ve kelimeler....kelimeler, seni istediğin şeyi aramaya teşvik etmeleri açısından yararlıdırlar ancak aradığını kelimelerle bulamazsın. Eğer bulabilseydin, bu kadar çabaya ve nefs mücadelesine gerek kalmazdı...

29 Eylül 2014 Pazartesi

Pencereme elin değdi

yalnız bir ağaç
yalnız bir yağmur
yalnız bir  pencere önü
yalnız bir sonbahar
yalnız bir bakış
yalnız sarı turuncu yeşil kızıl
yalnız bir toprak kokusu
kalpten kalbe ılık bir akış
hiç birini yalnız bırakmayan bir sarış
yalnızca bir yakarış
hazan ve kurban
aşka adanan
hüzün ve tebessüm
kalp kurtaran

25 Eylül 2014 Perşembe

Zilhicce

Kelimeler adımları düşüncelerimizin..kuran ın kelimeleri ise hem kalbimizin hem kalbimizin düşüncelerinin..Hac yaklaşıp yürürken Arafat a muzdelifeye minaya kendi içimize, Zilhicce gelince,hilal görününce ve bütün hilaller hac için olunca ille(Bakara "sana hilallerden soruyorlar, de ki onlar hac vaktini belirlemek içindir), soruyoruz içimize hac ne?
Biriyle mücadele etmek diyor sözlük, kiminle? Ibrahim den kalma mucadele olsa gerek bu yine Kuran'dan delille, İbrahim onlarla mücadele ettiğinde diyordu Kuran.Mihrab da harp meydanı demek tevafuk mu?islam kiliclarin gölgesinde sözünden  bunu  anlamislar mı Humanistler. .içimizde bir düşmanla savaşıp durduğumuzu...
Neden dağlara çıkıyor insanlar üzerlerinde iki parça bezle, kalabalik sıcak toplu yaşamanın binbir türlü halleriyle, neden taşların üzerinde yatacak, neden saatlerce yol aşıp 70 taş toplayıp üç tastan direği taslayacak 3-4 gün boyunca..kendine bakmayacak saçını taramayacak koku surmeyecek tırnak kesmeyecek hakkını bile savunmayacak cedel yok diye, niye?modern zaman insanın gittiği yerin tam tersine..tavaf edecek dönüp duracak say edecek bir zemzem bulma umidiyle, modern zaman muslumaninin ismail i ne kurbanı ne şeytani ne zemzemi ne?
Zilhicce 4 bugun.gunlerdir birer cumle yazabiliyorum.Efendimizin zulhuleyfeden kokulanip ihramlanip çıktığı gün bugün. .hayali Mekke ye yaklaşıyor gibi gelse kalplerimize...zu.. zulcenaheyn cift kanatli peygamberim...zu ..sahip, bulunan..zulhicce Zilhicce...hacca sahip olan haccı olan ay..geldi..
Hem en somut..hem en soyut yerindeyiz mekanın ve zamanın..
Hilal göründü..sel olup akmaya başlayacak insanlar birikiyor şimdi harem bentlerinin önünde..cemerat..Savaş meydanı..Arafat marifet, meşar şuur mekanı..
Hac hayattır demiştik. Hayat hac..Her daim haccimiz mübarek ola..Haccı mebrur hepimize nasib ola...

24 Eylül 2014 Çarşamba

Sabah ışığı

Bu siralar sabahları çok zor uyaniyorum.Benim uyanmam da yetmiyor tabi. Çocukların, beyin ,çaydanligin ,peynirin zeytinin de uyanmasi gerekiyor. Beslenme çantaları haşlanan yumurtalar, bulaşan çatal kaşıklar, cantaya konmayan kalemler, kalemtraslar, pantolonun içine konmayan atlet, yakası kalkmış okul gömleğinden pencereden güneşi görmeye fırsat bulamıyorum.
Herkesinkine benzer bir koşturmadan sonra arabaya biniyoruz.bugun elime bardağımı aldım içine demleyemedigim çay suyunu koydum. Kuba mescidinin önünden aldığım kırmızı yapraklardan bir kaç tane attım.Bardak gül kırmızı oldu. Bir yudum aldım. Köprüyü, terk edilmiş kulubeyi , sanayiyi, dik Yokuşu geçip dar yol ağzına geliyoruz. Burası okulun önü, durup inemiyoruz ,köşedeki küçük bakkalin önünden genisce donmemiz gerekiyor. Dönüyoruz. Her sabah .sanki oraya sadece nur dağını selamlamak için getirilmisiz gibi. Sabah ışığını bir dağın kucagindan alır gibi. Her ne haldeysek de selam sana cebeli nur deyince gelen ve tüm iklime yayılan bir huzur gibi..
Bardagindaki ne diyorlar...bir türlü aklıma gelmiyor ismi, arıyorum. Hibiskus. Diğer adı Mekke gülü...

21 Eylül 2014 Pazar

Mekke

Kendimden bahsetmeyi sevmiyorum. Saat on iki.gece.geceleri Mekke daha güzel. Mekke'den bahsetmek istiyorum .Mekke gelip kendiligime dayanıyor ,kendi kendine. Belki sırf bu yüzden Mekke den bahsedemiyorum. Tüm bahislerimin cevabı Mekke de biliyorum. (بحث ) Tüm bahsettiklerimiz aradiklarimiz bulamadiklarimiz buldugumuzu sandiklarimiz...Kendimizde kendimde..
Büyüyüp büyüyüp kalbimize bir çıban gibi batan hallerimizin -otururken ayaktayken ve yan yatarken ille- ufalanmasi toz duman olmasi Bekke de..fetholunmamis bir taş altı kalmayincaya kadar hicretimiz kendimizden (ففروا الي الله )kacisimiz Rabbimiz e..hirada yalnizligimiz ve melek kanadı tesellisi ille sıkarak ve bilmediğini itiraf ile...Sevr de dostlugumuz ve (لا تحزن )hüzün kovan dost kelamı.. yine bulusumuz kendimizi Medine de Medine de...
Mekke...
Ana..ummul kura..adına yeminler edilen belde...sende benim nem varsa..Toprağım Memleketim Mayam...Mucadelem sancım işaretlerim..tazimim faydam ikramim..fazlın fazlın fazlın...
Mekke...
Tozunu gözüme sürme diye çeksem yeridir demekligim..işte zayıf binegi ruhumun,ellerinde..işte ikramı Rabbimizin işte emni emani, işte kartallar güvercinler örümcekler..işte dağ taş...işte ihramini giymiş Kabe...
Iste hac...
Rabbi Rahîmimiz ikramini Esirgeme...

14 Eylül 2014 Pazar

Kırlangıç güzellemesi

Şu yaşadığımız garip dünyanın sayısız hazineleri var. Görünen.  Görünmeyen. Kırlangıçlar var mesela. Martılar var. Gökyüzünün süsleri. Göğe bakanlar var. Başını ille semaya çevirenler. Kalbine dönebilenler. Kız kardeşler var mesela. Kızıldeniz ötesine ulaşarak sadece Kırlangıçlardan söz edebilen. Kırlangıçlardan ve yağmurdan. Kırlangıçlardan ve elektrik tellerine dizilislerinden. Kırlangıçlardan ve kalbinden. Iste böyle bir güzelleme hayat.
Bir halı desenine bin hatıra biriktirmek. Martılarla simitini paylaşmak deniz kopukleri kadar hayran olmak. Ellerinde yağmurunu hissetmek Eylül'ün. Başında kirlangiclarini. Cocukluguna dönmek birdenbire saçlarını tutmak kırlangıç sürüleri gibi uzun olsunlar diye. Akşama yakın bir ikindi vakti. Dönerken kuşlar semada başını semaya cevirenlerle huu da..
Ahir zaman evet.kalbimizi yoran binbir isle hemhaliz binbir atesle fitnede..Atese tutulmakta madenlerimiz.
Bütün vakitler ikindi. Bütün mevsimler hazan. Ama hüznün hüsnle bir alakası var..esefin bile..Yusuf un cemaline Efendimizin siretine sinmiş bir güzellik hüzün...
Bütün vakitler ikindi sarısı, bütün hüzünler sonbahar..Allah ın kalbimize sunduğu ne tükenmez hazineleri var...

13 Eylül 2014 Cumartesi

Ruya

İki dudaginin arasında
Adım.
Adım,
Bütün hafleriyle senin
Kelamın.
Kelamın,
Buluttan indirilen
Su.
Su,
Iksiri kalb-i hayatımın
Sesi,
Sesin
Öyle can verir ...

