Söz namustur dediler bize hep.Havada kaldı her seferinde.Sözüm namusumdur diye bir nara duymadık,naralar toplumundaki bizler.Anlamadık namusun tam olarak ne olduğunu.Ortak toplumsal bir algıyla baktık namus sözüne.Kadın erkek ilişkisinin kollanmasıydı namus,hatta sadece kadın açısından kollanması,kadın için kendini korumak,erkek için kadınını korumaktı fahşadan,kendini bile değil...
Oysa düşüncenin bir namusu vardı,bakışın bir namusu,kelimelerin duyguların,beynin ve kalbin ve hatta midenin,hatta her şeyin..Ama en çok verilmiş bir sözün...Verilmiş bir söz,namus üstü namustu...Yalan söylemek zaten kötüydü,ama doğru söyleyeceğine söz verdikten sonra yalan söylemek katlayandı suçu.Harama bakmak kötüydü zaten ama evli birinin,birine hayatının biriciği olacağına söz vermiş birinin, bakışını bir başkasına çevirmesi çok daha kötü..Namus hak demek aynı zamanda demek..
Düşüncenin bir namusu vardı ve düşüncenin hissin giydiği kelimelerin,sözlerin de..Ruhu yükselmiş insan alçak yerlerin sözlerini giydiremezdi,hislerine düşüncelerine.Değişirdi dünyanın düzeni bir tek sözün etkisiyle.Kelebek etkisinden kuvvetli,fırtınadan tesirliydi söz.İnsanlara güzel söz söyleyin diyen Rab,her gece düşümüze koyduğu senaryonun da hayra yorulmasını isterdi,kadere de hüsnü zan beslenmesini.Bu müthiş bir hayat güzellemesi...İnsan hayatının namusu vardı,özeldi,mahremdi ve korunmalıydı,kendi kendinin kötüye akan sözlerinden bile...Belki de namus adab başlı başına...
Kul olmanın da var bir namusu elbet.Elest bezminde verilmiş en büyük söz var,fıtrat var,kitap var,biat var,tevbe var,misak var.Söz üstü söz var Allah la kul arasında.Sürekli bozsa da sözünü kul,hep affeden,yeniden taptaze ömür yaratan bir Allah var karşısında...
Bakara yardıkça kalbimizin toprağını ve İsrailoğulları nın bozdukları ahidler çıktıkça toprağın üstüne,kendimizin daha çok farkına vardık.Kaygan zeminlerimizin,killi,taşlaşmış ve yer yer verimli yerlerimizin.
Kaç şey geçti insanın başından.Ne mucizeler gördü.Ve yine döndü.Ve yine,hani sizden bir söz almıştık dedi,Rab,biricik ve muazzam terbiyeci,on emir geldi ardından.Hani efendimizin,gelin sizinle ortak şu on emirde buluşalım dediği..
“Bir zamanlar biz İsrâiloğulları'ndan, "Yalnız Allah'a kulluk edeceksiniz; ana-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz. İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekâtı verin" diyerek söz almıştık. Sonra, içinizden küçük bir kesim dışında, sözünüzden döndünüz; hâlâ da sırt çevirmektesiniz. Vaktiyle sizden, birbirinizin kanlanın dökmeyeceğinize, birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayacağınıza dair de söz almıştık. Siz de kabullene geldiniz. Hâlâ da (buna) şahitlik ediyorsunuz." (Bakara Suresi, 2/83, 84)
1-Yalnızca Allah a kulluk...
2-Anne babaya ihsan..
3-Yakınlara iyilik..
4-Yetimlere iyilik..
5-Yoksullara iyilik..
6-İnsanlara güzel söz söylemek..
7-Namaz kılmak..
8-Zekatı varmek..
9-Kan dökmemek..
10-Birbirini yurdundan çıkarmamak..
İlki kulluk,Allah a has bir kölelik,kurtulmak bütün esaretlerden.En temeli tüm problem çözümlerinin.Köle olduğunu bir kabul edebilse insan..Kurtulsa değersiz şeylere kölelikten..Farketse kendi putlarını herkes,gününü neye tahsis ettiğini,en çok neyi düşündüğünü,ve niçin düşündüğünü.Günlük hayatın koşturmacasını,olmazsa olmazını,yemeğini, uykusunu,giydiğini,eşini çocuğunu,işini kariyerini kendine put yaptığını..
