ve kelimeler....kelimeler, seni istediğin şeyi aramaya teşvik etmeleri açısından yararlıdırlar ancak aradığını kelimelerle bulamazsın. Eğer bulabilseydin, bu kadar çabaya ve nefs mücadelesine gerek kalmazdı...

28 Şubat 2014 Cuma

Mavi Bahar

Bir rengin tonlarinda dolaşarak renksizlige ulaşmak belki hayat..
Renkler de beyaz yalan belki de.Suyun havanın rengi var mı ki maviligiyle oyaliyor bizi..
Seyrine doyum olmaz maviligin içine sokulmak yalnizlasmak..dalga seslerinin anışına şahit olmak..
Bu da bir dersin kemali midir ümidi..Kaç vurgundan sonra seyreylemek diplerden biryerleri..bahar deyince deniz artık..salavati cumanin bi adedi mevcil bahar..
Denizin ici baska bir alem..
Marifetullahın denizin derinlikleri tesbihiyle anlatılması ilham verici..
Ozenmek guzel denizi uzaktan  seyretmek gibi, yuzmek zor ve güzel artık dahil olmak gibi , dalmak ise bambaşka...
Nasip olur mu ki..ölmeden önce...damladan deryaya..

26 Şubat 2014 Çarşamba

Kale

Gunlerdir desem az..yıllardır düşünüyorum..nedir yollarimizi birlestiren ve ayıran..kiminin cevaplari belli belirsiz kalmış gittiginin farkına bile varmadan kimi acitmis kimi kanatmis gidenlerin..
Kimi bu derdin caresini kapısını kilitlemekte bulmuş kalbinin, kimi umursamaz olmuş, kimi acı cekmekte hala giderken ve kalırken..
Bir delili olmalı insanin demisim 4 yil önce, benceden başka..neden gittiğine ve neden kaldığına getireceği bir söz, söz ki kiymetlidir hayatın en önemli donemeclerine biz de yaziyla  imzayla değil, sözle girilir.Sehadet sözüyle islam oluruz, kabul ettim demekle evli..Otobuste yanıma oturan insan bile secildigine, hic birsey tesaduf olmadığına göre...
Bir muhkem kalesi olmalı insanın, seni görmüyorum duymuyorum dediğinde nedenini vicdanının selametle içine sindirebilecegi..Bir ayet dusmeli icine yol ayiriminda..
Neydi birarada tutan şey ikimizi
Birlestiren neydi ellerimizi, diyebiliriz mesela..innemel muminine ihvetun inananlar kardeştir cevabi olur..birbirinizi sevmedikce iman etmis olmazsiniz kalbinizin mihengi olur..

Siginacak muhkem bir kalesi olmalı insanın..Elif gibi bir yalnızlığa götürmek için kalenin içi O nunla dolu olmalı...

Derken bir muhkem kalenin kapısı açılır, yolu mutesabihlerle dolu olsa da..

"Ruhlar toplanmış cemaatler (gibidir). Onlardan birbiriyle (önceden) tanışanlar kaynaşır, tanışmayanlar ayrılırlar."

Çünkü ayriliklarda sevdaya dair çünkü ayrilanlar da hala buluşma umidi taşımalı değil mi...bir ortak muhkem kalede..havzi kevserde?

22 Şubat 2014 Cumartesi

Ne olur

Akşam olur mesela
Güneş bakır olur
Bir gül pencere kenarında
Kurur
Sürur olur mesela
Kitap önümde
Dilimde adın
İçimde umudun ve korkun
Umudun,bir pencere kenarında
Durur
Huzur olur mesela
Çocuklar hasta olur
Ben, senin...
Amin..

21 Şubat 2014 Cuma

İçe doğru...

Herkes yaşadığı yere benzer demiş şair, yaşadığı yerin suyuna toprağına...
Sahih mi demiyoruz şair sözlerine, alıp karışık şuur dünyamızın bir yerine tanım olarak ilistiriyoruz.bu bazen derman oluyor bazen dert, sonra kalp ehli bir şair ey derde derman isteyen yetmez mi dert derman sana diyor, icimize dönüyoruz..gömülüyoruz mu deseydim..
Yaşadığım yerin toprağı dağ..Aşık sesine yankı ister diyor bir şair de, onun icin her peygamber dağı sever..Sertlesmemi yaşadığım yerin sessiz yankisina mi versem seslenemeyisime mi..Suyu zemzem..mayalayan bozulmayan abı hayat bunu dua kısmına ilistiriyor kalbim..merhem diye sürüyor...
Kalbim..dağda gelincik bazen..ve biri icimden bir papatyayi cekistirip duruyor, seviyor sevmiyor seviyor sevmiyor..
Kalbinizin sevmediklerinden sakının demiş hz ömer..faruk olmak bu, sevmeyenin kalbi olduğunu farkedebilmek..busbutun kalp olabilmek..
Kalbim...diyorum bazen , orda mısın...

20 Şubat 2014 Perşembe

Birr ve maun

En sevdiginizden vermedikce birre eremezsiniz dedi Ali imranda Rab..Birr hayrin tamami esmasindan Berr i rahmanin, ust çizgi..
Onlar maundan, en sevmediklerinden bile men ederler  dedi maunda Rab..maundan bile verememek alt çizgi..
Aralarda gezinip duransa bikarar, mutmain olamamış, eşyanın hikmetini gorememis, hevasi ile Rabbi arasina, nefsi ile ruhu arasina asılı kalmış araf insani..ahir zaman insanı...
Vererek hafifleyen bir ruhun karşısında agirlastikca sevinen bir nefs..
Sevmek neydi gerçekten..
Neleri seviyor insan..
Süslü gosterileni mi, kendine göre ve özel olanı mı,hatirasi olani mi, pahali olani mi..bunlar sadece mal cinsinden..
Kendinden veremez mi insan canimdan çok seviyorum diyerek, ödün vererek, ,candan vererek, bir hakkından feragat ederek..
Evladinin yanına bir çocuk daha katamaz mi,Türk ekmegi buldum diye sevinip yiyen çocuğunun yanına ekmek diye aglayan suriyeli çocuğu koyamaz mı..
En sevdigini paylas isimli bir kampanya varmış. Yeni gördüm. Ne güzel dedim.Bu ego çağında en sevdiğini vermesi insanın, sonra farkettim en sevdigimizin ne kadar değiştiğini..
Ronaldo posteri, fb atkisi..
Sen derseniz..bulamadım..arıyorum..her kategoriden toplam 100 eşyaya sade hatta çooook sade olmak denilen bir zamanda her kategoriden bir sey secsem diyorum...yani inşallah..ne buldugum çok korkunc olmazsa yazarim..))

16 Şubat 2014 Pazar

Cam kırıkları...

Cam kumdan yapılıyor malum/mu?
Kumdan yani topraktan..
Hep bildik bir bilginin yeni ogrenilmis gibi olmasına ne deniyordu?
Böyle kesif karanlık bir şeyden böyle şeffaf bir şeyin çıkması ne umut verici ne latif..
Biz de topraktaniz ya, cam olabilme ihtimali şeffaf kul olma ihtimalini besleyebilir belki.Seffaf kul tabirini Abdülkadir geylaninin ,takva ;kalbini bir tabağa koyup aleme utanmadan sunabilme halidir, tanimini delil olarak sunabiliriz.sonra cennet libaslarinin özelliklerinden kac kat olsada içini gosterme halini, takvaya kuranda ısrarla libas denmesini..Aslinda toprak da canın libası değil mi..libas libas içinde...(Bir de sizler birbirinizin libasisiniz ayeti var ki bu başlı başına inceleme isteyen bir konu..)Buradan zihnim kat kat ortuyle sirlanmayla sureyi nura,cama da zucace diyerek ayeti Nura baglaniyor..

Biz toprağa ve cama dönelim.Bunca bahce metaforundan sonra bakara ve ali imranda,bedene ve cana..topragin cam olma aşamaları fikir verebilir mi Cânânda can olmaya, canda Cânân olmaya..

Bir formüle hep ihtiyaç var:Herhangi bir kum toprak değilmiş camın hamurundaki..burasi topragimin umudunda ilk kırılma, biraz beyaz mermer tozu diyor tarif, biraz şu kumdan ve biraz da sodyum sulfat..sodyum sulfat deterjanlarin ana maddelerindenmis temizlenmenin kaliciligini sağlıyor camin hamurunun olusmasini kumaşa boyanin daha iyi nüfus etmesini..sivilasma gibi bir anlam da var galiba.topragimiz bir amel kivami ve genetikse de sodyum sulfat tevbe, istigfar ve gözyaşı olabilir mi?
Ardından 1500 derecelik fırında erimek var..Buna aşktan başka ne denilebilir? Ardindan eriyen madene şekil vermek için silindirle ezilmesi..kesilmesi..Acı değil mi hepsi..Değmez mi?

Renksiz kokusuz olmak cam olmak ,su gibi..

