ve kelimeler....kelimeler, seni istediğin şeyi aramaya teşvik etmeleri açısından yararlıdırlar ancak aradığını kelimelerle bulamazsın. Eğer bulabilseydin, bu kadar çabaya ve nefs mücadelesine gerek kalmazdı...

21 Eylül 2013 Cumartesi

Eylül

Bu yıl Eylülü görmedim ben.Kocaman,koskocaman sarı bir yaprak gördüm kocaman yemyeşil arkadaşlarinin yanindan öyle hicbisey yokmuş gibi, sanki ayrılık, hazan , huzun vakti, sanki eylül gelmemis de o öyle , narince kendi ihtiyari ile  agacinin gölgesinde bir ikindi sonrası golgelenmeye inmiş gibi..O na dokundum.Elime aldım. Eylül un tek sahidi sen misin dedim. Eylül bana döndü. Görüp göreceğin bu dedi..Al kabul et..Üstünde durmadim.Gordugum bana yetmiş de isim bitmiş, eylulu icime cekmis de kar altinda beklemeye hazir bir tohummusum gibi topragima cekildim.Yürüdüm..
Eylül gelemez öyle kendisinden umursamazca çekip gidilmesine, aşkı almış heybesine bir yaprakla güz getirir mi gönüle ,bir lavanta tarlası çıkardı önüme..bakti ki siradanlik maskem yüzümde, değecek ille koklayisima bakisima duyusuma acıma serinime..Umutlu mor,toprakla ten arasinda asili kalmis yesil kuru,eski zaman kokulu, huzun tebessümlu,ılık, kocaman bir seydin bu yil Eylül, icinde..
Kızma! Gecen yil böyle miydin deme.Gecen yıl seni bin bir yaprakta cektim içime..herbirinin kokusu hisirtisi hikayesi ayriydi, dinledim tek tek.Kac balkondan supurdum seni etegime, kac cocuk parkindan sürüdüm elin elimde..Guvercinler vardı. Bence onlar senin gerdanligindi. Gözlerinde bugu, suda bir beyaz Kuğu, ağzımda hasretinden bir ağu vardı. Ayva vardi nar vardı. Gülmek ağlamak vardı. Sepetimde nar vardı. İçimde har vardı. Uzaklarda yar vardı.Eski bir kayahan sarkisi bile vardi. Eylül sen hepsinin bahanesi misin?
Niye böyle dogrucu başı oldun deme!33ume geldim.Aglamamayi 30umda öğrendim diye hayiflanirdi annem.Annemi ağlıyor buldum. Icini dagliyor buldum. Kalbini bundan sağlıyor buldum.
İşte yine geldin..Daha gitmedim dedin degil mi?Dönüyor kuşlar, dönüyor kuslar.

Yanar ateşler daglarda nar tanem
Ve senin sevgin gönlümde..

Ey eylül
demem o ki
ben sana
Ta Uzaklardan
Yaprak dökülmeyen ağaçlardan
Dağ başı yalnizliklarimdan
Toprak altı umutlarimdan
40 derece sıcaklıktan
Tutunmusum..
Sana dokunmuş,
Sana baska bir bakisla bakmis,
Seni koklamis, hissetmisim, tatmisim..
Bu yil seni görünce
Haşa summe haşa
leylaya
sen de kimsin
diyen mecnuna
donmeyeyim mi..
Sevinmeyeyim mi?
Bu benim icin,suyun kaldirma kuvvetinin bulunmasindan, yer çekimi kanunundan, camasir makinesinin icadindan bile önemli anlamiyor musun...Bu demek ki hasretken insan vuslattakinden de çok nasiplenebilir.Eee tabi ne var bunda deme! Bilmislik yapma, eylullere bilmislik yakışmaz, başını hafifce önüne egmek yakışır. Bir şey daha var bildiğim, buna da bir diyecegin varsa söyle,

Yarin yanında vuslat yok
Yakinlastikca çoğalıyor hasret
Suyun yanında yasasan
Susamaz mısın
Burda böyle
Silaya gittikçe gurbet...
Yani tahtin sallanmaz amma napayim,Aylardan zilkade..
Sehirlerden Medine..
Serde sonbahar baki,
Lakin mevsim beşincide..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...