Yollar neye göre yapılır acaba..İçimde yine uzun yollar gitmek var..Ama dün bir tuhaf,olur ya bazen yol kıvrılsın istenir,ya da dümdüz akıp gitsin,ya da daire çizsin,içerde bir karşılığı var..Bu sefer farklı içim bir uçurumun tam kenarında durasım var..Yol..Hayat..Bir yol neye göre yapılır sahi...Taif yolu efendimizin yürüdüğü iz üzere yapılmış..Bir yanı dönüyor,uçurumun kenarından..Yürümek bizde anlamını kaybetmiş..Yürümekle beraber,ipekten ayaklar,taş ve kan da anlamını kaybetmiş.Galiba biz anlamı kaybetmişiz..Efendimiz için ''taşlandığı yer'' ifadesini bunca rahat kullanışımız ondan..Bir yer..Taştan..Sığındığı efendimizin mağaraya benzer bir yer...Ne çok ihtiyacım var bir mağaraya...Yakılmış içi,simsiyah,yangın yeri her yer,nar...
Ağaçlar...Kara dut,incir ve nar..Altından geçerek dallarının girdiğimiz bahçe,Addas ın elleri nerde?Ninova nerde,Yunus un ve tüm peygamber kıssalarının yadigari,dudağın duası besmele..Nar..Üzüm..Teselli..Teslim olan biri..Bunca acının sonrasına bir tebessüm..Dağlar meleğini gördüğü için mi bölük pörçük yarılmış bu dağlar..Mekke nin dağları yekpare,bunlar çakıl taşları gibi..Haşyetinden mi un ufak oldular Ya Rabbi,efendimizin hüznünden mi...
Canım toprak istiyor ne zamandan beri,bahçeden bir parmak tozu nasibim,elime değen nar çiçekleri..renk ve tat,kırmızı ve acı..Hepsi yerli yerinde..Ardından piknik..Dünyada olmak zor..Roller karmaşık,nefis bukalemun gibi bir şey..Yollarda arabaların üstüne atlayan maymunlar..Hayvanat bahçesi..Ağla,araba liseli kız servisi,şöför küçük haylaz kardeş gibi,ağlamamak için gül..Nerde içindeki değerli yük,ara ara toparla..ağla,kaybet rollerini,gidemedin ya Kabe ye bir duvarı çevir madalyonun öbür yüzü gibi mültezeme,koy kollarını başını,şikayet et kendini,sahibine...
Her şehirden Mekke ye dönmek ne hoş,her seferinde lebbeyk hissetmek,evim evim güzel evim hissinin Mekke yle örtüşmesi...Kardeşlerini yanında taşımak,büyüğünü içinde..Kendini onun içinde,vs. vs.
okudukça yanındayım...tüm yol kıvrımlarında, uçurumun kenarında durma hissinde... ruhumu uçurumdan sallayasım var yazdığımdaki endişen, şimdi benim endişem... farklılık, senin dönüşünün Mekke'ye oluşu...ev=Mekke, hepimiz için böyle....
YanıtlaSilTaş Gazeli/Osman Sarı
YanıtlaSilI.
Taş taş değil bağrındır taş senin
Nereni nasıl yaksın söyle bu ateş senin
Bir katılıktır dinamit söker mi yürekleri
Başın bir kez bu kalbe çarpmasın ey taş senin
Kazmayı kayalara değil kalplere vur ey
Ferhat niçindir kırdığın bunca taş senin
Anne seninle bağrın döğer gider mi acı
Hanidir Ferhaddan aldığın ders taş senin
Sen de mi taşla bir oldun ey sevgili
İşitmez oldun beni kalbin taşdan taş senin
Ölüm sendendir bana nedir taşlamak beni
Bana güldür çiçektir attığın her taş senin
Gözünü dikme taşa işte parça parçadır
Şimşektir bir bakışın dayanır mı taş senin
Deprem değildir dağı ve beni sarsan
Bir bakışın komaz taş üstünde taş senin
Niçin çıktın dağlara evren çöl oldu leyla
Topuğun öpmek için toz oldu dağ taş senin
II.
Taş taş değil bağrındır taş senin
Nereni nasıl yaksın söyle bu ateş senin
Ülkendir taş ve beton bu yanlışkent
Her gün bir yanın biraz daha taş senin
Taş alanlarıdır taş insanları taşır bir
Nereye gelsen ey aşk karşında bu taş senin
Uygarlık taşla taşımak çağlar üzre
Kolların bu denli güçlü müdür senin
Bir taş devridir ama bağışla beni
Niçin bunca geldim üstüne ey taş senin
Bir İbrahim bıçağı ikiye biçer taşı
Sevgili nasıl kırdı kutlu dişin taş senin
Ölüm bir kasırgadır çevirir seni beni
Nedir kucağında kocaman taş senin
III.
Bir bir yürürlükten kaldırılıp çürümüş devrimleri
En gürbüz bir devrimi dikmek yerine taş senin
Nereye koysam seni söyle ey yüreğim
Bir gün beni ele verir bu güçlü atış senin
Osman Sarı