Her harfin bir sırrı, manası var muhakkak, çıkış yeri , sesi etkisi ...
حاء
Benim için nefes , göğsün tamamını kaplayan bir en ve dipsiz bir derinlikten gelen sıcak rüzgar, alimler gayb aleminden diyor.
" Hak bir gönül vermiş bana
Ha, demeden hayran olur "
حق kelimesi geldi durdu bir denge gibi , bütün zıtlıkların ortasına, kurb ile cenb in , kadın ile erkeğin, dünya ile ahiretin, kendiligimiz ve ötekinin , afakla enfusun merkezine ...
Anlamak için çok yolumuz var, şimdi sezgiler .. Içimde bir rahatlama bu gerilimin ortasina hak gelmesinden,bir korku hakkın kılıç gibi keskinliginden, kurşun gibi hedefini bulmasından,bir emniyet hakkın bizatihi Allah cc olmasından, Allah 'ın rahmetinden ..
Hukuk suresi nisa, der dururken " hak "kelimesini bunca hayretle karşılamak...acizlik , hamd ...
Bir munasiplik anlamı var ki , ufuk .. mafsal boşluğu anlamı var ki, iki şeyi bir arada tutan, yine nisayla eş zamanlı " hamd ve kuşluk namazı " hadisinden ...
Nerelere hak demiş efendimiz derken , teheccüd duasıyla kurşun gibi gelen ,hayatımızın dengesi , onunla her taşın yerini bulduğu, Allah cc zatı, vaadi, sözü, cennet, cehennem, nebiler, efendimiz, saat/kıyamet hak...
Ölüm hak..
Demek nerde karışırsak oraya bu kelimeleri koyacağız, her şey hallolacak ...
Ve kelime tarayarak iz sürelim:
حب:
tane, tohum, hap, çekirdek, hububat, habbe, zerre, asıl, kaynak, menşe, mebde, dane, tahıl, tanecik
Aşk, sevgi , muhabbet
حت:
silerek çıkarmak, kazıyarak çıkarmak، oymak , kazımak , aşındırmak
حث:
yüreklendirmek,teşvik etmek, üstelemek, özendirmek, sevk etmek, cesaretlendirmek, zorlamak, tavsiye etmek
حج:
susturmak,mücadele etmek, yenmek, ikna etmek, inandırmak, yönelmek, hacca gitmek
حد:
kısıtlamak, (mevta için) عَلَى yas tutmak, من elini bağlamak, من tutmak, من mani olmak, من durdurmak, من geri tutmak, من zaptetmek, من yasaklamak, من küçültmek, من ufaltmak, matem tutmak, sınırlamak, من eksiltmek, yas tutmak, hudutlamak, من azaltmak, ağlamak, kuşatmak, üzülmek, hudutlarını çizmek, kederlenmek, hüzünlenmek, karalar giyinmek
حذ:
çabucak kesmek
حر:
Isınmak, sıcak olmak
özgür, hür, azat, özert, saf, katışıksız, (karşı) عَلى samimi, kurtulmuş, müstakil, izin verilmiş,
حز:
Çentmek, yontmak, yarık oluşturmak, ağacın kabuğunu soymak, yiv, acı vermek
حس:
Hissetmek,sezmek, yakınlık duymak, hissetmek, ..dan emin olmak, merhamet hissi beslemek
حش:
tırpan,orak vb ile biçmek, su içindeki bitkileri akışı kolay olsun diye kesmek
حص:
payına düşmek، değerli taştan küçük bir parça
حض:
cesaretlendirmek, teşvik etmek, özendirmek, yöneltmek, kışkırtmak, sevk etmek
حط:
koymak, yerleştirmek, indirmek, boşaltmak, من azaltmak, küçültmek, yatırmak, sermek, aşağı indirmek, alaşağı etmek, yere yıkmak, devirmek, düşürmek
حظ:
şans, talih, baht, pay, felek, kader, takdir, kısmet, ikbal, mukadderat, alın yazısı
حف:
kırpmak, ovarak çıkarmak, kaplamak, parlatmak, tüyü yolmak, sakal vb.ni kısaltmak, ovmak, kabuğunu soymak
حق:
gerçek, hak, doğru, hakikat, layık, doğruluk, makul, hukuk, uygun, gerçeklik, münasip, hakiki, realite, sahi, aslına uygun, pay, yetki, güç, kanuni yetki, eder, adalet, mülkiyet
حك:
kazımak, kaşımak, çitilemek, ovmak, ovalamak, sürtmek, tahriş etmek
حل:
çözmek, من beraat ettirmek, في / عند / ب durmak, ب bulmak, في kalmak, ب başına gelmek, sökmek, في geçici olarak ikamet etmek, ب isabet etmek, tahlil etmek, في beklemek, ب rast gelmek, analiz etmek, في durdurmak, ayrıştırmak, في kapatmak, (partiyi, kuruluşu i) kapatmak, في menetmek, feshetmek, serbest bırakmak, eritmek, gelmek, gevşetmek, erimek. , ulaşmak, açmak, yetişmek, halletmek, varmak, vasıl olmak, başlamak
حم:
Isıtmak
حن:
Halden anlamak duygudaş olmak çok özlemek çok istemek
حو:
Yeşil siyaha dönmek
حي:
yaşamak, devam etmek, hayatta olmak, baki kalmak, sürmek, canlanmak, tecrübe etmek...
Sanki bir yıkım/ yapım çalışması var bütün fiillerde.. Yıkma, hazineyi bulma çalışması..
Sür çıkar agyari dilden taa tecelli ede Hak
Padişah gelmez saraya hane mamur olmadan ...🌱