Cam olma umudu kirilsa da balcik yanimin kimyasinin, simya sahiplerinden umudu var..
Elindeki taşlara okuduğu fatihayla taşlar altın oluyor hz Ali nin..Ben de okuyorum..ne camurlugum ne tasligim ne toprakligim geçiyor, buna kalp farkı deniyor..
Olsun diyorum, olsun..taşlı tarla benim kalp bahçem, camursa da killi kirecliyse de tohumumun başına dönüyorum, burada bekliyorum, senin nazarin 1500 dereceyi gulistan eder, sogugu meltem eder bıçağı koç eder, tohumu ağaç eder, kökünü gök eder, tohum öldü mü olsun, humus eder.. öldükce heveslerim , elmas eder altin eder..
Yazmak ne kolay diyor topraktan parmak,agactan kalem, yaşamaktan haber ver...

11 Şubat 2014 Salı

Karnım aç...

Aslında ne icin yedigimiz, ne için yaşadığımızi aciklayabilir kısaca..Onun icin her yemek ayetinden sonra şeytanın adimlarindan sakindiriyor yiyecekleri bizim için yaratan..
Acligimizin çoğunun duygusal açlık olduğunun kanıtı bir türlü doyamamamiz, gece acliklarimiz, acinin arkasina tatlı yanına çay sonra kahve ve cheese cake istememiz, damak tadimizin gitgide değişiklik göstermesi, katik kelimesinin dilimizden silinmesi mesela,sirkeye ekmek banmanin ruhuna uzaklasmamiz zayiflamak icin sirkeyi suya katıp gittikçe sirke gibi eksimemiz..ekmegi banabilsek belki tatlanacagiz..maydanozun ruhuna dokunmak dedi l.ipekci ..instagramda az yediği seylerin fotoğrafini paylaşarak doymaya çalışanları gördüm sonra, zayiflayamadigi için umudunu kaybedenleri, ben bedenim miyim ruhum muyum sorusunun arasinda ruhunu bulamayanlari, kan grubuna göre beslenmek için zaten çok ayristirdigi insan gruplarina bir set daha çekenleri, hic oralara dokunmadan yedikce yiyenleri,aklına yemek gelmeyenleri peynire simiti katık edip hic acikmayanlari da gördüm sonra..ve hepsinde kendimi...yemek tarzi bir insanin hayat tarzini gosteriyor , bunu bakarada hissettirmisti Rab..ayetleri duyup duymamis gibi yapmayi da hissettiriyor..hislerini resimleyip gosteriyor..her görünenin birikip bir manzara etmesi için yine de malzeme gerekiyor, iste o malzeme:

10 Şubat 2014 Pazartesi

Evine dönmek

Evimi evinin yanına kondurana hamddan sonra,
Her yolculuğun eve dönmek için yapıldığını kendi kendime söylemek isterim..kendi kendime, sessizce, hafi, gizlice bu yolculugumun anahtar kelimeleri diyelim, kelimelerin kifayetsizliginin bu yolculuğuma rast geldigini ekleyerek..
Bütün kelimeleri, düşündürdüklerini bir kenara bırakıp eve dönelim.Eve dönelim, içimizde Ali imran.
Şerha Şerha yarilan içimiz bakaradan sonra boyun bukerek cekemeyecegimi yükleme diye, aile olmayı öğrenecek artık..cogalmayi, dogum sancisini..istediği hale sokacagini bilecegim hallerimi merhamet elinde..belki bir ağaç altına siginacagim evimin bir köşesinde..ille evimin..
Düşünmekten yorulunca kalbim, bir çorba pisirecegim ağır sakin, ici dualı..yaralı yerime dokununca biri önce yorulacagim, çaresi yürümek bitkin düşene dek, ben evi supurecegim, bazen aklıma o sahne bile gelmeyecek babazizden,
Can süpürgesiyle cananin evini süpür..innallahestafa ademe ve nuhen ve ali ibrahime ve ali imrane alel alemin gelecek nice sonra, yorulunca..zurriyetime dua edeceğim cocuguma gulumserken, tam kizacakken..
Evime döneceğim.guzel evler görerek..oyle ki eşyalar yerinden memnun olacak, bulasik bulaşık olmaktan,çamaşır dağınık olmaktan tabure oylesine bir tabure olmaktan memnun..
Koltuğun ruhuna değecek elim, domatesin,ateşin sogugun, pencerenin..Hal olacak kelimelerim hayal bu ya dua bu ya..
Yalnizligin her boyutu tatlı gelecek sonra, kul Allahi bulunca,yer ile göğün seyri baslamaya görsün gece gündüz,ayaktayken otururken ve ille yan yatarken zikrededursun kalp, o zaman ruh bayramı görsün..
Ali imran geldi..ne hoş ne güzel ne iksirli ne tesirli geldi..Hamdolsun..
Maşallah tebarekallah ondan istifade edip, kana kana icip bize de sakiligiyle hayat dagitanlara...
Ya hayy ya kayyum...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...