Herkes kendi ilmihali ile meşgul olmalı demiştim Mizraksiz İlmihal'i okuduğumda. Öyle ya herkesin bir hali vardı ve bundan en iyi haberdar olan kendi olmalıydı. İnsan kendi ilmine sahip olduğu kadar kuldu. Hali pür melalini, Allah a arzuhal ile memurdu. Öyle ya duası olmasa ne ise yarardı ki insan. Elcevab: Kendini tüketmeye...
من عرف نفسه فقد عرف ربه
Hayatin sırrı olsa gerek . Kendini bilen Rabbini bilir,diyoruz .Ama burda en çok bizi biz edecek olan Allah'ı Rab sıfatıyla bilmek. Rab, yani terbiye eden. Kendini bilen hatasını bilir ,hatasını bilen onu terbiye edene müteşekkir olur. Hayatta başına her geleni, insan/olay/durum/mekan/tat/koku/his her neyse onu "okur " zaten "اقرأ " budur.
Ne demiş koca Yunus ,
İlim ilim bilmektir ,
İlim kendin bilmektir ,
Sen kendin bilmez isen ,
Bu nice okumaktır.
Biz okumayı yanlış anlamış olmalıyız. Kitap okuyoruz, manifesto okuyoruz, aforizma okuyoruz, menkibe okuyoruz, vecize okuyoruz. Hatta hadis ,kuran ve ayet okuyoruz.
Ama nerden?
A) Facebook
B) Instagram
C) Twitter
D) WhatsApp
E) Kaynak kitap
Sosyal medyanın hayatımızda ve ilmihalimizdeki yeri bir yana,insan kendine kör,başkalarına dürbün olmaya meyilli. Paylaşımların kaç tanesini kendi nefsimiz için okuyoruz. Mucize bir kitabın, surenin bütünlüğünden kopardığımız bir ayeti bir başkasına mesaj vermek için kopyalayıp yapistiriyoruz. Böylece insanın en büyük düşmanı, yani kendisi Allah ın yanında bir tahta kurulup etraftaki cümle kusurlu insana " ayar veriyor " Halbuki ne demişti iffetiyle ayetlerde zikredilen güzeller güzeli Yusuf as.
و ما ابرؤ نفسي إن النفس لامارة بالسوء
"Ben nefsimi temize çıkarmıyorum şüphesiz ki nefis kötülüğü emreder. "
Ayetlerin üzerimizdeki etkisi azalıyor. Allah deyince titreyen bir kalbe sahip olma hayalimiz berraklığını yitiriyor.
Ne mi yapalım.
Kalbimizi vurmayan bize ayna olup gözyaşı döktürmeyen ayeti paylaşmayalim.
Gözyaşıyla içe işlenen ayeti zaten fotoğrafa ya da belli bir karakter sayısına sığdırmak zor.
Vesselam..