ve kelimeler....kelimeler, seni istediğin şeyi aramaya teşvik etmeleri açısından yararlıdırlar ancak aradığını kelimelerle bulamazsın. Eğer bulabilseydin, bu kadar çabaya ve nefs mücadelesine gerek kalmazdı...

18 Kasım 2011 Cuma

Misafir

      Hayatımda hilallerin ayrı bir yeri var,bu kesin.Başlangıçlar ve sonuçlarla,iki sivri ucu gibi hilalin ,gönle batan ama narin,incitmeyen,öğreten,hep yeni kararlar aldıran,başlatan,bir türlü bitmeyeni sonlandırıp ferahlatan...
      İnsan,manası alemin..En güzeli insan güzeli,insana değer katan ise çözmek insanda alemi....Hilal bir dua etmiş,duasına icabet edilmiş,nasibimiz miymiş Suna Anne yi tanımak,gelmiş,bir bayram sonrası,müthiş manzaralar ve zikir sesleri eşliğinde misafirimiz olmuş,bize soluklanmak düşmüş....



                                                                 YANAR BİR KUL


“Kad semi’allahu….” diye başlayan mücadile suresinin giriş kısmını ayrı severim. “Allah kulunu işitti….” Öyle yakın… Öyle yalın… Yakınlık kesbetmeyi murat ederim.

Bayramın birinci gecesi yola çıktık. Günler öncesinden gönlüme düşen dua… Dua nasip işi. Öğretilen çoğu zaman. Ben böyle dua etmeyi bilmezdim ki…

Korkuyorum nefsimden; bayramı tatile dönüştürmekten. Yola çıkmaktan da geri kalası değil gönül. O sıkışmışlıkta çıkıp geldi dua; “Allahım, Çıralı’da güzel bir kulunla tanıştır. Sevdiğin bir kulunla bayramlaştır…” Yanarak istiyorum nasıl…

Her şey güzel… Ama en güzeli, insanın güzeli… Salkım saçak nar dalları altında okuyup mütalaa ettiğimiz kitaplar… İçinde kaybolduğumuz mandalina, limon, portakal bahçeleri… Yeşilin ortasında kaybolmuş ahşap evlerin serin gölgesi… Ayın ondördünün denize ettikleri… Gecenin perde perde incelişi, ayın pırıl pırıl dökülüşü… Bir koyun koynunda ah! denizin bize ettikleri… Bir dans ahengi… Bir musiki zevki… Nereye baksak “Subhanallah”… Hangisine kulak versek “Subhanallah”. Ne nefes dayandı… Ne dizde derman kaldı… Bir “Subhannallah” düştü cana, Can da yandı…

En güzeli, insanın güzeli. Kabristanın yanında gördük onu. Usulca yürüyerek geliyordu. Ardında, sağında solunda melekler yürüyordu… Her adımı tesbih, her hali dua bir kul yürür de melekler yol olmaz mı. Köşede karşıladı bizi, eline sarıldık, teklifsiz. Boynuna sonra, bayramlaştık. İnsan… manası alemin.

“Rabbim, koruyucu meleklerini, şifa meleklerini, rızık meleklerini yanımızdan ayırma.” Duası, diline ne de yakışıyordu. Hani baharda baştan ayağa çiçeğe durmuş dalları olur; kiraz ağacının, şeftalinin, erguvanın. Neden bilmem onları andırıyordu. Duaya durmuş ağaç gibiydi. Avokado ağaçlarının koyu büyük gölgesinde kiraz çiçeklerini andırıyordu. Oralı değildi. Ama oraya yakışıyordu.

Güzelliği, haleler hüzün… Hassas bir gönlün, rakik bir kalbin azığıdır. Yeis değil fakat hüzün. Bir ömrün hüznünü nereye sığdırır insan. Rabbiyle konuşmazsa; O’na söylemezse, O’nu söylemezse…

“De ki unuttun mu, unutmadım unutmadım ama O’na kulluk edemedim, kulluk edemedim…” bir ömür yangını sözler… Gecikmişliğine yanan, o yangın ışığında hayatını sorgulayan, temizleyen, temizlenen… Kulluk bu yanıştan başka ne ki…

“Güzel Allahım” diye başlayan cümleler “ya Rasülullah” ile bitiyor, muhabbet tamamlanıyordu.

Ne kızgındı ne sitemkar. Bir tatlı yanıştı hali. O’nsuz geçen yılların yalnızlığı…

Dilinden ne çıksa gönle muhabbet düşüyordu. Acı tatlı onca hatıra… Ömür sandığı açılınca etrafa dağılıyordu. Söz uçuyor, muhabbet kalıyordu.

Beş yıl olmuştu geleli ve yetmiş dört yaşındaydı. Uzunca bir sükutun ardından ilk kez konuşuyor gibiydi. Belli ki o da Rabbinden sözünü emanet edecek kullar dilemişti.