11 Eylül 2014 Perşembe

Sessizlik


Bu ses
Siz
Sizin bu ses
Sizin bu sessizlik
Ağaçta yaprak hışırtısı
Pencerede rüzgar ugultusu
Toprağa karışan yağmur damlası
Icime işleyen nağmeler mushaftan
Canına susayan çöl taneleri Hicaz dan
Dupduru mavi gök yüzü ebem kuşağı
Dağların arasından cagildayan su
Bir bebeğin göz bebeği kalp atışı
Telaşı susturan yürek fısıltısı
Kuş uçuşu,bülbül ötüşü
Sizin bu sessizlik
Sizin bu ses
Siz
Bu ses

9 Eylül 2014 Salı

Konya Medine arası Mekke ...

Şimdi içimden ayrılıp yol olan bir damar
Ilık ılık yatağını yapıyor
Bir gök elvanı sarhoşu dağlar
Yolların önünü gök yüzünden kapıyor
Ve dağlar sırf bu aşkla yok oluyor,
Nice ruhun yüzü suyuna ova oluyor,
Rengi atıp boz oluyor..
Sapsarı kesiliyor aşkından toprak
Yolu Medine oluyor, Konya oluyor...

Şimdi bütün ince damarları sızlıyor yeryüzü ikliminin
Sızlamayan damardan kan akmıyor
Titremeyen yaprağa su yürümüyor
Can...öyle bir abı hayat ki
Ne gelesi ne çıkası acısız değil
Can...işte şerha şerha yarıp içimi
Bir minibüsün arka kenar koltuğuna yerleşiyor..
Göğü deniz yeri gök olan bir yolda tekerlekler dönüyor...

Şimdi on sekiz beyit Yasin e karışıyor
Bu damarların karismamasi mümkün değil
Taze temiz kan yürüyor gövdeme
Gövdemıze gelen kan gözümüze gelen yaştan ayrı değil..
Lokmalarindan nasibimi arıyorum sevgilimin
Bir kaşık çorba bir dilim peynir ekmek çay
Dediysem anla beni lokmanin hepsi yemek değil, içmek değil..
Bu yolun nasibi riza lokmasindan başkası değil...

Bütün damarların sıratı mustekimi hablullahtan başka bir gök ipi değil...

7 Eylül 2014 Pazar

Yaprak dökümü

Diri diri bir yaprak dökümü bu
Şahit olamayanın gömüldüğü
Bedeller bedeller bedeller
Ceza kurbanları
Akika kurbanlarına karışıyor
Kurban Bayramı yaklaşıyor
Kurbanliklar kurbiyetlerini kanitlasin diye
Yapraklar dökülüyor

5 Eylül 2014 Cuma

Sığınma

Canını dişine takıp
Kırk kırık testiyi dolduruyorsun
Çağıl Çağıl
Çağlayan
Suda..
Içinde bir gök bayramı
Katre katre birikmiş
Okyanuslardan akıp
Boguluyorsun
bir yudum
Suda..
Canına uykusuzluğu,
Yanına açlığı kâr
Yorgunluğu yâr
Bir duygu tortusu
Bir cenin uykusu
Bir Rahîm kuytusu
Sonrası biliyorsun işte
Duâ..
Duâ..
Duâ..
ki başka nen var
dünya denen bulanık
Suda...

4 Eylül 2014 Perşembe

Eylül mü gelmiş?

Eylül gelmiş
Bana hiç söylemeden
Sanki onca hatiramizi unutmuş
Hiç bişey yaşanmamış gibi,
Küs gibi gelmiş
Ne kokusunu yollamis ne rengini haberci
Takvimlerden duydum
Eylül gelmiş

Eylül bak,sana anlatacak bi istanbulum var ellerimde,
Vapurda esen rüzgar
Köpük köpük deniz
Guzellemesi martilarin
Yağmurlu yollarım var..
Kendimi gök gurultusune birakmisligim..
Sen benim unuttuğum yol azığımsın,
Bir iki diye sayamadigim..
Mekanla iklim de değişiyor beni anla..
Sen benim sağalmayan hüznüm
Ergin sokaktaki sararan yapraklarimsin..
Eylül gelmiş
Öyle mevsimsiz
Öyle zamanlı zamansız
Öyle sessiz
Öyle habersiz..
Yanar ateşler dağlarda nar tanem
Ve senin sevgin gönlümde..

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...