ve kelimeler....kelimeler, seni istediğin şeyi aramaya teşvik etmeleri açısından yararlıdırlar ancak aradığını kelimelerle bulamazsın. Eğer bulabilseydin, bu kadar çabaya ve nefs mücadelesine gerek kalmazdı...

29 Mart 2019 Cuma

Namazla zaman ...

Her gece başka bir "oluş " a gebe.. Her sabah başka bir müjdeci.. Iyi ve kötü tanımları bizim deni aklımıza ait, kalp semasına bakan göz için her şey yerli yerinde ..

Bu sabah hava buz. Içim kırık dökük. Halbuki cuma. Neşeyle duayla cem olma vakti , oruç vakti değil mesela, yemek yeyip yedirip şükretme vakti .. Bilip acizliğini bir yudum çayla hamd etme vakti .. Zamanı salavatla bereketlendirme vakti.. Temizlenme kokulanma özenle giyinme vakti .. 

Hava buz. Cuma gibi değilim ,cumaya muhtacim. Toparlanmaya.. Sürüklüyorum kendimi yola, dilimi duaya , vel fecr.. gün aydınlanıyor birazcık, esbahna ve esbahal mülkü lillah .. 

Her sabah başka bir sayfası açılıyor kalbin , her gün başka bir his demeti bırakılıyor sayfaya , rengi kokusu etkisi şifası farklı..Hiç açmadan çıkmayayım evden mushafı, açıyorum: sure-i kehf.. Kuranın hikmetli sığınağı.. mağara..

Hisler renk yumağı,misafir diyor Mevlana hz.. Sen o misafiri agirlamayi bil .. Bugün misafirim , ağır yüklü bulutlar, buz gibi bir ayaz .. 

Senaryo da ona göre şekilleniyor,fon da, figuranlar, replikler de..

Bugün öyle, otobüsü, dolmuşu taksisi trafiği, herkes o insanı insan olmaktan çıkaran bencillik ve kendini üzmek/ acımak/ haklı görmek arasında gidip gelen iletişim engellerini kullanmanın dayanılmaz kolaylığına kapılıp.. 

Vakti duha .. güneş biraz yükseliyor, hava buz.. Nasıl berrak güneşle rüzgârın buluşması.. Bir sığınak bulmalı.. duha ve inşirah, hiç pes etmek yok , o zaman isteyene ver , o zaman yorulunca başka işe koyul..

Bitmiyor , geliyor dalgalar .. 

La havle ve la kuvvete illa billah ..

"Sen sana geleni en güzel şekilde sav "

Evet, neşeyle aşkla değilse de zorla, tav'an değilse de.. 

Eve dönüş.. Yolda ezan , amcalar camiden çıkıyor. Çok yorgunum . Açım . Çocukluğumdan gelen bir tostla iyileşme anısı var zihnimde , üşüyünce mi , hasta olunca mı, duygusal açlık mı diyorlar , bir şeye iyi geliyordu , sonradan öğrenilen bir " yemesen daha iyi " var ama , bugün gidecek gibi değil, aylardır tost yemedim diyebilirim, bütün acizliğimi arz ederim . Açım ya .. Kahvaltı yapmamış olmaya sığınabilirim. Ama bunca tortuyla , ezanın ve bu haftaki vakitli namazın sifasının hayatıma daveti ...Yemek vakti değil, dinlenme vakti değil, namaz vakti .. Bütün acizligi,halsizliği, korkuyu, huysuzluğu, Rabbin huzurunda itiraf, istiğfar vakti .. Sonrası insaniz işte.. aciz..Uykuda ulaşan bir ikindi .. uyanınca ısınmış, dinlenmiş, karnı doymuş...... çocuğun birini avutmuş , biri gözyaşıyla, biri umutsuzlukla ve isyanla gelmiş.

 Duygular gelip geçicidir , deyip.. Allah , deyip.. Yine kendini mutfağa sürükleyip.. Kendini doyurmak küçük mesele, çocukları doyurmak büyük.. 

"Annenin doyuramadığını dünya doyuramazmış "

Anne kendini peynir ekmekle doyurabiliyor, ama çocuklara sebze yedirmek konusundaki ısrarını kırmış olmasını küçük yavru tencere yemeği diye ağlayarak dengeliyor.. Makarna yapayım derkenki kuvvetle kereviz .. Bir şey yaptıkça güç geliyor ,umut geliyor, tamir ediliyor bir şeyler, pencereden bakınca, güneş güzel batınca, ışıklar yanınca.. Ve akşam ezanı.. Anne kendini teselli edebiliyor bir tutam ,çocuğun kalbine dokunan yine dua ve annenin merhameti dirayeti arasındaki hassas denge .. Doyuran Allah , Rezzak olan O ..

Akşamın kendine has karşılaşmaları, ergen -ergen, ergen - baba , ergen- bebek ... Bir çay koyalım.. Iyi ki ezanlar var Ya Rabbi, bütün karanliklarimiza iyi ki ezanlar var.. Hem de hicaz ezanı.. Her neredeysek bizi orada kuşatan.. Her an dünyanın her yerinde bir vakit dairesini tamamlayan ...

Zaman iki oluş arasındaki kıyas ya... Sanki sadece bunun için dönüyor gün..

Ezanlar var... 


28 Mart 2019 Perşembe

Günü güneşle Ayı ayla yaşamak

Zamansız bir mekandan "belli bir miktar" kalacağımız bir mekana indirildik. 

Burası darul karar( karar kılınacak yurt), darul huld ( ebediyet, sonsuz yurt) değil, mustekar değil, illa meta'  sadece az bir geçim yeri ..

Zamanı bilelim diye semaya iki ışık kaynağı asmış Yaradan .. Hepsine bir yörünge bir yön hareket tayin etmiş, akıp gitsinler, dönsünler diye..

"Sana hilallerden sorarlar " diyordu cenabı hak.. " Onlar vaktin tayini ve hac içindir "

Bir hilalle başlıyor her ay, büyüyor dolunay oluyor kemale varıyor, sonra küçülüp zevale ulaşıyor ve bitiyor belirlenmiş bir muddet...Kozmik sırlarla birazcık uğraşanlar, kadim öğretilere kulak verenler ve sunnete tabi olanlar farkederler ayı takip etmeyi .. Hilalle başlanan işlerin bereketlenip çoğalacagını, yüzü ayın 14 u gibi parlak efendimizin eyyami biyz oruçlarını, hilal oruçlarını, hacamat yaptırdığı küçülen ay fazlarını...

Hep aya aşık biri olarak gün çok geç doğdu benim içimde.. Çok yavaştan yavaştan belki 4- 5 sene ... Güneşin doğuşu kemali zevali, güneşle ayın birbiri ardınca gelişi, gece ile gündüzün birbirini takip edişi ve Rabbin buralara mühür gibi yazdığı zikir , salat.. Bedenin ruha eşlik ederek , bilerek isteyerek anmak , bir anı, bir aralığı bu mühürle damgalamak  ... Namazı selametle bekleyen sevgiliye selam...

Dün bir hadis-i şerif, canımızın içi efendimizden , bir müfreze gazaya çıkıyor, çok kısa sürede kayıpsız hatta çok bereketli ganimetle dönüyor, her kişiye 12 deve düşüyor, hiç böyle hızlı bereketli kazançlı müfreze görmedik diyorlar, 

"Ben size bu mefrezeden daha hayırlısını haber vereyim mi !" diyor kalbi hep öteyi gören Allah resulu ..

"Sabah namazını kılıp güneş yukselene kadar Allah' ı anan topluluk Bu mefrezeden daha çok hayır elde eder"

🍃

Gün geceden başlar müslümanın hayatında, geceden hazırlanır ruhu berekete, temizlenir arınır, güneş uykusunun üzerine doğmaz, güneşi o karşılar. Daha sabahtan güneş tepeye çıkana kadar işlerini/amellerini tamamlamaya , bu meşguliyetin arasını duha ile kuşluk ile mühürleyip öğleni bekler.

Gün yorucudur, kalabaliktir , gürültülü telaşlı imtihanlidir, imtihan arasında Rabbin huzuruna gidip arzuhal etmek zorunlu , tıpkı ömrün dönemleri gibi vakti öğlen, ikindi, meleklerin nöbeti..Aksam yatsı, güneşin bizim semamızdan bir başkasının semasına gönderilişi..Gun nehar, aynı zamanda ırmak, akıp giden, asr sıkmak özünü çıkarmak... Ne kalıyor kalbimizde günün sonunda.. Kalbin onunla geceye çekilmesi...

Perşembe pazartesi , amellerin arz edilisi..Cuma cem' bayramı.. Ne guzeldir muminin somut ve soyut tüm hâllerini, yerle gök gibi ayrı yerlerini gökkuşağı gibi dualarına  rahmetle cevap veren Rabbiyle yaşaması..

Kalbinde her gün açılan sayfayı, duayla kapaması, durmesi kaldırması, derece derece adımlaması seyr-ü sülukunu, hayatını, gününün gününe eşit olmaması sırrı bu dereceyle ...

Yeni bir hilali oruçla karşılaması ve orucla uğurlaması..

Yeni bir seneyi muharremle sadakayla selamla karsilayip , ramazanla kivam kazandirmasi , fıtrata ulaşmak için çabalaması,hacla kurbanla sonlandırması,ömrün Rab yolunda tamir olunmak olması...

Zaman izafi , vakit vakıayla kıyasî, vakti ömür yapan şey, kemiyet değil keyfiyeti.. Ne yaptın ne değer kattın bulunduğun ana, sorusunun cevabı...Hayat ..



24 Mart 2019 Pazar

Zamanın izafiyeti /1


Nisa 103.. Namazın vakitli yazılmış olması tefekkuru...






Adım nagehan.  Zamanı kaybetmiş olan . Ansız apansız ama, ıbnul vakt, ümmül vakt olmaya hayran...

Dünyanın iki kutbunda, kadın tarafına düşen.. Belki onun için hiç ummadığım bir rızıkla Nisa Suresi beni toparlayan .. Nisa suresi ki insana nasibine razi olmayı hedef koyan .. Insana her bir zerreyle /insanın kendisi dahil / hukuk koyan ...

Insanin dünyaya değen , kirlenen elini ayağını yıkayan , yakınlığını uzaklığını ayarlatarak Rabbinin karşısında konum belirleten sure nisa  ...

Her zor yerde elini tutan , namazı bir göksel ip olarak önümüze koyan Nisa...

Ve şimdi beni bambaşka bir boyutla toparlamasını umdugum bir haliyle namaz , kitaben mevkuta.. Vakitle yazılmış haliyle namaz ...

Ki sanırım başladı bile daha başlarında, en zayıf yerimden beni tutup içime bir ajanda oturtmaya .. 

Içimi açıyorum şimdi namazın sonsuzluguyla muvakkit olmaya..

Şimdiye kadar icimde birikenleri derlemeye düzene koymaya , hayata aktarmaya, yenileriyle diriltmeye , gün güneş  gibi bir rehber ışığında...

Zaman , vakit nedir desek ,okumalarımdan iki vakıa arasında beynimizin oluşturduğu sıralama, kıyas olduğunu anlayabiliyorum. Gözümüzde bir sınır var , o sınır arasını görüyoruz. Renk görebilen bir göz verildiği için dünyada renk var diyoruz , kulağımız belli bir desibeli duyuyor , belki nice şiddetli sesleri duymuyoruz , beynimizin bir depolama alanı var ki adına hafıza diyoruz , onunla şu an var olanı yaşıyor, bir önceki yaşadığımızdan beynimize kaydolani yaşadığımızı kıyas ediyor ikisi arasındaki mesafeye zaman diyoruz .. Hafıza olmasa zaman yok ..

Bir zaman algısı var dünyaya koyulan, ama içeriği değişen uzayan kısalan bereketlenmek, geçmek bilmeyen..

Müneccimle muvakkit ne bilsin şeb-i yeldayı,

Mubtelayı gama sor kim geceler kaç saat...


Kur'an söylesin:

Gökten yere işleri çekip çevirir. Sonra sizin saymakta olduğunuz bin yıla denk bir günde/dönemde O’na yükselirler. (32:5)

 Melekler ve Ruh, süresi elli bin yıl olan bir günde/dönemde O’na yükselirler. (70:4)

 Andolsun Evren’i, yeryüzünü ve ikisinin arasında bulunanları altı dönemde/günde (yevm) yarattık, hiçbir yorgunluk da dokunmadı. Onları toplayacağı gün sanki sadece birbirleriyle tanışacakları gündüzün bir saati kalmışlar gibi gelir… (10:45)

 Dedi ki “Yeryüzünde kaç yıl kaldınız?” (23:112)

 Dediler ki “Bir gün veya bir günün birazı kadar kaldık, sayanlara sor.” (23:113)

....

Kendimizce anlayabileceğimiz, rüya.. bir anda pek çok vakıa.. 

...

Tefekküre devam...


20 Mart 2019 Çarşamba

Takdir her tedbiri bozsa da 🍂

Burası sebepler dünyası demistik.

Her şey bir sebebe tutunuyor , birinin sonucu diğerinin sebebi oluyor. 

Insan sınırlı, aciz , yerde yaşayan bir varlık.. Ne kadar göksel olmaya çalışsa kalbiyle , ayakları yerde.. arzda .. toprakta .. süflada..Saglam kazığın bulunup , binitin bağlanacağı ve tevekkülle Allah a emanet edilecek yerde ..

Insan iki kutuplu , yer-gök, beden-ruh, somut-soyut.. O zaman tedbir - tevekkül..

Nisa suresi bize dünya ukba gerilim hattında her eşyaya ait bir hukuk koyarak konum belirlememizi sağlıyor gibi hissediyorum.  Konum belirlemeden ilerleyemedigim için belki.. Nisa' nin koyduğu hukukla bir nefes alma hali, bir kurb hayali .. 

En başında nasib ve kismete , yani 

isabet ve taksime rıza ile gösterilen ufuk, nice acıyla açıldı belki.. Acı geçiyor, tatlı geçiyor.. hepsi geçip gittiğinde başka biri oluyoruz belki..

Me'va mız böyle şekilleniyor, "olan" da hayır var diyoruz ya, olanlara olan tepkimiz "oluşturuyor " bizi ..

Buraya كان ve صار 'yı yazmasam olmaz ..

فيم كنتم ؟

Ne halde idiniz ? 

Sorusuna cevabımız: hayat....

و سائت مصیرا

Ne kötü son ... 

O zaman cehd, o zaman gayret, o zaman niyet...

Hele ki انفرو deyince kalktıysa nefer olmaya çalıştıysa kul, kuşandıysa pusatını ve tevekkulunu ,tek, ikil çoğul bakmadan artik yoldan dönmeyecek. Bütün tedbiri alıp, bütün sebeplerden azade bir tek Allah a güvenerek yürüyecek..

Hicrette Efendimiz ... Sahrada efendimiz .. Hazarda efendimiz ... Seferde efendimiz...

Bütün tedbirlerin içinde ivazsız garazsız bir " Allah " emniyetiyle efendimiz ...

Allah ' ım görebilecek miyiz ...


Nisa 101.

Pusatını kuşanmak, havf namazı, namaz hayattır, cemaatle namaz, tedbiri elden bırakmamak, tedebbur, 

11 Mart 2019 Pazartesi

Savaşçı

Önce miğfer... Sonra adim attıracak güç.. Ne için doğdu bugün güneş.. Bir kelime yeter yaralanmaya, ısınmaya, donmaya ,yanmaya bir kelime yeter. Ölmeye ya da hayatta kalmaya .. Ya da ölerek dirilmeye .. Ne için doğmuştu gün tekrarla.. Çok sevdiğin gece bitti, mecbursun insanların arasına karışmaya, o zaman selam ver, tebessum et, yaralı görürsen pansuman yap, acılı görürsen teselli et , hayat teselli olmaktır, biliyorsun .. Hayat kırılgan bir şey, insan mukavemet sahibi ... Dağların kaldıramadığı emaneti sırtlanır da gafletiyle güler gezer insan .. Çünkü nisyan çünkü ünsiyet, kalabalık da unutmaktır bir anlamda kendini .. Sen yalnız gecelerde teselli ol , sadece sahibinle.. Gündüz meşakkat, gündüz yürüme vakti .. .... Şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi taşınacak suyu göster, kırılacak odunu kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin tütmesi gereken ocak nerde? .... Bilene kadar peki de.. Börek mi istediler börek yap, bulaşık mı yıka dediler bulaşık yıka, araştırma mi dediler araştır, sus mu dediler sus.. Sınırlarını öğren, ama vus' ünü de .. Vus' ünü yani genişliğini, kapasiteni, kabını.. Çekemeyeceğim yükü verme ya Rabbi, vermezsin de derken vus'u keskin bir çizgi bellemişim, değil genisleyebilen demekmiş, Allah واسع،genişleten geniş olan ... Yüreğin daraldıysa darlığından, genişlet yüreğini, dert çek, derdin yok mu dert ek , komsun arkadaşın sağın solun eşin dostun ummetin derdi yeter yüreğini genişletmeye, kendinle daralma , savaştasın, meydanın tam ortasında... Sakın kendinden büyük baska dusman belleme ! Koş yorul ak çağılda, aman ne güzel koştum deme :) Savaşçı... zayıflığını, kusurunu, hatanı dilinden gönlünden düşürme..Her savaşcı aşıktır, her aşık savaşcı.. En derin aşk ayeti يحبهم و يحبونه.... Eğer sizler günah işlemeyen bir kavim olsaydınız Allah cc günah işleyip af dileyen bir kavim yaratırdı,ile çerçeveli... Miğferini çıkarma sakın evine gelince savaş bitti diye... Sonra miğfer.. Miğfer/ Gufran örtüsü, koruyucu kalkan / Allah'ın bağışlama örtüsü.. Sen çıkınca aradan / Kalır seni yaratan ... * غفر-....

9 Mart 2019 Cumartesi

Kevn ve fesad

Bir varmış, bir yokmuş masalı bu dünya.. Bir görünüp bir kaybolma, Bir parlayıp bir sönme Bir kemal ve zeval alemi , Bir oluş ve yok oluş, Kevn ve fesad alemi bu dünya... An'da her şey oluş ve yok oluş içinde, hayat ile ölüm iç içe.. Başlangıçlar ve bitişler.. Tüm somut ve soyut varlığımızla biz , bir oluşun parçasıyız. Iyi, kötü, belli belirsiz arasından hep bir seçimle, olmakta , oldurmaktayız, ölmekte öldürmekteyiz. Domino taşları mi diyelim duygu ve düşüncelerimize, butterfly effect/ kelebek etkisi mi , kainatta ne varsa parcasiyiz .. Belki böyle bakınca قعد=pasifizm جهد = aktivizm diye okuyabilir, hayra anahtar serre kilit olma duasını yerine oturtabiliriz. Taşlar yerine oturunca ... Ne olacak? Yok oluşlar bizi hüsrana sevk edemeyecek .. انا لا احب الافليم diyen Ibrahimi ruhu anlayabileceğiz. Ben duzelttim, ben yaptım nasıl bozulur, ne emek verdim diye üzülmeyeceğiz. "Emanet " neydi? diye tekrar tekrar soracağız kendimize , her biten her başlayanla.. Içimizde ne oldurdugumuza bakacağız, hayır mı dokuyor kalbimiz şer mi , var mı istinbat edecek bir derinligi ... Temizledim kirlenmesin , öğrettim unutmasın, besledim büyüsün, suladım çiçek açsın, gencim genç kalayım, sağlıklıyım sağlıklı kalayım, gordugumden geri kalmayayım demeyeceğiz.. Malikul mülke yalvaracağız, elinde çarkı çember, dilerse aziz eder dilerse zelil , dilerse ölüden diri çıkarır dilerse diriden ölü, gündüzden gece geceden gündüz, dilerse hesapsız rızık verir , Rabbe hüsnü zannı besleyip büyütüp hasbi olacağız, hesabi değil .. فيم كنتم denildiğinde, utanarak , istigfarla, cabaliyorduk diyeceğiz, her şeye rağmen, kendime rağmen cabaliyordum Rabbim diyeceğiz. Yani inşaAllah.. Yani Amin... Nisa notları/ 97

2 Mart 2019 Cumartesi

Her şeye rağmen

Nisa 100

Bir diyalog ..

Capcanlı...

Melekler ve melekler alemine geçmek üzere, ölmek üzere olan insanlar arasında..

Vefat ediyor insan , kelime anlamıyla nerde neyi varsa toplayıp ayrılıyor artık bu yer sathından, her şeyini zarf mazruf toplamış teslim etmiş insana ne mutlu ... Ama yok kendine zulmetmiş bu insan , dağınık orda yayılmış bir parçası, Bir parçası kök salmış.. 

فيم كنتم ؟

Neyiniz vardı, ne haldeydiniz de böyle oldu diyorlar...

Biz zayıftık, başımızda koca koca güçler vardı, neye gücümüz yeterdi ki , diyor insanlar ..

Allah 'ın arzı geniş değil miydi, hiç de sığınacak bir kale , sığınak mağara yok muydu , hicret edemez miydiniz? 

Şimdi son sığınak... ateş...

Ama gerçek zayıflar müstesna...


Sığınacak hiç bir yer yok muydu' yu 

مراغم ile soruyor melekler, biz rağmen olarak almışız kökünü kullanıyoruz, boyun eğdirmek tiksinmek istemeden yapmak burnu surtulmek zebun zelil olmak yere düşmek diğer anlamları...

Her şeye rağmen yaşayabileceğim bir iman ülkem var mı ?

Çok mu dar çok mu imkansız kalbimin arzı...

Bu kadar zarar, ziyan , zaaf içinde olmak .. kurban psikolojisi değil mi ...

قم مسلمن 

Isimli bir arapça mars vardı ben orta okuldayken, kalk müslüman diyordu..

Ben, kalksam ve dirilsem , imanımla yücelsem derken ağlardık, ama ayakta..

Şimdi imam hatipli kızlar aglayamiyorlar, fotograf cekiyorlar , erkekler oyun oynuyorlar. Hepimiz iyiyiz ,oturuyoruz. 

1 Mart 2019 Cuma

Arzuhal

"Bir elime güneşi bir elime ayı verseler " dedi alemlere rahmet olarak gönderilen siracı münir, aydınlık kandil...

...

Merkeze yakınlığımızı ölçelim dedik , tek boyutlu değiliz ki , yer ile göklerin ve ikisi arasindakilerin Rabbi olanın kuluyuz . Hepimiz , tek tek, özel, sıradan.. Ruh ve bedenden oluşmuş bir terkibiz, ruh olarak göksel, beden olarak yersel bir çekimle " gerilim" deyiz .

Nisa suresiyle beraber biraz daha dokunuyoruz toprak bedenimize , yere , dünyaya dair ihtiyaçlarımıza, isteklerimize... Tüm varlıkların zikrinden bahsederken camit, katı eşyanın zikrinin en kuvvetli olmasının sebebini en ihtiyacsiz olmasıyla açıklıyordu, satırlar.. Kademe kademe insan en ihtiyaçlı olan varlık, dahası ihtiyacı ile isteğini ayırt edemeyen, önceleyemeyen , tasnif edemeyen, sonsuz istek sahibi ... Doymak bilmeyen dünyanın / denî/ alçak " yer"  inden/arazisinden çokça nasipli, balçık ..

...


Içimdeki sözlük عرض ile ارض yi bağlıyor. 

ارض yer , arazi , kara parçası..

عرض sunmak, arz etmek, teşhir etmek , imtihan etmek , yan, en , genişlik yakın taraf.. 

Dünya, suslenmeyi seviyor , doğası bu " sunuyor " arz-ı endam ediyor içimizdeki hevesleri uyandıracak her şeyi. Tam yanımıza yakınımıza getiriyor hubbuşşehevattan, iştahımızı en çok kabartanı...Ilişkileri , çoklukları, mal evlat , mücevher, itibar, binek , mesken ve başkaca ne varsa rengarenk ...

عرض الحياة الدنيا

Dünya hayatının bize sundukları ne kadar tatlı, ne masum geliyor ..Ne kadar hakkımız, bu kadar da olmasın mı ' larımız, bazen bir elbise, bazen kocaman bir koltuk, bazen sağdan görünen " iyi bilinmek " ler , rahat yataklar , hoş meskenler , arkadaşlar, aromalar , tatlar ...

Ali Imran 14 e selam...

Tevbe 24 e selam ...

Darusselama, darulkarara , darulbekaya selam !

...

" Istemez misin Ey Ömer, dünya onların ahiret ise bizim olsun " dedi dünyaya her gelenin en büyük tesellisi ...

Bahar geliyor. 1 Mart bugün, bütün uyuyan tohumlar tek tek uyanmaya hazırlanıyor, ne yeyip beslediyse yer , şimdi tek tek büyütecek, içimiz gibi , kalp arazimiz gibi ...Ne ekiyorsak onu biçeceğiz, gelip geçici olana değil, baki olana yöneleceğiz, yer ehline merhamet edeceğiz ki gök ehli de bize merhamet etsin , belki böyle böyle dua dua yükseleceğiz. Yanımızı yakın olandan ne kadar çekersek, kâra geçeceğiz. Dünyanın bize sunduklarina rağbet etmezsek ,deni , sufli olandan ne kadar müstağni olursak o kadar onurlu , ne kadar kanaatkar olursak o kadar zengin olacağız.


"Bir elime güneşi bir elime ayı verseler de davamdan dönmem " dedi alemlerin efendisi... Efendimiz ...

Benim bu dünyayla ne işim var , dedi... Bir ağaç altında golgelenip giden yolcu gibi olmayi tavsiye etti 🍃

Nisa notları, kendimizle savaş notları,..

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...