Suna anne, bir İstanbul hanımefendisi. Yeri incitmeden yürüyen, sözü incitmeden söyleyen asaletten geliyor. Ağaçla, kediyle, horozla ve eşya ile konuşabilen engin bir gönül o. Kimle konuşursa konuşsun Leylasını söyleyen aşık o. Yalnız Rabbine söylesin diye sözünü, kalabalıkların içinden tenhaya çekilen kul o. Hayatı, vakti, anı niyaz makamına taşıyan o.

Hamd O’na mahsustur. O ki, dualarımızı yan yana, bizi karşı karşıya getiren, kulunu işiten, duaya icabet eden, kalplerde muhabbet halk eden, seven, sevdiren…

Hilal Söylemez

9 yorum:

  1. böyle insanlara kavuşmak ve onlarla değişmek hep mümkün olur inşaallah

    YanıtlaSil
  2. hilal;gönle batan ama narin,incitmeyen,öğreten,hep yeni kararlar aldıran,başlatan,bir türlü bitmeyeni sonlandırıp ferahlatan...hilal için söylenebilecek en manidar,en güzel tanımlama.bu hafta hilalle bir yolculuk nasip oldu hamdolsun ve yolun sonuna geldiğimizde aynı tarif ettiğin hallerde bıraktı beni.birde yanık gönülden içten hamd duasıyla,buldurana,tanıştırana,gönle muhabbet düşürene hamdolsun...hepinizi...

    YanıtlaSil
  3. Maşaallah! dün Hilal seni o kadar düşündüm ki, aradım, taradım, ulaşamadım; bugun yazınla buluştuk:) adını en son okuyunca bi garip oldum, sevindim, mutlu oldum. ki dün ulaşsaydım sana yazılarınla ilgili bişeyler soracaktım, tak diye karşıma çıktı! Allah ne büyük! aracı olana da tesekkurler, Allah cumlemizden razı olsun... hepinizi seviyorum inşaallah!

    YanıtlaSil
  4. Boyle insan lar var miymis hala bu dunyada?
    Ne guzel..
    Size bir yorum gondermistim..su ustune yazi yazmak kitabini okudugumdan,ozamanlar cok etkilendigimden,ama malesef bendeki eksikliklerden kaynaklaniyor olmali ki,kapilar acmadigindan bahsetmemistm..ve biraz icimi dokmustum..sanirim yayinlanmadi..
    Birde sunu sormustum,mesneviyi kendi basinizami okumaya basladini,bir bilenin okumalarina mi katildiniz?
    İstanbulda fatih citlak beyin okumalari varmis sanirim..
    Var mi sizin bildiginiz baska bir isim..yer?
    Yardimci olursaniz sevinirim

    YanıtlaSil
  5. Tuba,daha önce öyle bir yorumunuzu almadım.Mesnevi okumaya bir grupla başladım,edebiyat ve Kuran Hocalarından oluşan küçük bir grupla,ama sonra yalnız devam ettim,ihtiyaca binaen,başbaşa,öyle tavsiye ederim,derdinizin dermanını arayın mesnevide ve şerhli okumaya çalışın,mesnevi bir derya,biz parmaklarımızla tatmaya çalışıyoruz yalnızca....
    cnfc,biz de seni seviyoruz inşallah..
    Pınar,elhamdülillah,ayrıca nereye gittiniz bakiiim:)

    YanıtlaSil
  6. Her şey güzel… Ama en güzeli, insanın güzeli...
    Hocam, bana sizinle tanışmayı,size yakın olabilmeyi,sizinle aynı ortamda bulunup göz göze gelebilmeyi,dilinizden dökülen muazzam cümleleri duymayı nasip eden Rabbim'e SONSUZ ŞÜKÜRLER olsun...
    sizi ilk tanıdıgım günden beri beni bambaşka bir aleme sürüklediniz. GÖZLERİM var fakat SADECE BAKIYORLARMIŞTI...!Bana görmenin,sevmenin,düşünmenin,okumanın, ve en önemlisi KUL OLMANIN ne oldugunu veya nasıl olacagını anlama yolunda bambaşka ve muhteşem bir yön cizdiniz...

    RABBİM SİZDEN RAZI OLSUN... VE bana sizinle daha güzel ortamlarda beraber olmayı, anlattıklarınızı hakkıyla anlayıp yaşamayı nasip etsin... Sizi cok seviyorum Hocam(((Güzell İnsan)))

    YanıtlaSil
  7. Bir soru daha sorayim o zaman..mesneviyi,manzum mu tercih ediyorsunuz nesir mi? Manzum alip okumaya baslamistim..ama bende bekledigim etkiyi birakmadi..daha acikcasi,anlamadim sanirim:)sonra konuya vakif bir arkadas nesir tercumesini tavsiye etti..katilir misiniz?

    YanıtlaSil
  8. Tuba,ben manzum okumadım hiç,bir dil başka bir dile aynı şekilde çevrilemiyor zaten..
    Yasemin Bostan,hilali yazılarını paylaşması için ikna etmeliyiz değil mi:)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...