Allah a kulluktan hemen sonra anne babaya ihsanın gelmesi hikmetli..İnsanın aktığı yönün tersi anne babaya iyilik.Yokuş çıkmak gibi,nefis dünyaya akarken Allah ı görüyor-muş-çasına kulluk etmek gibi.Çocuğuna bakmaya akıyor insanın ağır yönü yetişkin olunca,yuvasına, kendi hayatına odaklanıyor.Çok ecirli,kıymetli olsa da çocuğunu büyütmek,yuvayı huzurla kurmak ve korumak,şu on emir içinde ve dahi diğer ayetlerde''Çocuklarınıza iyi bakın,onların geleceği için yatırım yapın.''denmiyor.Onların rızıklarından endişe etmeyin diyor,çocuklarımızın sahibi Allah,akmadığımız yeri sağlamlıyor.Anne babayı,yetimi,garibi,fukarayı yanımıza koyuyor,barış yurdu bir vatan tarif ediyor.
Oysa billboardlarda görünen aile tarifi empoze edilkiyor bize.Uzun boylu mümkünse sarışın,ya da uzun siyah saçlarını yeşil doğa fonuna uzatmış,bakımlı genç anne,mankenliği elden bırakmayan tarz sahibi bir baba,bir kız bir erkek çocuk.Asla daha fazla değil.Başkasına yer yok hayatımızda,anne babalar nerde,hangi programın arasına sıkıştırılmış durumda,yoksa sadece çocuk bakıcısı olarak mı dahiller hayatımıza..Benim ,eşimin,çocuğumun programından önemli gördüğüm bir anne baba rızası programı var mı hayatımda.Anne baba,Rabbin,kendinden sonra itaat edin diye zikrettiği,hakkından bahsettiği,sadece burada değil,bir çok ayette böyle.Hz.Yahya,Kur an da 'annesine karşı zorba olmayan'olmakla tanınıyor ve selam ediliyor,İsmail ise babasına halim itaatkar bir evlat olarak hibe ediliyor..
Ana babaya iyiliği emretmekle Rab insanda 'vefa'yı tamir etmek istiyor belki.Nisyana düşmesi an meselesi olan insanın en büyük handikapı vefayı.Tam tersi olan nankörlüğün insanı Rabbine kulluktan alıkoyduğu vefa..Düzelmeyecek kulluğumuz,üzerimizdeki maddi manevi emeği görüp,dualarımızda zikretmeden.Açılmayacak şükür hissi,vefa duygusu gelişmeden.Anne babasına vefasız evlat,Rabbine nankör bir kul olmaktan kurtulamayacak.Evlat olma namusunu kurtaran kulluğa yaklaşacak.Ana baba çocuk ilişkisiyle,Rab kul ilişkisini anlayacak insan...Kurtulacak vefa hissinin verdiği emek ve şükürle,sömürmekten nimetini.Üretmeye başlayacak kendi.Ruhunu ve bedenini kurtaracak bir başkasının ya da şeyin varlığıyla beslenmekten.Verme varoluş konumuna geçecek,yükselecek,vazgeçecek sadece alma psikolojisinden...Kul olacak insan..Hizmet edecek,manasına uygun olarak kulluğun.
Hizmet edecek ama kime?Su üstüne düşmüş bir damla gibi en yakın dairelerinden başlayacak hizmete kul.Akraba,yakın olanlar,ana babadan hemen sonra zikredilen.Gariplere yakın olacak,kalbi kırıklarla beraberim diyen Rabbini arayacak,akrabaya iyilikle kurbiyeti artacak.Su üstündeki bu damla,Allah ın rengiyle boyanacak,belki bıraktığı iz eser olacak,sanatkarının elinde,ebru gibi..Bu yakınlıkla nazarı değişecek aleme belli,yetimin velisi,yoksulun hamisi olacak.Üzerindeki her nimette onların hakkı olacak.Rab merhametiyle bakınca aleme,içte sulh,dışta sulh olacak.Hayatı namaz odaklı,her neyi varsa,yetenek,bilgi,mal,emek verişe yükselecek,zekatla temizlenecek.Artık dilinden güzel sözler dökülecek,kan dökülmeyecek sözlerden.Yürekten damlayan kanlar duracak,bitecek yürek sürgünleri,başlayacak gönül hicretleri...
Ahdine sadık kalacak kul,tevbesine,acziyetine binaen biatı daim tazelenecek,ne yapsa tam olmayacak,Rabbinden tamamlanmasını isteyecek....Sözü söz olacak kulun,özü öz..Sözün namusu var,kul olmanın da..Namus kadehini kırıp namus öğreten,ya da namus kadehinden her gece gizli gizli şerbetler sunan kulların himmetiyle...Kul olma duasıyla,niyetiyle...