ve kelimeler....kelimeler, seni istediğin şeyi aramaya teşvik etmeleri açısından yararlıdırlar ancak aradığını kelimelerle bulamazsın. Eğer bulabilseydin, bu kadar çabaya ve nefs mücadelesine gerek kalmazdı...

27 Kasım 2011 Pazar

Bugün bu iyi gitti

Seni seviyorum
Ama deli gibi değil
Gayet aklı başında olarak seviyorum seni...

Sabahattin Ali

20 Kasım 2011 Pazar

Kelimeler kelimeler...

       



          Aşk başlı başına sabır olabilir mi,O' na 'hüve hüve' kavuşmak çok zor olduğuna göre,aşık uzağa alışkın,sevgili her şeyden aşkın olduğuna göre...Sabır bir dağın başına çıkıp yapayalnız oturmaksa,aşık bir dağbaşı yalnızlığı yaşayan değil mi?Çöllerde susuz bekleyen,suyu içinde gizleyen kaktüsün ismi 'sabur' ise,aşık sabur değil mi?Bir kabın içini doldurup ağzını kapatmaksa sabır,lügatlarda yazdığı gibi,içi dolup dolup taşan aşık sabırlı değil mi?

          Şimdi bir dağ başı yalnızlığı düşsün hayalimize,bir türkü ezgisi seslendiriyor,tüm hislerin tasdik ettiğini;

Telli turnam sökün gelir,
İnci mercan yükün gelir,
Elvan elvan kokun gelir,
Yar oturmuş yele karşı....


           Gök sonsuz bir kubbe üstümüzde,turnalar ümidimiz...Deniz içimiz,göğe inat... İnci mercan, birikmişliklerimiz....Ve bir koku sarar etrafımızı,ille rüzgarla taşınan ve ruhumuzu saran,ve sevgilinin ruhundan buram buram yayılan ille,Allah tan insana akan,insandan insana...Mutlu eden hem,barındıran...Koku,rüzgar ve ruh...Arapçasıyla,rıyh,rayiha ve ruh...Aynı kökten...Naif,hafif,zarif,aşka dair....Ortamı değiştiriveren kudretli,kuvvetli,müthiş,aşka dair...

           Şimdi elvan elvan kokuya ,O'nun nefesi olan rüzgarlara ,ve üflemiş olduğu Ruh a hayran olan,bu gaib izler etrafında O'nu arayıp duran,ve ruhunu teslim edene kadar sabreden değil midir aşık?

            Ve biz modern zamanların dağ başı yalnızları,biz, izleri aramakla mükellef değil miyiz?İçimize düşen izleri belki google dan bularak dua etmeye sarılmaktan,belki niyet edip bir kapıda öylece durmaktan,içerden gelen kokuyu içimize çekmekten başka çaremiz var mı?

18 Kasım 2011 Cuma

Misafir

      Hayatımda hilallerin ayrı bir yeri var,bu kesin.Başlangıçlar ve sonuçlarla,iki sivri ucu gibi hilalin ,gönle batan ama narin,incitmeyen,öğreten,hep yeni kararlar aldıran,başlatan,bir türlü bitmeyeni sonlandırıp ferahlatan...
      İnsan,manası alemin..En güzeli insan güzeli,insana değer katan ise çözmek insanda alemi....Hilal bir dua etmiş,duasına icabet edilmiş,nasibimiz miymiş Suna Anne yi tanımak,gelmiş,bir bayram sonrası,müthiş manzaralar ve zikir sesleri eşliğinde misafirimiz olmuş,bize soluklanmak düşmüş....



                                                                 YANAR BİR KUL


“Kad semi’allahu….” diye başlayan mücadile suresinin giriş kısmını ayrı severim. “Allah kulunu işitti….” Öyle yakın… Öyle yalın… Yakınlık kesbetmeyi murat ederim.

Bayramın birinci gecesi yola çıktık. Günler öncesinden gönlüme düşen dua… Dua nasip işi. Öğretilen çoğu zaman. Ben böyle dua etmeyi bilmezdim ki…

Korkuyorum nefsimden; bayramı tatile dönüştürmekten. Yola çıkmaktan da geri kalası değil gönül. O sıkışmışlıkta çıkıp geldi dua; “Allahım, Çıralı’da güzel bir kulunla tanıştır. Sevdiğin bir kulunla bayramlaştır…” Yanarak istiyorum nasıl…

Her şey güzel… Ama en güzeli, insanın güzeli… Salkım saçak nar dalları altında okuyup mütalaa ettiğimiz kitaplar… İçinde kaybolduğumuz mandalina, limon, portakal bahçeleri… Yeşilin ortasında kaybolmuş ahşap evlerin serin gölgesi… Ayın ondördünün denize ettikleri… Gecenin perde perde incelişi, ayın pırıl pırıl dökülüşü… Bir koyun koynunda ah! denizin bize ettikleri… Bir dans ahengi… Bir musiki zevki… Nereye baksak “Subhanallah”… Hangisine kulak versek “Subhanallah”. Ne nefes dayandı… Ne dizde derman kaldı… Bir “Subhannallah” düştü cana, Can da yandı…

En güzeli, insanın güzeli. Kabristanın yanında gördük onu. Usulca yürüyerek geliyordu. Ardında, sağında solunda melekler yürüyordu… Her adımı tesbih, her hali dua bir kul yürür de melekler yol olmaz mı. Köşede karşıladı bizi, eline sarıldık, teklifsiz. Boynuna sonra, bayramlaştık. İnsan… manası alemin.

“Rabbim, koruyucu meleklerini, şifa meleklerini, rızık meleklerini yanımızdan ayırma.” Duası, diline ne de yakışıyordu. Hani baharda baştan ayağa çiçeğe durmuş dalları olur; kiraz ağacının, şeftalinin, erguvanın. Neden bilmem onları andırıyordu. Duaya durmuş ağaç gibiydi. Avokado ağaçlarının koyu büyük gölgesinde kiraz çiçeklerini andırıyordu. Oralı değildi. Ama oraya yakışıyordu.

Güzelliği, haleler hüzün… Hassas bir gönlün, rakik bir kalbin azığıdır. Yeis değil fakat hüzün. Bir ömrün hüznünü nereye sığdırır insan. Rabbiyle konuşmazsa; O’na söylemezse, O’nu söylemezse…

“De ki unuttun mu, unutmadım unutmadım ama O’na kulluk edemedim, kulluk edemedim…” bir ömür yangını sözler… Gecikmişliğine yanan, o yangın ışığında hayatını sorgulayan, temizleyen, temizlenen… Kulluk bu yanıştan başka ne ki…

“Güzel Allahım” diye başlayan cümleler “ya Rasülullah” ile bitiyor, muhabbet tamamlanıyordu.

Ne kızgındı ne sitemkar. Bir tatlı yanıştı hali. O’nsuz geçen yılların yalnızlığı…

Dilinden ne çıksa gönle muhabbet düşüyordu. Acı tatlı onca hatıra… Ömür sandığı açılınca etrafa dağılıyordu. Söz uçuyor, muhabbet kalıyordu.

Beş yıl olmuştu geleli ve yetmiş dört yaşındaydı. Uzunca bir sükutun ardından ilk kez konuşuyor gibiydi. Belli ki o da Rabbinden sözünü emanet edecek kullar dilemişti.

Suna anne, bir İstanbul hanımefendisi. Yeri incitmeden yürüyen, sözü incitmeden söyleyen asaletten geliyor. Ağaçla, kediyle, horozla ve eşya ile konuşabilen engin bir gönül o. Kimle konuşursa konuşsun Leylasını söyleyen aşık o. Yalnız Rabbine söylesin diye sözünü, kalabalıkların içinden tenhaya çekilen kul o. Hayatı, vakti, anı niyaz makamına taşıyan o.

Hamd O’na mahsustur. O ki, dualarımızı yan yana, bizi karşı karşıya getiren, kulunu işiten, duaya icabet eden, kalplerde muhabbet halk eden, seven, sevdiren…

Hilal Söylemez

5 Kasım 2011 Cumartesi

Tarifsiz....

Anlatsam anlatamam,sözsüzlüğün güzelliği.....
sevgili,ey sevgili,en sevgili,uzatma dünya sürgünümü....

Bilmiyordum,bugün duydum,bildiğim tüm şarkıların ezberden silinip,zihnime Errahmanın,velfecrin ve leyalin aşrın ve bu parçanın anlamının nakşolmasını ne kadar isterdim.......
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...