Dersi bizzat takip etmek , hissetmek , bir koku , bir renk, bir bakış , bir selam , bir ses, bir olay , mekânın ruhu , katılanların ruhu topyekun hepsiyle kodlamak dersi en derinine ...
Sadece kulağıma emanet edilen sesi -ki kulak kıymetlidir , nasiptir duyduğu , riziktir - öylece bırakıyorum kalbime aksın diye ..
Sonra ... ne kalıyor diye bakıyorum .. Ne kalıyor kaçıncı hadis dersinden sonra..
Bir edebten bahsediliyor , Allah dostları efendimizi ziyaretten önce medineye girmez bekler ibadetle taatle hazırlanır bir işaret davet beklermiş ..
Ben Medine ye giremiyorum , giremiyoruz .. Daha ne olduğumuzun nereye geldiğimizin Efendimizin farkına varmaya çalışıyoruz .
Önüme hadisler çıkıyor , rüyalar çıkıyor , hiç ummadığım yerlerden uçuşan bir ruzgar cübbesinden , ben küçücük dünya telâşlarıyla uğraşıyorum . Hiç olmazsa susayım diyorum .
Radyoda ummetimin en hayırlıları siz sonra sizden sonrakiler sonra sizden sonrakiler sonra.... rivayet eden bilmiyor kaç kez söylendiğini ... Sonra diyor , sözlerinde durmayan emanete ihanet eden bir nesil gelecek, işleri güçleri yemek olduğu için onlarda şişmanlık baş gösterecek .
Yutkunuyorum. Oruç..niyetime şükrediyorum .. yeter mi ..
Cilt bakımının aşamaları .. Tek tek anlatiliyor derste kıyas edilsin kalp bakımıyla diye, ortaya dökülüyor halimiz meşgalelerimiz .. Medinenin dışında bir yanık taşta oturuyorum , ve kalp mi cilt mi , ciltteki siyah nokta mi kalpteki siyah nokta mı delik deşik ediliyorum . Herkes kendini en iyi biliyor . Ben bana gelen kurşunlarla tedavi oluyorum . Şükür bırakmıyor tarıyor her daim .. Acısa da tatlı .. Alıkoyuyor ya..
Işte evim ilçem şehrim ülkem bu kadarına bile günlük zihin sınırım yetmezken ben kimdim kimin torunuydum 3 kitaya hukmeden o imparatorluktan geriye kalan .. Medinenin dışında bir yanık taşta oturuyorum . Geceleri buz medine gündüzleri ateş .. Üşüyorum , görünmüyor ama kubbe-i hadra , sütunlar süslemeler uzun çöller aşırı bu arap çöllerinde bunu yaptıran benim dedem .. Bu arap çölleri benim peygamberimin ayak izleri ..
Benim peygamberim ..
Benim ...
Ben kimim...
Peygamberim kim...
Ilk tutunuşum peygamberime,
Beni babamdan daha çok tanıyışı müjdesi..
Üzerinden nice yollar Medine ..
Her birinde bir başka ..
Şimdi medinenin dışında bir yanık taşta oturuyorum. Gece. Üşüyorum . Halbuki ben bir gece , kaç gece sorgusuz sonuna kadar açık kapılardan, gül kokularıyla , bir kez koklamaya , çöllerinde işaretler , nice olaylar , yolda kalmalar , kartallar , çiçekler , anî göller , kum fırtınaları , bir nasib için , kaç gece...
Bu dersler ,diyor derinlerden belki taa medineden gelen ses , bir hadisi heyecanla okur muyuz diye, bu rebiulevvel bir doğum olur da efendimiz doğar mi hayatımıza diye ...
Girer mi ..
Girer miyiz Medine ye ...
Hadis dersinin gölgesinde ..
24.10.2019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder