Gerçi kadın erkek güzellemesiydi canın söylediği,hani kadın ve erkeğin bir mabedin iki sütunu olması meselesi,biraz yakın biraz uzak durarak mabet yükseltme bilinci geliştirmesi...“Hep yan yana olun, ama birbirinize fazla sokulmayın,
Çünkü tapınağı taşıyan sütunlar da ayrıdır,
Zira bir selvi ile bir meşe birbirinin gölgesinde yetişmez.” demek istediğim,Ama bu da iyi geldi...
Çünkü tapınağı taşıyan sütunlar da ayrıdır,
Zira bir selvi ile bir meşe birbirinin gölgesinde yetişmez.” demek istediğim,Ama bu da iyi geldi...
Nasıl huzur içinde ve üzülmeden gidebilirim?
Hayır, ruhum yara almadan bu şehri terketmeliyim..
Duvarlar arasında acı dolu geçen uzun günler,
yalnızlık içinde uzun geceler; kim acıdan ve
yalnızlıktan pişmanlık duymadan buradan kopabilir?
Bu caddelere ruhumdan o kadar çok parça saçtım ki,
özlemimin o kadar çok çocuğu bu tepelerde çıplak dolaştı ki,
sıkıntı ve ıstırap çekmeden onlardan kendimi ayıramam..
Bugün üstümden çıkardığım bir giysi değil,
kendi ellerimle yırttığım derim, kabuğum..
Geride bıraktığım bir düşünce değil,
açlık ve susuzlukla tatlandırılmış bir gönül...
Yine de daha fazla oyalanamam...
Herşeyi kendine çeken deniz beni de çağırıyor;
yola çıkmalıyım...
Çünkü kalmak, saatler geceyle yanarken,
donmak, kristalleşmek ve bir kalıba dökülmek demek...
Buradaki herşeyi memnuniyetle yanıma alırdım, ama nasıl?
Bir ses, dili ve ona kanat olan dudakları taşıyamaz.
Boşluğu yalnız başına aramalı...
Ve kartal, tek başına,
yuvasını taşımadan Güneş'e uçmalı.
Hayır, ruhum yara almadan bu şehri terketmeliyim..
Duvarlar arasında acı dolu geçen uzun günler,
yalnızlık içinde uzun geceler; kim acıdan ve
yalnızlıktan pişmanlık duymadan buradan kopabilir?
Bu caddelere ruhumdan o kadar çok parça saçtım ki,
özlemimin o kadar çok çocuğu bu tepelerde çıplak dolaştı ki,
sıkıntı ve ıstırap çekmeden onlardan kendimi ayıramam..
Bugün üstümden çıkardığım bir giysi değil,
kendi ellerimle yırttığım derim, kabuğum..
Geride bıraktığım bir düşünce değil,
açlık ve susuzlukla tatlandırılmış bir gönül...
Yine de daha fazla oyalanamam...
Herşeyi kendine çeken deniz beni de çağırıyor;
yola çıkmalıyım...
Çünkü kalmak, saatler geceyle yanarken,
donmak, kristalleşmek ve bir kalıba dökülmek demek...
Buradaki herşeyi memnuniyetle yanıma alırdım, ama nasıl?
Bir ses, dili ve ona kanat olan dudakları taşıyamaz.
Boşluğu yalnız başına aramalı...
Ve kartal, tek başına,
yuvasını taşımadan Güneş'e uçmalı.
insanın, çıkış yolu ararken başvuracağı ilk metod “gitmeler” olacaktır. Bazen bilinçli bazen bilinçsiz gerçekleşen gitmeler.Kişideki
YanıtlaSil‘gitmeler’ ekseriyetle psikolojik olmakla birlikte fiziki gitmelere de dönüşebilir. Çünkü bazı durumlarda fiziki olarak gitmediğiniz takdirde ruhen gidemezsiniz. Hicret etmeniz şart olmuştur artık Şeriati’nin dediği gibi. Çünkü “öz” yurdunuzu buldunuz ve aidiyetiniz perçinlenmelidir. Bu aşamadan itibaren önce insanlardan, sonra bulunulan ortamdan ve en mühimi kendisinden asıl ‘ev’ ine hicret eden kişi, gerçek huzur, mutluluk ve varoluşun anlamını bulacaktır. Kendini gerçekleştirmeye başlayan birey artık, asıl “ben buyum”u diyebilir ve varlığının özünü,gerçek kimliğini, “ben”ini o vakit keşfetmiş olur.
(biryerlerde okudum bunları,yazını da okuyunca bu dizeler sana gelsin...:)))
ben de dün 'gitmeyi' düşünmüştüm......gidince herşey hallolacakmış gibi..Ama bugün iyiyim,burdayım Allah merkeze ruhla gitmeyi nasip etsin...
YanıtlaSilbende geceden beri 'gitmeyi'düşünüyordum...
YanıtlaSilama dediğin gibi çare gitmekte değil
kalıp inşaa etmekte...