''Öyle ya, Küçük Prens'in gezegeninde, her gezende olduğu gibi, faydalı otlar da, zararlı otlar da vardı. Elbette ki faydalı otun tohumu faydalı, zararlı otun tohumu zararlı olur. Ama tohumlar görülmez, toprağın altında uyurlar mışıl mışıl, ta ki günü birinde birinin aklına eser, uyanır. O zaman da gerinir, güneşe doğru incecik, sevimli ve zararsız bir filiz sürer ürkekçe. Bir turp ya da bir gül filiziyse bu, varsın istediği kadar büyüsün. Ama zararlı bir bitkiyse, onu görür görmez koparmak gerekir. Küçük Prens'in gezegeninde korkunç tohumlar da varmış.. Baobabsa öyle bir bitki ki erken davranmazsan, bir daha baş edemezsin onunla. Gezegenini baştan başa sarar, kökleriyle delik deşik eder. Hele gezegen küçük, baobablar da çok olursa, çatlatır gezegeni.
Küçük Prens daha sonra: "Bu, bir kendini disipline etme işidir. İnsan her sabah elini yüzünü yıkadıktan sonra, gezegenine çekidüzen vermelidir. Baobablar filizlenirken gül fidanlarına çok benzerler. Onun için, birini öbüründen ayırt etmez, hiç vakit kaybetmeden baobabları söküp atmayı iş edinmeli. Oldukça sıkıcı bir iş bu, ama çok kolay."Küçük Prens
Yiğitin yavru yılanları ve ne çizdiğini anlayamayışım,yüzüme şaşkın bakıp uzun uzun akan suları gökyüzünden geçen yolları anlatışı,her olaya bambaşka,bizce akla gelmez ve hatta saçma yaklaşımları hatırlattı bana yeniden,o benim küçük prensim,bambaşka bir gezegenden gelmiş gibi..Bugün onlara da okudum ilk beş bölümü,bu ne resmi dedim,önce dağ dediler,sonra fil,yılanın içinde...6 yaşındakilerin çözebileceği bir mesele..Yiğit için gayet sıradan bir resimdi bu.Büyüklere anlatman gerekir yoksa anlamazlar cümlelerine gelince ama gerçekten dedi Irmak,muzip gülüşüyle..Bense düşünceli, yukarıdaki paragraflara takılı kalarak...
Herkes artık bir büyük olduğunda yeniden dönmeli çocukluk ya da ilk gençlik yıllarına, hatırlamalı ,anmalı hangi sulardan geçtiğini.İlle kitaplarını,simyacıyı,martıyı,hatta şimdi uzaktan tebessüm ettiği pembe dizi tadında huzur sokağının Bilalini,küçük prensi...Ve sabah uyandığında çeki düzen vermeli kendi gezegenine,ayırmalı gül ve baobab filizlerini,gezegen küçük, baobablar çoksa bir de,çatlatır gezegeni..Küçük prens ne çok şey söylemiş değil mi?
Küçük prens çok şey söylemiş de sen de pek geri kalmamışsın yani:) yarın sabah ilk iş gezegenime bakıcam galiba:) sağolasın
YanıtlaSilGülünü unutma Hilal,evcilleştirdiklerini,tilkiyi,beni...Uykusuz etti küçük prens beni...
YanıtlaSilsizin göreviniz insanları silkelemek,kendine getirmek mi sevgili Nagihan.okuyunca yazdıklarını, gezegenimi düşündüm de baobab filizleri sarmış her yanı.unutmuşum kendimi,gezegenimi...ama iki gülüm var ki,herşeye rağmen yeşeren, onlar için uğraşmaya değer.Allah razı olsun senden, seni bana tanıştıran Rabbime de şükürler...
YanıtlaSilokumam lazım acilen küçük prensi.tam da 'gezegenim ve ben' üzerinde gece gündüz, git gel yaşadığım şu zamanda...kalbimle beynimle savaş verirken,onları, beni, gezegenimi çözmeye çabalarken...
YanıtlaSilMüjgan,beni silkeleyenler sağ olsun:))kendine hatırlatma yeri burası,en çok kendine söyleme...Güllerin solmasın Müjgan...
YanıtlaSilTuğçe,bu kez internetten okudum Tuğçe.Dene inşallah...Allah kolaylık versin..