Biraz yalnız bıraktılar beni. Önce sızlayan bir yara gibiydim, bir rukyeyle sarmalayıp bıraktılar beni. Kabuk bağladım, koparıp kendimi kanadım, yeniden açtım içimi Rabbime , dedim Rabbim seni bulmak için kanayan bir yarayım ben. İçimi dışımı iyi edecek sensin, sahibim sen..
Düşünmekten akıl, üzülmekten kalp bitap düşünce mi kabul.. Kabul, قبل bu kadar mı zor kıblesini bulmak ruhun, öpmek, kavuşmak, sözsüz muhabbet.. Bunca yıl yürümenin sonu sarılıp öpmek olsa öyle bir kabulle kabul etmek kendini, Rab olarak seni..
Kapına geldim. Bir daha kapına. Bir kapına daha. Buna kabul kapısı dedim. Sen de beni kabul et nolur, hatalarımla geldim günahlarımla, cahilliğimle, hemen unutuvermemle geldim, örtüver beni, açma içimden ne çıkar bilmiyorum ben.. Kendimi bütün sahiciliğimle öylece kabul ettim, affettim, belki sen de beni böyle seversin diye.. kendimi olmak istediğim kişi,olmak istemediğim kişi, başka hiç bir şey sanmadan öylece kabul edince, beni kapına kabul edersin diye…
Ben yine de olabileceğimin iyisi olmak üzere, ben yine yolda, içimde senin rızkın saf sevgiyle, yarışmadan , acelesiz, kıyassız, sessizce yürüyorum, önümde içimde damarlarımda en güzel örnekle..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder