ve kelimeler....kelimeler, seni istediğin şeyi aramaya teşvik etmeleri açısından yararlıdırlar ancak aradığını kelimelerle bulamazsın. Eğer bulabilseydin, bu kadar çabaya ve nefs mücadelesine gerek kalmazdı...

28 Nisan 2014 Pazartesi

Çiçek

guzelce iyice
koyduğun yerde
durmak öylece
çiçek gibi işte
ne bileyim
husnuyusuf belki
papatya,karanfil gibi,
solmak sadece
güzelleştirmek için
bakan birini
mümkün değil mi
aspirin mi atsan
suyuma ,huyuma
sen karissan
bak içime
bir dokunsan
kanatan yarami
dikenim değil mi...
Ey Aşk toprağına
rüzgar yollayan
adresim belli
kapindayim
ellerindeyim
koyduğun yerdeyim
evindeyim
evindeyim

Modern zaman dervislerinden miydiniz

Bir edebiyat hocam vardı.Gozumun önünden ucuverecek gibi geçen bir titrekligi var tüm öğrencileri titreten vakarinin yanında. Tek renk, çoğunlukla aynı başörtüsü saliniyor bir ton koyu pardusenin üzerine öyle üçgen nasıl anlatılır ki bunca sade ve düzen..
Okuldaki halini siliyor okul yolunda, sokaktaki hali ve kulağıma biriken komşu sesi..Aynı apartmanda oturuyoruz ama o eski öğretmenlere has saygı korku karışımı hasyet bürüyor içimi her defasında..Akşam Sohbetleri baslatiyorlar apartmanda kapı tiklatilirsa hanım zil calinirsa erkekler var kapıda..Bir edep ve huzur hali..
Çocuğu yok. Ondan mı bu sert duruş diyor birileri orali değilim not korkutmuyor beni..
Kocası üniversitede eğitim üyesi, amerikaya gitmesi gerekiyor , uzunca bir süre, hocamiz gitmiyor.Yalniz kalıyor. Neden?
Turkiyeden ilk çıktığı yerin Mekke olmasını istiyor Medine olmasını istiyor.Gitsin o zaman iş işte diyenler var, komşu malumati bunlar, incelik bağlılık hanimlik..kulluk....
Şimdi o köşeden dönüyor her seferinde gözümde, bizim mahallenin tek incir ve ceviz Ağaçlı tek tek katlı büyük toprak Bahçeli kosedeki evin önünden, burası da yıkılır da apartman olursa diye endiselenerek..Geçiyor. Orası yıkılıyor bir apartman yapılıyor işçilerin abdest aldığını görüyor annem beton üstünde..Iste bizim ev oraya rast geliyor...
Benim için lise edebiyat dersi ve bolca melankoli demek tm sınıfında olmama rağmen sayısal siniftakiler de sırf bu yüzden kopamayacaklar edebiyattan.Edebiyat hocam bir önceki hocama hocam diyor onun da lise edebiyat hocası çünkü. Hafizlik yapan hocam hocasının tesvikiyle dışarıdan bitiriyor okulunu ve edebiyat fakultesi..ilk Hocamızın yanında kalem oynatamazken hocamin yanında yazmak tek olanagim oluyor. Haftanın en önemli işi o haftanın kompozisyonunu yazmak hissetmek diğer arkadaşları dinlemek o derste sıkılan var mıydı bilmiyorum. Zamanın durduğunu hatırlıyorum.Gordugum duvarları kitap kaplı ilk ev bu..Ve bu evde elinde kahve ve kitapla pencere kenarında oturan bir entellektüel değil kayinpederine bakan bir malatya gelini var.
Yazılar harfler vesile. Aramızda başka bir şey var. Rüyalar var..şiir gibi bir şey var ..Bizi alıyor bir gün kaleye götürüyor bir yazmaca oyunu oynuyoruz tekrarı yok. Uzuun uzun anlık hikayeler bunlar. Yaz diyor gönder..kendime hiç güvenmiyorum..dergi çıkarıyoruz. Yazıları konuşuyoruz ..evleniyorum bir buket çiçekle çıkıp geliyor bir cümleyle değiştiriyor halimi..saygı duyuyor bu kadar nasıl yıllar geçtikçe hoca öğrenciyi abla kardes alıyor. Öyle çok kare var zihnimde elimizden tutuyor..Babası ölmüş arkadaşın, hata yapanın, umursamayanin söz dinlemeyenin yaramazin, borc isteyenin, daha nelerin,ellerin kızı bak neler yapıyor diyor birgün sadece, gülüyor ve yutkunuyorum..
Bunları anlatmamın sebebi 7 güzel adamın haturlattiklari, dizinin konusu ve gerçek kahramanlarının hatalarını orttugunu en azından şimdilik, söyleyerek eski günleri yad ediyorum.
Hikaye tamamlama yazilisini mesela...Dervis olma niyetimi desteklemesini hocamin ..kurgularin canlanması kehaneti))
Olsa da yine böyle bir atölye yapsak...dimi inci hocam...na...an
Ansızın bir zaman..
Sizden sonraki edebiyat hocasina yaptiklarimi hatırlamak istemiyorum..gulumsuyorum...Hani özel bir kız okuluna sizin ve hocanizin da yerine bir adam getirmislerdi. O da bize dilbilgisi anlatıp geçmek istemişti. ....))) Niye gitti bu hocalar diyebilirsiniz ..başörtüleri için. ..

27 Nisan 2014 Pazar

Büyü

bir resmini buldum
büyüttüm büyüttüm
icimde sen
öyle ki yüzün
taninmaz oldu
öyle bir hüzün
ayrılık,
sevgilinin yüzünü unutmak
gibi ağır silahları var
her uzvun
başka bir sen
oluncaya kadar bakmak
gibi harp meydanlari..
ayrılık,
baştan ayağa yorulmak
yormaktan yorulmak
ruyalasan her anı
hayra...
bir resmini buldum
hayra yordum

24 Nisan 2014 Perşembe

Su

Susmakla susamak arasındaki anlam ilişkisini içime damlatan şey tabi ki su. Su yani vesilei hayat..
Insan ne için yaşar desem kendime, elinden bir yudum su için..gogunden yağmur için..Vazgeçmek suya benzemeye ve benzememeye çalışan rengarenk albenili sahtelerinden..
Su da hubdur içimde hub da su...kelime kelime içinde..suyun bizatihi güzelliği yanında susamak da güzelliği hissetmeyi artırıcı bir özelliğe sahip.susamak özlemek o zaman.
Peki susmak nemenem bir şey suyun yanında..suyla yaratılan bizler "وجعلنا الماء كل شيء حي" sirriyla ,kelimelerle düşünüyor anlıyor konusuyor ,yaşıyoruz.
Susmaksa bilinçli bir tutamak.Konusabilecekken susmak gayet gayret isteyen bir eylem.Icinde biriken cümleleri tutmak için bir bent bir baraj kurma istiyor bazen.Ve evet kullanılırsa eğer müthiş bir enerji kelimeleri geri yutmak. "والكاظمين الغيظ و العافين عن الناس" yutkunmak ofkeni..hapsetmek ben ben diyen cümleleri...dinlemeye maruz kalmak bazen bir cümleyle susturabilecegin kelimeleri.."لا يسمعون فيها لغوا ولا تاثيما" yi dusleyerek..

14 Nisan 2014 Pazartesi

Aya bakmak

Ay da bir kelimedir içimde..
Ay da gönlüme isabet edendir..
Baştan ayağa yareyim diyen yarin yuzudur bazen,
Bazen,geçmek bilmeyen zamanı geçiren,
Son sürat koşanı yavaşlatandir.
Karanlıkta kalana umut, ışıkta kalana temkindir.
Bu da geçer ya hu, dur ay ..
Kemaldir vasattir zevaldir.
Hilaldir yarimdir tolundur..
Sevgilinin aynasıdır
Eliyle işaret ettiğidir.
Hassastır rakiktir bir işaretle ikiye ayriliverir.
Fedakardir,ihsan sahibidir aldığını verir, onu böyle nurlu yapan bu veristir belki..
Bağlıdır görevine. Asiktir belki güneşe ama alıp başını gitmez..gidemez..itaatkardir hizmet ehlidir, döner durur kendine umutla bakan dünyaliların etrafında..
Şahittir hem, hem meshuddur...Ondan bize kalan bir ay bir güneş bir gök bozulmayan..
Aya bakmak ona bakmaktir.
Aya bakmak yeniden baslamaktir
Güzeldir aya bakmak, onu aramak
14unde ayın bir seheri onunla sahur yapmak..
Ona dalmak...

Şimdi farkettim( 15 nisan) 4 buçuk yıl öncede aynı başlıklı bir yazı yazmışım. Insan ne tuhaf ne habersiz kendinden.Bugun tutulacakmis ay ,tutulmak ne güzel kelime sevdaya tutulmak mesela....

10 Nisan 2014 Perşembe

Ayna

İnsanın kendi kendini davranışsal olarak sahiden gormesinden zor birşey yok galiba.kendi gözümüzle kendimizi goremememiz bunun ispatı gibi.Hem yüzümüzü hem halimizi ve dahi kalbimizi bir zan üzere bilerek devam ediyoruz hayata. .Bu ses benim mi diyoruz bir ses kaydında kendi sesimize rastladığımızda. Bu yüz benim mi fotoğraflardaki..
En büyük uğraş kendini bilmek.Kendini temizlemek tasfiye etmek..gerçekleştirmek...
Ille ayna ille ayna..hem maddi hem manevi...
Ayna ki sırlı cam, topraktan....

8 Nisan 2014 Salı

Mekke'de Bahar

Bir haftadır bahar soluyorum İnstagramda. Türkiyeye bahar gelmiş. Leylak kokusu erengul güzelliği balkon sefalari hatta kuzular oglaklar birbirine karışmış. Toprak var birinin elinde bir menekşe tomurcuga durmuş. Ağaçlar bezenmiş umutla, cimenler süslenmiş. Bir minare uzanmış servilerin arasından elif gibi, hava hafif serin gibi..Belki yağmur kokusu geliyor uzaklardan. .
Uzun yeşil cayirlarin sonunda bir türbe. Belki yeşil , belki içeride o cocuklugumun camilerine has yün hali ve mushaf kokusu var. Hayal beş duyunun üzerinde çalışabilir. Bu büyük nimet.
Nimetlerin sonu yok.Saysaniz bitiremezsiniz diyor Rab, sayamıyorum.ve Emma bi nigmeti rabbike fehaddis diyor sonra, Rabbinin nimetlerini anlat. Tüm yazmalar bunun için. Fefirru ilallah, kendimden ona kaçmak için. .
Içimde bakaradan kalma bahçe hayali..ve Ali imranda bir bitki gibi yetişmesi Meryem in..Belki bir çiçek Meryem, bütün çiçeklerin içinden seçilen..Meryem benim hayal çiçeğim..dört mevsim beklenen..
Bahar gelmesiyle güz gelmesiyle değişmeyen. .
Ama bahar gelmiş ıslak ıslak yıldızlara başka parlamis gök belli, gençler aşık oluyor, güzellik taşıyor her zerreden Rabbe aşkı anlatıyor. Güzelliği anlatmakla bitmiyor.
Benim sehrime, şehirlerin annesine bahar gelmiyor.Anneler yazdir cunku artik urun vermededir, feda etmededir ondan mi...Mekke'de bahar sokulmuyor pencerelerden yeşil yeşil ılık ılık buram buram... sıcağın artmasıyla klimalarin tam gün calismaya başlamasıyla anlaşılabilir belki...Toprak yerine dağlar elinizi tutuyor, yukarı çağıriyor sizi. Kavidir saglamdir sirtinizi dayar guc alirsiniz dunyaya yukaridan bakma yeridir daglar.Kazarlar kirarlar dibinden su çıkar.Ben ferhat derim sirinsiz ustalar, seccadelerini kaya diplerine yayarlar.
Ağaçlar yaprak dökmuyor çiçek açmiyor.Binalarin diplerinden reyhanlar boy veriyor yeşil, sonra kavruluveriyor sıcaktan.
4 mevsim sarmasiklari var bir de müstakil evlerin mahrem avlularindan sarkan..Ama rengi sıcak ates har Mekke'nin..
Sahi Mekke'ye gelmez mi bahar.Gelir elbet.
Görünmez bahar..gorunmezlik gizemin sihrin kiymetlinin sirridir. Ve dahi cennet dahi görünmez demektir.Ortulu nimet demişim ilk geldiğimde yazarak sagaliyor duygularim.
Mevlana Hz buyurur, dünyadaki tüm güzelliklerin asılları senin gonlundedir sen golgeyi bırak da gönlünü seyret..Mekke işte tüm golgelerden arinmistir, tesbihte hata olmasın zillullah , kendi gölgesi olarak haremini evini birakmis tum golgeleri silivermistir. Gonuldeki aslı görmek için ortam yaratmıştır. Çünkü dünyadaki güzellik ve nimet çokluğu da içimizdeki kesreti cogaltmadadir. Kesretse perdemizi. .ve ne çok perdem var benim...teklik teklige götürür bizim çeşitliliğimize inat, Mekke Tektir, merkezdir sınırları melek kanadıyla çizilmiş olandır. Onda yetişen de Tektir çoğunlukla, İbrahim'in as.duasi bereketi de tek buraya böylesine nimet taşıtir,Rabbim ben zurriyetimden bazisini ziraate elverissiz bu topraklara bıraktım. Namazı kilsinlar diye..Rabbim onları meyvelerle riziklandir, demişti ibrahim as..her taşınıp gelene rağmen aslında Mekke de Tektir çeşit. .
Bir meyve hurma..
Bir su zemzem...
Bir hareket tavaf ve say..
Bir ağaç semure. .
Bir koku ud..
Bir içecek süt..
Bir yemek et pilav..
Bir keyif kahve..
Bir enstrüman def..
Bir dis kıyafet abaye..
Bir mevsim yaz..
Ey sen bu Kıraç gonul toprağıni öle öle canlandirmaya bak.Manevi tohumları ayetlerle sula, kiblen güneşin suyun zemzem olsun. Gönlünde baharlar olsun yazlar olsun. Sen ey mevsimi daim hazan, sana ürün gerek hüznü dahi tohum gibi kullan..
Bugün penceremin arasından saçlarıma yağmur taneleri gönderene hamd..
Affedene gonle toprağa bahar verene hamd..
Mekkeyi mukerremeyi mekan edene hamd. .

6 Nisan 2014 Pazar

Başucumdan bildiriyorum

Bir Gül
Beyaz
Nasıl güzel
Bir berrak bardak
Suyu var
hala
Mesnevi
Ustam dostum
sevdiğim
Affetmeler
bagislamalar
ayrılıklar
diyor pecesini aralayinca
Bir komidin
Bir kağıt
Bir örtü
Bir ucu kıvrık
Bu yabancilik
Bu gariplik
Yatağın
benim olmayan tarafı
Gibi dünya
Başucumda
gönlüm
Bir Gül
Beyaz
Nasıl güzel
Nasıl şiir
Yitik bir şey
hayat
Ya hayy ya kayyum


4 Nisan 2014 Cuma

Sivri

Bu günlerde onunla sivrisinekten başka bişey konusmamamizin sebebi belki de sivrisinekten başka bir sorunumuzun olmadığına inanmak istememizdi. Belki de sorunlarımızın sivrisinek kadar küçük olduğunun altını çiziyorduk. Aslında buna yer yer diyalog çoğunlukla monolog bile diyebiliriz çünkü bazen kendimi Truman showdaymisim da sineksavarmaddesaticilarindan biri hayatımıza reklam vermiş gibi hissediyorum.
Aslında sivrisinek hayatımı oldukça meşgul ediyor.Her gece ayrı bir hikmeti var mubaregin, çocukluğuma iniyor.Bir sıçramayla bambaşka yerlere götürüyor. .
Temizlenmiş ilaç sıkılmış kireç badana üzerine mavi boyanmış bir oda, uzun yaz ogleleri sinek ve arı sesleriyle köy kokusu çocukluk, gece kulağına seni isiracagim diye fisildayan gitgide içine batan,ege ya da akdeniz,erken gençlik donemi zorlama alternatif yaz tatilleri, sivrisinekle bile arkadaş olunan bir yarı deli yarı veli aşk dönemi, dervislige öykünme ..
Kesret de hikmete engelmis azizim, tek olsa hasbihal edecegin sivrisinegin coklukta seri katili oluyorsun...
Her gece bir cümle batırıp gidiyor içine sivrisinek..misal:
#Doyma hissin yok mu acaba senin?Ya benim??
#Hah yakaladım kusura bakma ama tostoparlak olmuşsun sivricim bu kadar yersen sonu bu..ah ki çok tamah sebebi mahv..
#Ellerimi ayaklarimi uyusturmussunuz ama sizden başkaca bi kuvvet kaldiramazmis seherde bu hantal beni, sagolunuz efendim..
#Siz bile her gün ayrı bir yere saklaniyorsunuz dusmandan korunmak için vay bana..
#Doğal alarm..
#Anlayana sazsin ey sivrim anlamayana az..
#Allah bir sivrisineği misal vermekten cekinmez...cc...
Her türlü batıyor acıtıyor uyusturuyor kasindiriyor..E sivri bişey sonuçta...

dedi Mekke'den biri..şimdi tam da burada nın sivrisinek mevsimi))

1 Nisan 2014 Salı

Kayış gibi

İçimde tasidigim şey ne yer ne göktu dün gece..
Sert ama kaya değil ..
Kara ama gece değil. .
Uzun ama yol değil...
Kesik ama yara değil. .
Güçlü ama mutlu değil..
Kayış gibi bişey ..
Nasıl uyurum içimde bir kayisla,
Ne erir ne yumusar
Dudagindan kalbine uzanmış
Eli sıkar..
İmdat istedim  içimde tasidigim şeye dün gece..
Sonra tuttu elimden uykum
Besmelenin muhru varmış
Muhrun de kokusu
Evinin yedi katı
Yanımda sevdicegim..
Çok şükür
uyumaktan uyumlu
ölmekten ölümlüyüz..
Ölümü ve uykuyu yaratana hamd olsun...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...