul etmiyoruz dedim birden..Güldük..Ne bariz bencillik değil mi..Farkı var mı benim içsel beklentilerimden...Dıştan söylememek yok mu ediyor bencilliği..Ben içte konuşup duran bir canavar. Allahu ekber,en büyük taş taşlamak için,ne kadar büyütebildiysek içimizde Allah ı, o kadar büyük uzaklığı taşladığımız taşlarımız..Göz yaşı belki taşlarımız..Ebabil kuşlarının attığı taşlara benzeyen..Taşlayan ve hayat bağışlayan...Zıtlarla gelen denge..Hüzünle mutluluğun karışımı,insanın ganimeti,tebessüm...
Kendinden bunalınca ne yapar insan?Ne yapmış efendimiz..Bilmiyorum..Sarılmak benim çıkış noktam..Bir duvara sarılmak,onarır mı insanı..Hem de nasıl..Efendimizin yaptığı gibi,kollarını dayayıp Beytullaha,yanağını dayamak,kendini şikayet etmek,kendinden çıkmak...Yandan gelen bir fısıltıyla tüm ruhu doymak..Kendinden çıkmak hiç olmazsa göz açıp kapayıncaya kadar...
''Rabbi la tekilni ila nefsi,tarfetü ayn,birahmetike estegıys''
İslama kaaaaffeten girmek bu herhalde...Ama ben zerreyi kurtarmakla meşgulum,anı...Şeytanın adımlarına uymamak,karanlık adreslerde kaybolmamak,ne kurtarabilirsek kar..düşmandan..Bu amansız kaybolma korkum bundan,zahir batına ayna ya,tek başına yol alamamam..Bu korkaklık düşman karşısında ne yapar bana..Hacdayız ya,harbdeyiz ya..Mucize bekleyerek savaş kazanılır mı,canını ortaya koymadan,meydana çıkmadan...Kendiyle savaşan birinin başkasıyla ne işi var...
Topluluk halinde yaşamak zorundayız,sevmek ve dua etmek,eleştirmek ve düzeltmek değil..
Sakınmak için,uçurum kenarlarında gezmekten korunmak zorundayız,uçurum payını bol bırakmak,başkası için de bırakmak:) ,teğelliyiz birbirimize Rabbin birliğiyle,beninle onun Allah ını ayırmadan,ortak bir elbise oluşturup onunla yaşayacağı bilincini unutmamak.Rab kiminle bir araya getirdiyse..Ben yakayım,ben kolum,benim kumaşım farklı,benim desenim demeden,en önemli benim hissine kapılmadan bir elbise,bir mekan,şeytandan kurtarılmış bir nefisle huzurlu bir zaman yaşamak..
Tek bir ümmet olmak...İbrahim (as)ı anmak,salavatla sığınmak...
Şimdi,yine yeniden,
euzubıllahimineşşeytanirracim...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)