Kaç katı vardır bilmediğim bu beytin 3 .katindayim.
Furkan okunacak bugün ,şuara okunacak..
Tüm duygularımı şiire benzeyen benzemeyen kelime obeklerimi tuttum buraya getirdim. Yordum..Yorumlar da yorulur.Şuaranin önüne koydum cozemedigim beliklerini arap saçı duygularımın..Furkan lazım çözmek için ayırmak farketmek için...Çok yukardan bakmak lazım meselenin tümünü görmek içinde kaybolmamak için...
Yoruldum... Mekîl den bahsediyor Furkan öğle uykusu ve dinlenmesi demekmis, kaylule de ordan galiba...büyük hesap geçince herkes yerleştiği yerde dinlenecekmis bir müddet...ya Rab..aman ya Rab..
Sure en yüksekten seslendiginde anlamamisim adım adım bizi yerlerden toplayıp burçlara çıkardığını. O Rahman ın kulları ki dediklerinin burç burç yükseldiğini, gurfelerde konakladigini...Beyaz bulutlardan inen melekler. .müthiş görsel şölenle..
Madden 3. Kat bile çok yuksekken gurultuden kirden kalabaliktan, gurfe! manen 7 .Gök demekmis. Üstü dua...
Ve Mekke ...recasinda bile havf olan şehir. .
''Emel, sürekli bir arzu ve istektir. Onun için bir şeye bakış, devamlı olup uzayınca "teemmül etti" uzunca düşündü denilir. Bir de emel, mümkünde ve muhalde (imkansızda) olur, reca ise mümküne mahsustur denilmiştir" Mısbâh'ta da der ki; emel, ümidsizliğin zıddıdır. Çoğunlukla, meydana gelişi uzak olan şeylerde kullanılır. Tam ise meydana gelişi yakın olan şeyde kullanılır. Recâ, emel ile tam arasındadır. Çünkü recâ (ümit) eden emelinin meydana gelmemesinden korkar, bu sebepten tama mânâsında kullanılır. Recâ nefi halinde kullanıldığında bazan korku mânâsını da ifade eder ki, buna "lügat-ı tihâmiyye" (Mekke lügatı) denilmiştir. Buna göre "korkmazlar" bilinen mânâsıyla arzu etmezler, gerçek lügata göre ise ümit etmezler, demek oluyor ki, burada en uygun olan da budur.''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder