Hayat küçük şeylerle gelir.Küçük şeylerle bilinir.Her şey zıddıyla kaimdir ya o en büyük Hayy,hayatla bilinir,ama en çok mematla bilinir.Hayy,hayat sahibi Allah kendini bildirmek ister,bunun için yaratılır memat ve hayat.İlle önce memat,sonra hayat...Önce ölüm,sonra hayat..
Sonra mutlaka özel bir sıraya dizilmiş şeyler çıkar karşımıza,kah gökler kadar büyük,kah sivrisinek kadar küçük.Büyük küçük bizim nitelememizdir sadece.Sivrisinek göklerden küçük değildir yaratılış düşününce.Sır aynıdır,kün feyekün,ol denir oluverir.Göklere gücü yetmeyen sivrisinek yapabilirim ama gökyüzü beni aşar diyemez.Gün boyunca karşımıza çıkan olayları da biz küçük büyük diye değerlendiremeyiz.Bir tebessümden kazandığımız ruh zenginliğine belki kırk sadakayla eremeyiz.Bizi üzen olayın sebebine kırk yıl düşünsek akıl erdiremeyiz,nedir bunun sebebi,neden ben diyerek ruhumuzun enerjisini tüketiriz.Bitap düşeriz.Allahsa kulunun iyiliği için küçücük şeyleri önüne çıkarmaktan çekinmez,içine ne sırlar gizler.Alsın kabul etsin,tamam sen gönderdin vardır elbet bir hikmeti desin ister,desin de imanı kamil olsun,Rabbi de onu sarsın sarmalasın ister.Ne yazık ki en çok küçük şeylerde takılır düşer insan.Sapar gideceği yoldan.Görmek değil görülmektir asıl olan.Biz Onu göremiyorsak da o bizi görüyor ya,küçük olduğumuzu görmemiz görülmemize vesile olan.
Değişir hayatımızın akışı verdiğimiz tepkilerle.Alıp kabullenirsek akar,karşısında söylenip durursak,tıkanır başa iş açar.Öyledir.Yuttuğumuz an olay bitmiştir, biz onu yenmişizdir.Büyük balık küçük balığı yutar ya hani.Yutabiliyorsak biz o sıkıntıdan büyüğüz demektir.Yuttukça büyürüz de.
Sonra hep küçük şeylerle geçmez hayat,büyük şeyler de gelir.İlk andaki sabır denenir.Çıkıp bir dağ başına oturmaya,bir şeyin içini iyice doldurup ağzını sıkı sıkı kapamaya,çölde susuz yeşil kalan içindeki suyu kurda kuşa içiren kaktüse de sabır denir.Sabır ve namazla Allah tan yardım dilenir.Namaz da sabırla kaim olur.Sabır da namazla sükun bulur.Kimi dua eder,çağırır Rabbini,kimi niyaz ettirilir,Rabbi açar dilini..Görmek değil,görülmek ya,kılmak değil kıldırılmak güzel olan...
Hepimiz yaşamaya çalışıyoruz ya,yaşamak değil yaşarken ölmek aslolan,hep gülücükler peşindeyiz ya,gülmek değil ağlamak fıtrata uygun olan.Konuşmak değil,sukut buluşturan...
Nasıl bir ezgi var fonda şu an şu yazının altına koysam,şu taşan hüzün kemençenin mi,eşimin mi,pınarın mı benim mi..Evet görülmek gibi bir derdim var ama kimce,gülmekten çok ağladıysam da,ne içindi,hayatımı koysam şuraya nereye aktı gitti.Ahh,zaman geçip gitti.Hiç bir şey olamadan,ne amel var ne niyet,olanda gitmiş riya seline,yokum demekten başka çare var mı..
Yeniden,kendimden memnun değilim ben,doğum gerçekleşmedi....
sen,kendimden memnun değilim diyorsan annen ne yapsın...duyguların da güzel ifadelerin de...eksilerdeyim ben..
YanıtlaSilAnnemmm,sen eksilerdeysen asıl ben ne yapayım,canım annem...
YanıtlaSilneden bilmiyorum, seni ve hilal'i(annecafe)okuduğumda sanki kendimi okuyorum,aynaya bakıyorum sanki... sen bunları yazmışsın ya Nagihan,bunları hissetmişsin ya "memnun değilim kendimden" demişsin ya... ben,seni sadece yazdıkların kadar bilen biri olarak içimden geleni söylemek istiyorum haddim olmayarak. Yaradanı böyle derinden hisseden,okuyanın içini titretecek kadar samimi anlatan, yaşamın gerçek anlamının bilincinde olan kişiden inşallah Yaradanı da memnundur.Sabah sabah onca şeyin arasından beni tutup çıkarıp, kalbime dokundun ya, Rabbim de senin kalbine hep dokunsun;küçük mutlulukların farkında olan büyük yüreğin hep sevgiyle dolsun inşallah.Değerli anneciğine de bir çift sözüm var: - Ah teyzeciğim! öyle bir evlat yetiştirmişsiniz ki, artılardasınız artılarda... Allah'a emanet olunuz.
YanıtlaSilMüjgan,evet galiba sen kendini görüyorsun bende..Güzel görüşün ondan.Benim sandığın güzellik ise başka bir güzelliğe ayna olmaya çalışmamdan,inan...Ne duyuyorsam ondan bana kalan,tefsir sohbetleri çok bereketli...
YanıtlaSil