Aslında ne icin yedigimiz, ne için yaşadığımızi aciklayabilir kısaca..Onun icin her yemek ayetinden sonra şeytanın adimlarindan sakindiriyor yiyecekleri bizim için yaratan..
Acligimizin çoğunun duygusal açlık olduğunun kanıtı bir türlü doyamamamiz, gece acliklarimiz, acinin arkasina tatlı yanına çay sonra kahve ve cheese cake istememiz, damak tadimizin gitgide değişiklik göstermesi, katik kelimesinin dilimizden silinmesi mesela,sirkeye ekmek banmanin ruhuna uzaklasmamiz zayiflamak icin sirkeyi suya katıp gittikçe sirke gibi eksimemiz..ekmegi banabilsek belki tatlanacagiz..maydanozun ruhuna dokunmak dedi l.ipekci ..instagramda az yediği seylerin fotoğrafini paylaşarak doymaya çalışanları gördüm sonra, zayiflayamadigi için umudunu kaybedenleri, ben bedenim miyim ruhum muyum sorusunun arasinda ruhunu bulamayanlari, kan grubuna göre beslenmek için zaten çok ayristirdigi insan gruplarina bir set daha çekenleri, hic oralara dokunmadan yedikce yiyenleri,aklına yemek gelmeyenleri peynire simiti katık edip hic acikmayanlari da gördüm sonra..ve hepsinde kendimi...yemek tarzi bir insanin hayat tarzini gosteriyor , bunu bakarada hissettirmisti Rab..ayetleri duyup duymamis gibi yapmayi da hissettiriyor..hislerini resimleyip gosteriyor..her görünenin birikip bir manzara etmesi için yine de malzeme gerekiyor, iste o malzeme:
ve kelimeler....kelimeler, seni istediğin şeyi aramaya teşvik etmeleri açısından yararlıdırlar ancak aradığını kelimelerle bulamazsın. Eğer bulabilseydin, bu kadar çabaya ve nefs mücadelesine gerek kalmazdı...
11 Şubat 2014 Salı
Karnım aç...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder